BÖLÜM 29

191 20 41
                                    

Jirayyanın ağzı açık kaldı
Ji: sen nasıl o rinnegan
Ky: şimdi cevabını aldın mı
Ji: bu imkansız
Ky: demekki değilmiş
Ji: bunu nasıl yaptın
Ky: sana neden anlatayım ki , başka söyleyecek bir şeyin yoksa son duanı et bunu gördüğün için seni öldüreceğim

Kyubi jirayyanın üstüne doğru yürümeye başladı
Ji: hey sakin ol bunu başkalarına anlatayım ki seni rahatsız etmeye cürret etmesinler
Ky: aslında mantıklı
Ji: hem narutoya sözünde var
Ky: tamam mızmızlanma öldürmekten vazgeçtim

Jirayya derin bir nefes verdi, aklında olan sorular vardı
Ji: rinneganı nasıl elde ettin
Ky: naruto sayesinde , eğer rinneganı direkt gözüne taksaydı olmazdı, ama o göz rengini sevdiği için yemeyi tercih etti
Ji: ne yedi mi
Ky: evet yedi, içende bende olduğum için dolaylı yoldan banada etki etti aslında narutonun haberi olmadan rinneganı kopyaladım
Ji: yani narutoyu kandırdın
Ky: asla , o beni silah olarak görmeyen tek kişiydi
Ji: bir sorum daha var
Ky: soru sorma sırası bende
Ji: sor
Ky: naruto öldükten sonra köyde olanları anlat

Jirayya olanların hepsini anlattı; kibanın hainliği, hinatanın masumluğu,ailesin ve arkadaşlarının üzüntüsünü dahil herşeyi anlattı .

Ky: gidebilirsin
Ji: söylecek birşeyin yok mu
Ky: var yakında kiba denen velet için geleceğim şimdi defol uykum var

Jirayya daha fazla birşey söylemeden mağaradan ayrıldı. Ama anlamadığı şey hertarafta çakrası vardı bunu neden yapıyordu hala anlamış değildi.

Kyubi diğer bijularla iletişime geçti
Ky: yanıma gelmeniz lazım
Shukaku: nedenmiş sen benim ayağıma gel
Ky: sesini kes rakun
Songoku: uzatma Shukaku, önemli bir şeymi var
Ky: önemli olmassa zaten çağırmam ama çaktırmadan gelin, insanlar sizi farketmesin
Chomei: işte bu münkün değil
Ky: neden
Matatabi: heran izleniyoruz
Saiken: maalesef senin kadar rahat değiliz
Ky: yapacak birşey yok o zaman son hız gelin ki yolda izinizi kaybettirin

Bütün bijular onayladı.

2 hafta sonra

Artık aralık ayının son haftasına girmişlerdi. Günlerden 25 aralık salı günüydü konaha karlı bir sabaha uyanmıştı.
Sakura kahvaltısını yapmış hızlıca hastaneye doğru yol aldı. Erkenden gelmesinin nedeni hinata idi.
Çakra seviyesi %11 seviyesindeydi, %10 altına düşerse hinata bitkisel hayata girecek birdaha uyanamayacaktı.
Sakura hemen önlüğünü giydi, hızlıca 310 numaralı hinatanın odasının önüne geldi kapıyı tıkladı ve içeri girdi.
Karşısında gözleri ağlamaktan kan gölüne dönmüş hitomi vardı.
Hit: sakura yalvarırım birşeyler yap

Sakura cevap veremedi, hinatanın hastalığını bir türlü bulamadı , tsunade shizune ile beraber hertürlü testi yapmalarına rağmen hastalığını bulamadılar .

Hinata sesler üzerine gözünü açtı, hastalığı yüzünden artık sakinleştiriyiciye gerek yoktu zaten zorla hareket ediyordu .Kolundaki zincirler çıkmasına rağmen yara izleri belirgin şekilde duruyordu, kolundan alınan kanlar yüzünden kolu mosmor haldeydi.
Zorlada olsa konuştu.

Hi: anne lütfen üzülme zaten benim isteğim bu
Hit; beni yanlız bırakıp gidecek misin

Hinata cevap vermedi, hitomi lafını tekrarladı ama yine cevap alamadı.

Sak: hitomi san lütfen dışarı çıkabilir misiniz
Hit: neler oluyor sakura birşey söyle
Sak: malesef çakra seviyesi %10 altına indi , artık bilinci kapandı

Hitomi tüm hastanenin rahatça duyduğu çığlığı attı. Kendini yerden yere vuruyor hinata uyan diye bağıra bağıra hinataya sesleniyordu.
Kushina hem hitomiyi hem hinatayı ziyarete gelmişti, hitominin sesiyle odaya koştu.
Hitomiyi zorlada olsa durdurdu bu sırada sakura hitomiye belli etmeden sakinleştirici verdi.
Kushinanın kolları arasında uyuştu kaldı hitomi
Kus: neler oluyor sakura
Sak: malesef hinata bitkisel hayata girdi

Kushina çocukluk arkadaşını kucaklayarak yan odada boş yatağa yatırdı.
Hinata yoğun bakım odasına alınmak üzere hazırlandı, hemşerilerden birisi sağ elinde tuttuğu alın bandını almaya çalıştı ama başaramadı. Hinata o kadar sıkı tutuyorduki almasının imkanı yoktu
Sak: bırak kalsın
Sakura hemşirelerle birlikte hinatayı yoğun bakım odasına aldı.
Hernekadar güçlü görünmeye çalışsada gözyaşlarını tutamadı. Hinatayı akademiden beri tanıyordu; iyi kalpli, nazik, utangaç ve güçlü bir kişiliğe sahipti.

Akşama kadar hastaneye neredeyse gelmeyen kimse kalmamıştı, ama sadece camın arkasından bakmakla yetindiler.
Geriye sadece hiashi ve hanabi kaldı camın önünde, hanabi pişmanlık içinde yatan ablasindan bir dakika bile gözünü ayırmıyor ağlıyordu.
Hinata herzaman hanabiye karşı nazik olmuş sadece birkere tokat atmıştı onuda hanabi haketmişti.
Hiashi ise ağlamamak için zorla kendini tutuyordu, olanların hepsinde kendi parmağı vardı.
Karısı hitomi geri dönmüştü ama şimdide ilk göz ağrısı hinata hayata elveda demek üzereydi, utancından  hitomi odada yatmasına rağmen yanına bile gidememişti.

Kushina hitominin yanından ayrılmadı. Kendiside evladını kaybettiği için hitominin neler hissettiğini biliyordu. Sakura verdiği sakinleştiricin 2 gün etkili olacağını söylemişti hala uyuşuk vaziyette yatıyordu.

25 aralık akşamı jirayya köye giriş yaptı. Doğruca ilk uğradığı yer tsunadenin yanı oldu.
Tsunade evinde yatmak için hazırlık yapıyordu kapıyı biri çaldı. Kapıyı açtığında karşında jirayya vardı.
Ji: ee içki içmeye gitmiyor muyuz
Tsunade jirayyanın kafasına sert şekilde vurdu
Tsu: aptal nerde kaldın insan bi haber verir
Ji: işlerim vardı
Tsu: biliyorum senin işlerini ihtiyar sapık
Ji: birincisi ben sapık değilim
Tsu: bu ihtiyar olduğun gerçeğini değiştirmiyor
Ji: aynı yaştayız be
Tsu: bi sana bak bide bana ben daha 30 yaşında gibiyim sen 70 yaşından fazla gösteriyorsun
Ji: neyse ne sözünü tutma zamanı
Tsu: uykum var sonra gidelim
Ji: sen nasıl, içkiyi red mi ettin az önce yoksa bana mı öyle geldi
Tsu: evet red ettim
Ji: neler oluyor tsunade
Tsu: çok şey var
Ji: hava soğuk içeriye geçelimde anlat
Tsu : geç  geç

Tsunade kenera kaydı jirayya ayakkabılarını çıkarıp koltuğa oturdu
Ji: anlat bakalım neler oluyor
Tsu: sorun hinata çakra seviyesi bugün %10 altına düştü, bilinci tamamen kapandı
Ji: tedavi buldunuz sanıyordum
Tsu: bütün testleri yapmama rağmen neyi olduğunu bir türlü bulamadık
Ji: kaç günü var
Tsu: en fazla 2

İkilin arasında sessizlik oluştu
Tsu: sen neden geç kaldın, kyubiyle konuşabildin mı
Ji: kyubiyle konuştum ama pekte olumlu bakmadı
Tsu: nasıl yani
Ji: kendini bizden üstün gördüğü için bide rinnegan
Tsu: ne rinnegan mı
Ji: evet rinneganı vardı naruto sayesinde elde etmiş,  en ufak saldırıda insanlara savaş açacağını söyledi neredeyse beni öldürecekti
Tsu: lanet olsun zaten en güçlü biju olması yetmez gibi bide rinnegan cıktı başımıza, sence sasuke onunla başa çıkabilir mı
Ji: kyubinin rinneganı varken zor hatta çok zor o güvendiği susanao bile işe yaramaz
Tsu : lanet olasıca
Tsu :Peki neden geç kaldın gideli 1.5 ay oldu neredeyse

Jirayya düşünceli görünüyordu söyleyip söylememek arasında kararsız kaldı
Tsu: jirayya ağzındaki baklayı çıkar neler oluyor
Ji:  Galiba naruto yaşıyor ...

Lütfen oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın

  SAVAŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin