60

778 72 2
                                    

Kızı yatağa yatırdıktan sonra üstüne çıkmış ve yarısını ısırdığım çilekten ona da uzatmıştım.

"Tanrım... Çok kötü bir kardeşim ablamın yanında olmalıydım."

"Ayrılmamışlar ki?"

"Ama kız reddetti teklifi. Görmen gerekirdi nasıl kesin bir dille reddettiğini."

Tabaktaki çilekleri imkanım olsa beşer beşer ağzıma atacaktım... Bir dakika sanırım kız önemli bir şey anlatıyor.

"Neden reddetmiş?"

"Hiçbir fikrim yok. Ama birbirlerine çok aşıklar muhtemelen kendisini hazır hissetmedi."

"Olur öyle şeyler."

"Reddetmesini beklemiyordum. Tamam biraz aykırı bir karakter ama... Karşındaki kişi de hayatının aşkı yani!"

Kızı yatakla kendi arama sıkıştırdım ve gülümseyerek yüzüne eğildim.

"Belki de kız başkasına aşıktır ne dersin?"

Dalga geçmek amaçlı söylemiştim ama ciddiye almıştı.

"Sana yemin ederim ablamdan başkasını sevemez o kız. Beni bile zorunluluktan seviyor."

Güldüm.

"Eski sevgilime de hep birisini sevemez demişlerdi." dedim yüzümdeki gülümsemeyi bozmadan.

"Seni de mi sevmedi?"

"Hayır... Beni çok sevdi sorun bu."

Tam kızın sütyenini çıkartacakken yatakta doğruldu ve tam karşıma oturdu.

"Ne kadar ileriye gitmiştiniz?"

"Ne?" dedim gülerek.

"Bilirsin işte her ilişkinin bir evresi vardır. Flört sevgililik... Evlilik."

"Ah..."

Siktir ne diye geçmişimi merak ediyor anlamıyorum. Sadece beş günümüz kaldı. Beş gün sonra iki yabancı olacaktık ve muhtemelen bir daha birbirimizi asla görmeyecektik.

"Bence birbirimizi çok ayrıntılı tanımasak daha iyi olur." dedim çünkü konuşmak istediğim en son şey Audrey'di.

"Demek malum kişi hakkında konuşmak canını sıkıyor ha? Kötü terk edilmişsin sen."

Bu konuşma tarzı bana Heather'ı hatırlatıyordu. Tanrıya şükür ikimizde ciddi bir ilişki istemiyorduk.

Hemen konuyu değiştirdim.

"Lunapark çok korkunçtu." dedim çünkü tam dönme dolabın tepesindeyken elektrikler gitmişti ve yarım saat havada kalmıştık.

"Senin de mi evlilik teklifin reddedildi?"

Sinirle nefes verdim.

"Hayır. Aksine gayet güzel bir şekilde kabul edildi."

"Üzücü... Demek o kadar ilerlediniz."

Gözlerim doluyordu. Ama içimdeki boşluktan falan değil. Aniden hayatım değiştiği için Audrey konusunu o kadar geriye itmiştim ki zihnimde bazı günler varlığını bile unutmuştum. Şimdi tekrar hatırlamak beni üzüyordu. Çünkü zamanında yeteri kadar üzülmemiştim...

Her neyse... Günün birisinde zaten ayrılacaktık. Sadece beklenmedik bir zamanda gerçekleşmişti.

"Fazla soru sorduğum için özür dilerim. Sadece... Seni iki gündür tanımama rağmen hangi aptal seni neden terk eder kafam basmıyor."

Karışık (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin