"Meraba, ben şu senin "Pis Odun" diye hitap ettiğin çocuk. Bugün ki olan olaydan dolayı özür dilerim. Bu akşam saat 20:00 da Otelin önünde hazır ol. Güzel bişeyler giyersen sevinirim :) "
Notu görünce ağzım açık kaldı haliyle. Beklemiyordum, yani, bilmiyorum. Gidemezdim, daha yeni tanışmıştık, ona güvenemezdim. Ya beni kaçırmak istiyorsa? Ona odun dediğim için, ormana götürüp, bi ağaca bağlarsa? Yada elime balta verip odun kestirtirse? Ya bana tecavüz edip, sonra odunlarla yakıp bi dereye atarsa? Aklımda deli deli sorular.
Dediğim gibi, gitmiycektim. Hem zaten gerek yok, ne gerek varki dimi yani. Şu saçma davet işini düşünmeyi bırakmam gerektiğini farkettim. Aşağı, Anılların yanına indim. İrem yoktu. Tabikide olmaz. Kim bilir hangi erkekle, nerdedir. Allahım sen akıl dağıtırken, şemsiye tutan İremi hiç farketmedin mi?
Koltuğa oturup telefonumu elime aldım. Sanal alemiyle o kadar işim olmazdı, ama sıkıldıkça girerdim. Telefonumu açtım, 2 mesaj vardı. Birini anlamışsınızdır, biride, hı? Tanımadığım bi numaradan gelmişti. Hemen açtım.
Mesajda;
"Meraba, tekrar ben :) Bilirsin, erkekler reddedilmekten hoşlanmaz, sanırım gelmek istemiyorsun, hadi ama, o kadar değerim de mi yok?"
"Hadi ama. O kadar değerimde mi yok"
Yok yani, sanki 2-3 senedir tanışıyoruz gibi konuşuyo. Daha adını bilmediğim birine güvenemem lan ben.
"Öncelikle numaramı kimden aldın? Ve, daha adını dahi bilmiyorum, seninle gelmemi mi bekliyorsun? "
"Bana numaranı, şu senin BFFin verdi. Yani İrem. Arkadaş olduğumuzu söyledim. Yani arkadaşız öyle değil mi? Bu arada, seninki Doğa :). Bunu İrem söylemedi, ben biliyordum önceden. Benim adım Doruk. Herneyse geliyorsun değil mi? "
Ulan irem. Görüşcez senle. Ne demek benim numaramı tanımadığın birisine veriyosun? Beni kendimi sandı bu kız? Off allahım off!
"Bilmiyorum, bakarız, belki."
"Hadi ama, 1 saatcik?"
"Off peki."
"Akşam saat 8 de o zaman? :) "
"Peki."Hemen ardından İreme mesaj attım.
"Nerdesin irem? Hemen yanına geliyorum, acil!"
"Sahildeyiz, bekliyorum"
"Tamam"Sahile gittiğimde yanında bi çocuk vardı. Ben onlara varmadan çocuğu göndermişti.
"Sen ne diye bilmediğin bi adama numaramı veriyosun irem? "
"Yaa ama Bffcim biliyosun şimdii, o sana mesaaj atsaa, been onun numarasını senden alabiliriim diye şey ettiim"
"Ulan senin yüzünden çocukla akşam yemeğine çıkmak zorundayım! Off irem!"
"
"Ohaa kızım ne çabuk, Doğaa koş odaya hazırlamalıyız senii"
"Ne saçmalıyosun kızım yaa, normal bişeyler giyer giderim ben"
"Allahım sen akıl dağıtırken, kenarda mal mal oturan Doğayı farketmedin mi? Ne demek bişey giyerim? Doğa sinirlendirme beni, düş önüme."
"İnan bana kanka bu soruyu bende çok sordum kendime. Neyse öff be, tamam, ama abartmak yok"
"Hadii hadii boş konuştun çok"Diyerek beni odaya çekiştirdi. Bütün elbiseleri yatağın üzerine döktü. 20-25 kez giyin-çıkar yapmaktan bıkmıştım. En son beyaz mini bi elbisede karar aldık. Saçlarımı düzleştirdik, fazla abartılı olmayan bi makyajla hazırdım. Güzel görünüyordum. Kendimi beğenmezdim, ama hoşuma gitmişti nedense. 5 dakika önceden odadan çıktım. Tabi çıkmadan İrem yapmam gereken kuralları anlattı. Kafamı şişirdi daha gitmeden. Off inşallah herşey umduğum gibi olur. Güzel bi şekilde biter.
Aşağıya indiğimde tüm gözler üzerimdeydi. Açıkçası çok rahatsız edici. Hemen dışarı çıktım, etrafa bakındım. Oydu, gelmişti. Ve çok.. uff Doğa ne diyosun be!
Bana doğru yürüdü ve, olduğu yerden beni baştan aşağı süzdü.
Multimedia'da Doğanın elbisesi :)
Hikayeye devam etmeli miyim? Yani fikirlerinize ihtiyacım var. Yorumlarınızı bekliyorum :).
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ OKULU BELASI. #Wattys2018
Romantik"Bu yaz bi farklı geçecek sanırım, ha sence de öyle değil mi?" Diyerek pis pis sırıttı. "Yo geçen yazda uyuyodum, bu yaz da uyuycam" dedim, çünkü Doğa olmak bunu gerektirir. İki farklı dünyadan, iki farklı insan, iki farklı kalp. ...