YOB 15.

6.3K 323 34
                                    

Telefonum çalmıştı, açmamıştım, sürekli arayınca açmaya karar verdim. Telefonu kulağıma getirdim ve duyduğum sesle ağzım açık kalmıştı.
Olamazdı, doğru olmamalıydı.

Arayan Babamdı.
Telefonu açıp efendim demeden, bir adam "Siz Ömer Beyin kızı olmalısınız,Anneniz ve Babanız şuan hastanede yoğun bakımda, ağır bir trafik kazası geçirdiler" dediği an, Telefonum yere düştü. Bayılmıştım.

***

Uyandığımda hastanedeydim. Baş ucumda Doruğun endişeli ve korkmuş gözleri ve aynı şekilde sağ tarafımda da İremle Anıl duruyordu. Gözlerimi açtığımda, Doruk elimi tutarak, iyi olup olmadığımı sordu.

Benim aklımsa, hala Annem ve Babamdaydı.

Yaşıyorlar mıydı?
Yoksa 2. defa Annemle Babam beni terk mi edecekti?

Doruğa dönerek,

"Onlar-" duraksadım.
Korkuyordum, evet belki iyi bi anne kız değildik,beraber sürekli alışverişe çıkmıyorduk, ve belki beni okula annem getirmiyordu, annemle hiç dertleşmemiş de olabilirim, ama o benim Annemdi.

Ve Babam, onun sağlığı benim için çok önemliydi, herzaman öyle ama o kalp hastasıydı, sürekli kalbi sıkışıyordu. Her ne kadar Baba-Kız olmasakta, o benim Babamdı.

Bir kaç dakika sonra Doktor içeri girdi ve,
"Anneniz ve Babanızı yoğun bakıma aldık, büyük ama iyi bi ameliyattı. 24 saatin geçmesini beklemeliyiz, her an herşey olabilir, hazırlıklı olun."

Gözlerim doluyordu, hatta ağlıyordum, hani bi çocuğun ondan en sevdiği oyuncağını alırsın ya, öyle işte.

İremler bana evden giysi almaya çıkmıştı, Dorukla başbaşaydık. Beraber yatıyorduk, daha doğrusu yanıma gelmişti, eli elimdeydi. O yanımdayken, kendimi daha güçlü hissediyordum, daha olgun, daha çok bilmiş. Evet öyle, yani nedenini bilmiyorum, ama öyle.

Hemşire kontrole gelince Doruğun çıkmasını istedi.
Doruk çıktıktan 1-2 dakika sonra hemşire bana dönüp,
"Onun kıymetini bilmelisiniz" dedi.
"Kimin?"
"Sevgilinizin"
"Sevgilim?"
"Doruk Güngör sevgiliniz değil mi?"
"Ha evet şey sevgilim de noldu ki?"
"Tüm gece uyumadı, baş ucunuzda bekledi"
Şaşırmıştım, biz sevgiliydik, ama oyundan, yani gerçek değildi, neden bunu yapmıştı?
Hemşire son kontrolleri yapıp dışarı çıktı.
Doruk içeri girdiğinde yanıma oturdu.
"Daha iyi misin ?"
"Şey, evet, sen git istersen, seni de yordum zaten"
"Hayır lafı bile olmaz, sen iyi olmaya bak ufaklık"
"Herşey için teşekkür ederim, bay Odun" diyerek ona gülümsedim.

O sırada İremle Anıl içeri girdi, ardından Berra, Berke, ve şebeğimiz Can içeri girdi.

"Öncelikle", diye başladı lafına İrem, "Annen ve Babanın durumu iyiye gidiyo Bffcim"

O sevinçle yanımda duran Doruğun boynuna atladım. İç sesim Doğa her ne kadar bu anı bozarsan içinden çıkar seni ölene kadar döverim desede, geri çekildim. Kahretsin! Sırıtıyordu! Eline koz vermiştim!

"Şey, ben artık eve gitmek istiyorum, burda kaldığım sürece dahada kötü olcam galiba,öyle hissediyom da"
"Mızmızlanma Doğa, bugünde burdasın, hiçbir yere gitmiyosun" dedi hepsi bi ağızdan.
"Tamam yaa ne dedim ki ben şimdi"
"Tomom yoo no dodom ko bon şomdo"

Doruk! Yine beni taklit etmişti ,-

"Yaa"
"Yoo"
"Ama yaa"
"Omo yoo"
"Taklit etmesene malmısın olum"
"Toklot otmosono molmoson olom"
"Seni varyaa"
"Beni varya? Naparsın sevgilim?"
Yine aynısını yapıyodu! Kesinlikle kızarmıştım, domates bile bu kadar kızarmadı anasını satıyım.
O sırada herkes ne söyleyeceğimi merak ediyordu ki, hemşirenin içeri girmesiyle bi oh çektim.
"Yanınızda sadece tek kişi kalabilir, gerisini dışarı çıkarmak zorundayız."
Doruk hemen,
"Ben kalırım", dedi.
Nasıl yani? Tüm gece? Dorukla beraber bi odada mı kalacaktık? Hayır, olmazdı, olamazdı!
Herkes vedalaşıp odadan ayrılırken, İreme kalması için kaş göz işareti yaptım, ama o gerizekalı tabikide bunu kabul etmeyerek beni odada Dorukla yanlız bıraktı. Çıkarırım kızım bunun acısını senden!

Herkes gidince,

"Ee napıyoruz?" diyerek pis pis sırıttı.
"Doruk burda kalmanı istemiyorum, hadi git eve sen yarın taburcu olcam zaten ben"
"İyi misin sen? Sence ben eve gider miyim?"
"Gitmez misin?"
"Gider miyim?"
"Herkes gider mii diririrm"
"Herkes gider Doruk kalır çünkü Doruk olmak bunu gerektirir."
Son cümle bana çok tanıdık geliyordu.

***İLK GÜN***

"Bu yaz bi farklı geçecek sanırım, ha sence de öyle değil mi?" Diyerek pis pis sırıttı.

"Yio geçen yazda uyuyodum, bu yaz da uyuycam" dedim,"çünkü Doğa olmak bunu gerektirir."

***5 dakika sonra***

"Doğa"
Cevap vermedim.
"Doğaa"
Cevap vermedim.
"Uyumuyorsun ufaklık biliyorum"
Cevap vermedim.
"Cevap vermezsen seni öperim."
"Efendim lanet olasıca?"
"Film izleyelim mi?" diye sordu masumca, aslında bende film izleyelim mi diye sorcaktım, tabikide onun masum masum bakmasıyla bi ilgisi yok, mal mısınız?

"Peki izleyelim, ne izliycez?"

"Korku Seansı."

YAZ OKULU BELASI.                                          #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin