3

427 45 22
                                    

Seonghwa'dan

Daha güneş doğmadan çalan telefonumla irkilerek uyandım ve yanımdaki bedenin uyanmamasına dikkat ederek yataktan kalkıp gelen aramayı yanıtladım. "Tamam. Yarım saate oradayım." Bu kısa görüşme ardından telefonu kapattım ve yere yığılmış kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Ceketimin cebinden çıkardığım not defterinden bir sayfa kopardım ve siyah tükenmez kalemimle bu küçük bedene bir not bırakmak adına yazmaya başladım."Hayatımda geçirdiğim en güzel geceydi. Teşekkür ederim. Tekrardan karşılaşacağımızı sanmam ama kendine dikkat et. Her ne kadar güçlü görünmeye çalışsan da içindeki o masumluğu dün gece görebildim. Kendine iyi bak... ~Hwa"

Not kağıdını yatağın yanındaki şifonyerin üzerine bıraktım ve odadan yavaş adımlarla çıktım. Bugün yorgun geçecekti. Bunu kendime hatırlatarak arabama bindim ve sürebildiğim kadar hızlı sürmeye başladım. Beni bir gecede nasıl etkilediğini bilmiyordum. Bir kaç kez daha tek geceli ilişkim olmuştu ama bu defa... Bu defa çok farklıydı. Yasaktı... Birine bir şeyler hissetmem her zaman yasaktı. Arkadaşlık, aşk, üzüntü, mutluluk, heyecan... Bunları birileriyle yaşamam yasaktı. Kural bir AŞIK OLMA! Yüzüme çarpan gerçekle aklımdaki düşünceleri bir kenara attım. Bir gecelik bir ilişkiyle birine aşık olamazdım. Dikkatimi yola verdim ve sürmeye devam ettim...

***

Yazardan

Hongjoong çalan alarmıyla saniyesinde ayaklandı. Alışıktı sonuçta. Ama yanında onu göremeyince boşluğa düşmüş hissetti. "Kendine gel Hongjoong! Tek gecelikti." Kendi kendine konuşurken kalçasında hissettiği ağrı ile yavaş hareket etmesi gerektiğini anlayınca önce saçlarını elleriyle düzeltti. Sonra kıyafetlerini giydi ve telefonunu almak için şifonyere yöneldiğinde bırakılan notu görüp okumaya başladı.

"Ah tanrım. Dün geceyi aklımdan silsen ne olurdu ki. Tamam çok güzeldi ama... Her neyse." Notu şortunun cebine attı ve mesaj yazmaya başladı. "Hep geldiğim bardayım." mesajı atmasından sonra telefonunu da cebine atmasıyla beraber ve odadan çıkıp kapıda tahmin ettiği gibi onu bekleyen arabaya yöneldi. Binmesiyle konuşmaya başlaması bir oldu. "Önce eve gidelim Woo." Wooyoung onaylayıp arabayı çalıştırdı ve Hongjoong'un evine sürmeye başladı. "Biriyle ilişkiye girdim Woo." Wooyoung şaşırmayan bir ifadeyle yanıtladı. "Tahmin edebiliyorum. İyi misin? Çok ağrın var mı?" Woooyoung'ın sorusuyla Hongjoong somurttu. "Çok değil. Bu ağrı benim için hiçbir şey." Hongjoong gülünce Wooyoung da kıkırdadı.

"Ama iyiydi sanırım." Wooyoung tekrardan güldü. "Utanmaz!" ikiside kahkaha attıklarında Hongjoong'un evine geldiklerini anlayınca Woo arabayı durdurdu ve Hongjoong'un inmesini bekledi. "On dakikaya geliyorum." Woooyoung'ın cevap vermesini beklemeden arabadan indi ve binaya girdi. Hızlı adımlarla kendi katına çıktıktan sonra kapının kilidini açıp içeri girdi. Vakit kaybetmeden dolabının kapağını açtı ve günlük kıyafetler seçti. Siyah dizleri yırtık bir kot pantolon, gri ve kısa kollu bir tişört ve deri montu. Bileğinden biraz daha  yukarıya kadar uzanan siyah botlarını da ayağına geçirip bağcıklarını bağladı.

Aynı hızıyla evden çıktı ve kapıyı kilitleyip merdivenlerden inip arabaya bindi. "Gidelim." Hongjoong dediği gibi tam on dakikaya inmişti aşağı ama Woo onun bu dakikliğine artık alışıktı. Aldığı komutla arabayı çalıştırdı ve tekrardan sürmeye başladı.

***

Yirmi dakika süren her zamanki yolculuktan sonra Hongjoong arabadan indi. Ardından gösterişine oldukça alışkın olduğu binaya girip asansöre bindi. Asansör ineceği katta durup, kapısı açıldığında indi ve önünde duran kapıyı üç kere tıklattı. İçeriden herhangi bir komut beklemeden odaya daldı. Dediğim gibi artık herkes onun her hareketine alışkındı ve kimse sorgulamıyordu. Younghyun gözündeki gözlüğü düzeltip Hongjoong'a baktı. "İşler istediğimiz gibi gitmedi Hongjoong. Otur." Deri koltuğu  Hongjoong'un oturması için işaret etti.

Hongjoong da oturduktan sonra devam etti. "Şimdi sana başından her şeyi anlatacağım. Zekisin ve bana yardım edeceksin. Her zaman ki gibi." Hongjoong duyduğuyla tek kaşını sorgular şekilde kaldırdı sonra da kafasını onaylar şekilde salladı.

"Pekalaaaaa. Park Sungjin. Onunla olan anlaşmazlığımızı biliyorsun. Bu adamın bir sağ kolu var ve onu kimse tanımıyor. Sungjin onu çok iyi gizliyor. Pis işlerini ona yaptırıyor. Ama bu sağ kol her kimse fazlasıyla yetenekli. Hafife almamamız gerekiyor. Onun hakkında bildiğimiz tek şey el yazısı... Senden istediğim ise onu bulman. Bulduğun ilk fırsatta ise öldürmeni istiyorum. Tek bir pürüz istemiyorum Hongjoong. Dediklerimi dikkate al. Vee bu da... El yazısı. " Elindeki hafif sararmış ve katlı kağıdı Hongjoong'a uzattı.

"Onu öldüreceğiz. Nedenini büyük ihtimal merak ediyorsun ama. Zamanla kendin anlayacaksın..." sinsice bir gülüş attı ve kahvesinden bir yudum aldı. Hongjoong ise sadece elindeki tek bilgi el yazısı iken bu adamı nasıl bulacağını düşünüyordu sadece...

***

Hongjoong'un giydikleri hehet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hongjoong'un giydikleri hehet...

🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋

🤚🤚🤚

LOVE ME OR LEAVE ME//SEONGJOONG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin