Yazar'dan
Wooyoung onu içeriden çıkaran arkadaşına duyduğu endişe ve San'ı bulduğuna dair içinde oluşan anlayamadığı bir mutlulukla sevdiği adama dikti endişeli bakışlarını.
Fazlasıyla dayak yediği yakışıklı yüzünün morarıklarla dolmasından anlaşılıyordu. San Woooyoung'ın endişeli bakışlarını hissedince ona döndü. "Merak etme acımıyorlar."
Wooyoung fazlasıyla duygu karmaşası içindeydi. Elini nazikçe San'ın yanağına uzattı ve sanki kırılgan bir eşyaya dokunuyormuşçasına yavaşça okşadı. İçeride arkadaşı sevdiği adamın hayatına son verecekti, San ise yürüyemeyecek kadar dayak yemişti ve onu ölü bulmaktan veya hiç bulamamaktan o kadar korkmuştu ki bulduğu an mutluluk göz yaşları dökmek istemişti. Neye ağlayacağını bilemeyerek bakışlarını yere dikti ve göz yaşlarını serbest bıraktı.
"Nasıl yapacak San? Hongjoong bunu kaldıramaz. Kendini asla affetmeyecektir bunu yaptığı iç-"
Ani gelen silah sesiyle ikiside irkilmişti. Ne yani gerçekten yapmış mıydı?
Wooyoung hızla ayağı kalktı. İçeriden güçsüzce çıkan arkadaşına verdi dikkatini. Yanına koştu kollarını ondan daha kısa olan arkadaşına sardı.
Hongjoong göz yaşlarını Woooyoung'ın sarılmasıyla artık tutamıyordu. Woo Hongjoong'un sakinleşmesi adına kahverengi saçlarını okşadı. Sessiz ortamda sadece Hongjoong'un küçük hıçkırıkları duyuluyordu.
Wooyoung onun ailesiydi, arkadaşıydı, sırdaşıydı ama bu küçük sır sadece onda kalmalıydı...
***
Hongjoong konuyu açmadıkça onunla konu hakkında konuşmamaya karar vermiştiler.
San'la beraber eve döndüklerinde Hongjoong duşa girmiş Woo ise San'ın yaralarına pansuman yapıyordu. Sevdiğinin ağlamaktan kızarmış gözlerine baktı San. Pansuman işi bitince Wooyoung ilk yardım çantasını toparladı ve sehpanın üzerine koyup San'ın yanına oturdu.
İkisi de gözlerini buluşturduğun da artık bir şeyleri açıklığa getirmenin tam vaktiydi. San bunu bilerek konuşmaya başlamak için dudaklarını araladığında onu durduran şey Woooyoung'ın dudaklarıydı.
Wooyoung onu incitmemeye çalışarak fazla nazikçe öpüyordu. San ise ilk anın şokundan çıkamamış sonra Woooyoung'ın dudaklarına eşlik etmişti.
Woo ellerini San'ın saçlarına çıkardı ve henüz hafif olan öpüşmeyle beraber sevdiğinin saçlarını okşadı.
Bir süre sonra nefeslerinin kesildiğini anlayınca San zor da olsa geri çekildi ve alınlarını birbirine dayadı. "Sana bir şey olacak diye çok korktum."
San Woooyoung'ın alnına nazik bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum Wooyoung."
Woo ani gelen itirafla şaşırmış olsa da bozuntuya vermedi. "Bende seni seviyorum." İkili gözlerini birbirlerinden ayırmayarak kıkırdadı.
Woo koltuktan kalktı ve San'a yardım ederek uzanmasını sağladı. "Şimdi uyu. İyi olduğunda her şeyi konuşuruz."
Eğilip San'ın yanağını öptü ve ışığı kapatıp salondan çıktı.
***
Hongjoong aldığı soğuk duştan sonra her zaman ki gibi kendini yatağa attı. Bugün öğrendikleri onu fazlasıyla şok etmişti.
Hayatına bir süre daha olduğu gibi devam edecekti. Sonra rahatlayacağını biliyordu. Bu yüzden fazla düşünmemeye karar verdi.
Hiçbir şeyi bozuntuya vermeyecekti. Hongjoong neyse oydu zaten. Olduğu gibi kalacaktı. Sabretmek o kadar da zor değil öyle değil mi?
Düşüncelerini her akşam yaptığı gibi bir kenara attı ve gözlerini uykuya bıraktı.
***
Mutfaktan gelen güzel yemek kokularıyla gözlerini araladı. Önce banyoda ki işlerini halletti sonra kıyafetlerini giyindi.
Uzun file çorap, siyah kot bir şort, uzun kollu siyah düz bir tişört, üzerine yine siyah ve baskılı kısa kollu bir tişört, şortunu tamamlayan bir kemer ve zincirle son kez aynada kendine baktı. "Asıl Hongjoong'u geriye getirmemizde sorun yok öyle değil mi?"
Kendi kendine konuştuktan sonra saçlarını kulaklarının arkasına attı ve odadan çıktı.
Çoktan hazırlanmış olan kahvaltı masasına oturdu. Karşısında oturan San'a sundu bakışlarını. "Daha iyi misin? Değilsen Woo seni bugün hastaneye götürsün."
San kafasını iki yana salladı "Hayır hastaneye gerek yok."
"Eşyalarımı toplayıp eve gideceğim bugün Hyung. San'la daha iyi ilgilenebilirim." Wooyoung mutfaktan elinde pirinç kasesiyle gelirken konuştu.
"Bu ara da bana hyung demeye başladın. Gözümde kaçmıyor." Wooyoung Hongjoong'un fazla normal olmasına şaşırmıştı. Eskisi gibi alaycı ses tonu bile aynıydı. Pek üstünde durmadı ama arkadaşının düşündüğünden çok daha çabuk toparlamasına şaşırmıştı.
"Yemeğine odaklan!" Woo'nun sinirli sesiyle Hongjoong sinsice gülümsedi ve yemeğini yemeye başladı.
"Younghyun'a gideceğim bugün. Görevi bitirdiğime dair haber vermek için. San'la ilgilen sen. Kendim gidebilirim."
Wooyoung ikinci defa şaşırmıştı onun konuyu çok normalmiş gibi açmasına. Hongjoong'un bu haline üzülse mi sevinse mi bilemiyordu.
"Tamam ama önemli bir şey olursa haber ver." Hongjoong başını onaylar şekilde salladı ve sandalyeden kalktı.
Deri montunu alıp çıktı ve uzun zamandır kullanmadığı arabasına yöneldi. Normalde hep Woo onu alıp bıraktığı için arabasını kullanmaya pek fırsatı olmuyordu zaten.
Derin bir iç çekti ve arabayı çalıştırdı.
***
Neredeyse bir aydır gelmediği ofis odasının önünde dikilmiş doğru cümleleri aklında birleştiriyordu.
Hazır olduğunu hissedince terlemiş avuç içlerini şortun sürttğ ve kapıyı tıklatıp her zaman ki gibi "gel" komutunu beklemeyip içeri girdi.
"Ow Hongjoong. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Umarım haberlerin güzel yöndedir." Younghyun'un pişkin konuşmasına gözlerini devirdi. Son öğrendiklerinden sonra mümkünmüş gibi daha da nefret etmeye başlamıştı.
"Görevi bitirdim. Hiçbir sorun yok." gereksiz uzatmalara gerek yoktu. "Bunun için kutlama yapmalıyız. Akşam bana gel." Hongjoong huzursuzca yutkundu. Onunla yalnız kalmaktan hep nefret etmişti. "Eve gerek yok bildiğim bir bar var rezervasyon yaptırırım."
"Peki. Bunu sana bırakıyorum. Sonuçta bu senin kutlaman. Aldığın en büyük görevdi."
Hongjoong sinsice gülümsedi ve odadan çıktı.
Rahatlamışçasına nefesini serbest bıraktı. "Burdan sonrası fazla basit."...
***
Hongjoong'un giydikleri :))🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋🍋
Gecikme için üzgünümmm. Biraz geçiş bölümü gibi oldu. Bu ara da Woosan'ı açıklığa kavuşturmak istedim sonrasında konuyu onlara çok odaklamamak içinnn :)
🤚🤚🤚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE ME OR LEAVE ME//SEONGJOONG
Action[TAMAMLANDI] "...Bebeğim beni sev ya da bırak bu gece..."