10.Bölüm

184 25 6
                                    






Bugüne neşeli kalkmıştım. Çünkü neşeli olmak için birçok nedenim vardı. Ve bu nedenlerin başını Uraz çekiyordu. Yüzümde aptal bir sırıtış belirdiğinde elime telefonu alıp ekranı kontrol ettim. Ama Nesli ve reklamlar dışında herhangi bir bildirim yoktu.

Ekranda beliren orspçocğ yazısını özlemiştim.

O günkü tartışmamızda benden uzak durmasını istediğimden beri bir daha yazmamıştı. Bana trip mi atıyordu? Saçmalama Elya! Diye uyardım kendimi içimden. Yine hayal dünyasına dalıyordum. Bir süre ekranla bakıştıktan sonra daha fazla dayanamayarak telefonu elime aldım. Sanki onunla aylardır yazışmamışım gibi hissediyordum.

Kime: orspçocğ

elya: Sana bir şey sorabilir miyim?

İlk mesajı benim göndermemle birlikte, sanki elimde fare tutuyormuşum gibi telefonu bir anda yatağın üstüne attım. Onun yüzünden gurursuz birine mi dönüşüyordum? Yine heyecandan saçmalamaya başlıyordum. Dünden sonra ona mesaj atmam beni gurursuz biri yapmazdı. Çünkü ödeşmiştik.

Ayaklanarak odanın içinde bir sağa bir sola yürüyerek ondan gelecek bildirimi beklemeye başladım. Bu kadar heyecanlanmam anlamsızdı. Kalbim o kadar hızlanmıştı ki, her sabah yaptığım gibi Şenay'ın bahçesine bile bakmayı unutmuştum.

Sonunda beklediğim bildirim geldiğinde ağzım kulaklarıma vardı ve kendimi yatağa sırt üstü bırakarak telefonu elime aldım. Ama yüzüm ekrandaki ismi görünce anında düştü.

Kaan: Bu akşam müsait misin?

elya: Neden?

Kaan: Seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum.

Kaan: Eğer sende istersen tabii.

Planı hatırla Elya...

elya: Bana uyar.

elya: Saat kaçta geleceksin?

Kaan: Saat 02:30 uygun mu?

elya: Çüş.

elya: Yani fazla geç olmaz mı?

Kaan: Yatma saatine mi denk geldi?

Kaan: Biz hep bu saate buluşuruz.

Akşam akşam inşallah beni kaçırmazlar!

elya: O saatte beni alırsın o zaman.

*elya çevrimdışı.

Kaan'la konuşmak hiç hoşuma gitmese de Uraz'ın dediklerini yapmak zorundaydım. Ona attığım mesajı bir kez daha kontrol ettim, henüz görmemişti. Yüzümde beliren gülümse solduğunda bana bir daha hiç yazmayacağını düşündüm. Çünkü istediklerini yapıyordum ve artık benimle iletişim kurması için hiçbir neden kalmamıştı.

Telefonu bu sefer sinirle yatağa bıraktıktan sonra ayaklandım. Gözlerim sanki neşemin geçmesini bekliyormuş gibi anında pencereden dışarısını bulduğunda, Şenay sanki inadıma gülücükler saçarak ailesiyle kahvaltı yapıyordu. Bu kız her gün bu kadar mutlu olmayı nasıl başarıyordu?

Düşen suratımla odamdan dışarı çıktığımda evin koca sessizliği karşıladı beni. Annem hala uyuyor olmalıydı. Bunu fırsat bilerek buzdolabının kapağını araladım ve içine göz gezdirdim. Ama beklediğim gibi içi bomboştu.

İSTENMEYEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin