1.0

185 15 33
                                    

İyi okumalar.

akmandemir: Belki de en başından beri biliyorumdur güzelim. (:

Sikeyim! Neden kötü şeyler olacakmış gibi hissediyordum?

Zaman kötü, kolla götü kanka!

Sen sussana!

Diğer ders için zil çaldığında, aklım eskisi kadar boş değildi. Ne söylenilenler ulaşıyordu zihnime, ne gördüklerim kalıyordu gözümün önünde.

Yardım falan?

İç ses, lütfen ben çağırmadığım sürece gelme!

Aaa, değerim valla da bilinmiyor billa da!

Birkaç ders sonra Şafak da uyanmıştı. Fazla keyifsizdi. Aklındaki düşünceler onu haddinden fazla meşgul ediyor olmalıydı. O da uyuyarak kaçmayı deniyordu. Nelerden veya kimlerden kaçarsa kaçsın, gerçeklerle yüzleşmek zorundaydı herkes ne yazık ki.

Önce dolu gözleriyle boş boş baktı boşluğa, gözlerini gözlerimle buluşturdu ve birden sarıldı.

O an, nedendir bilinmez benim de gözlerim doldu. Sanki uzun zamandır bunu bekliyormuşum gibi sıkıca sardım onu.

Hiç bırakmayacakmış gibi.
Hiç ayrılmayacakmışız gibi.

Başını boynuma gömdü. Çok değil, birkaç saniye sonra hissettim göz yaşlarını.

Neydi onu böyle kederlendiren?
Neydi onu ciğerlerine nefes almaktan nefret ettiren?
Neydi onu bu umutsuzluğa iten?

Bilinmezlik bataklığına girmiştim yine. Hoş, ne zaman çıkabilmiştim ki sanki oradan? Belki de çoktan ben bataklık olmuştum, kim bilir?

Hıçkırıkları, iç çekişlere dönüştü. Olduğu yerde dikleşti ve başını eğerek gözyaşlarını sildi.

Hafif kızarmıştı yanakları ve burnu. Islanmış kirpikleri ve dolu gözlerine inat, gülümsedi.

Asla zorlamayacaktım söylemesi için neden böyle davrandığını. Zamanı gelince veya isterse söylerdi o, bilirdim, bilirdi.

"Öyle bir içimden geldi kanka."

Derin bir nefes aldı. Buruk bir gülümseme bahşettim ben de ona.

Anlamıştı. Şu anki dediğine inanmadığımı ama ne olursa olsun yanında olacağımı, anlamıştı.

Telefonu titredi. Kaşları çatıldı ve ağzının içinde bir küfür mırıldandı. Sonra birden, "Hassiktir lan! Bu nasıl olur? Siktir! Siktir! Bu ne?" demeye başladığında, "Ne oldu oğlum? Bana da söylesene," dedim.

"K-kanka, istek atmış bu kız bana! Lan adımı nereden öğrendi? Sadece yolda göz göze geldik! O da bir kere! Hassikt-"

Fazlasıyla şaşırmıştım. Hoca sınıfı sessiz olması için uyardı. Ne ara gelmişti? Neden fark etmemişti- Ah, duygu yoğunluğumuz sağ olsun neye odaklanacağımızı şaşırmıştık.

Sonra kapı tıklatıldı. İçeriye nöbetçi öğrenci girdi.

"Dersinizi böldüğüm için üzgünüm hocam. Müdür, Şafak Miran'ı çağırıyor."

Hocayla saliselik bir göz teması köprüsü kurdum ama hemen yanımdaki Şafak'a baktı. Şafak bana bakıp burukça gülümsedi ve ayağa kalktı. Çantasını da alıp sınıftan çıkarken de son kez hüzünlü gözlerine bakabildim. Lütfen, lütfen kötü bir şeyler olmasın.

Ders kaldığı yerden devam etti ama ben o zaman boşluğunda sıkışıp kaldım. Zaman ne geriledi ne de ilerledi benim için.

"İyi tatiller çocuklar." Ders bitmiş, gün gitmiş, okul bitmiş, ben bitmişim. Tatil zamanı gelmiş.

Şafak'a yazmak için telefonu hemen açtım. Çıkışı beklemiştim çünkü bakışlarından biraz zamana ihtiyacı olduğunu anlamıştım.

Şafak ama doğmayan😼

Siz:
N'apıyorsun lan?

Şafak ama doğmayan😼:

Siz:Bavul ne alaka oğşum? NE SAÇMAŞIYORSUN SEN?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siz:
Bavul ne alaka oğşum?
NE SAÇMAŞIYORSUN SEN?

Şafak ama doğmayan😼:
Önemli bir şey yok oğlum ya.

Siz:
Ne demek önemli bir şey yok amın evladı?

Şafak ama doğmayan😼:
Im şimdi kısaca söyleyeceğim ve sonra işine bakacaksın?
Sakin olacaksın ve ben müsait olduğum ilk an buluşunca tepki göstereceksin?

Siz:
Sajşbşm
Sakinim*

Şafak ama doğmayan😼:
Sabır 🤦🏻‍♂️

*çevrim dışısınız*

Sakinleşmek ve artık okuldan çıkmak için mesajlardan çıktım.

Hızla aşağı indim ve okulun çıkış kapısından çıkacakken biri çelme taktı. Sağ dizim sanki benden bir parça değilmiş gibi boşluğa çekildi ve düştüm.

Başımı kaldırdığımda 12. Sınıflardan kendine bela aramaya meyilli olan bir orangutan götlü babun suratlı Allah'ın beyin vermeyi unuttuğu bir geri zekalıyla karşı karşıya geldim.

Ayağa kalkmak ve sövmek için hazırlanıyordum ki Demir birden belirdi. Eğildi ve kolunu belime dolayarak ayağa kaldırdı.

E ben öleyim o zaman.

Konuşacağımı anladı ve gözlerime, en derinlerime baktı. Susmamı istemişti.

Yani umarım doğru anlamışımdır.

"İstersen bir dahakine gözlerine söyle de kıçında değil yüzünde kalsınlar. Sonuçta onlar bizim duyu organlarımız ve yerli yerinde olmalılar."

Adını bilmediğim ve gerek de duymadığım mahlukat her şeye burnunu sokmaya bayılıyor olmalı ki çenesini tutamadı.

"Sen kendini ne sanıyorsun lan? Kimsin sen? Bana bak-"

Demir hemen sözünü kesti.

"Kim olduğum veya kendiğimi ne sandığım hiçbir şeyi değiştirmez ama karşımdaki kişi gibi erkek olmayı bacak arasında organın büyüklüğüne göre yargılayıp, kimseyi ezmediğim için kendimle gurur duyan bir bireyim."

Oha lan! Of of enişteye bak! Sen beğenmezsen ben kendime alırım ona göre!

Demir gerçekten mükemmeldi. Gerçekten.

-----

Ay geldim geldim.

Umarım beğenirsiniz.

Oy yorum falan elinizden ne gelirse. 😽

Sizi seviyoree. 🌈🧡

Cafuné (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin