1.7

47 5 3
                                    

Kaoss, en sevdiğim ohoh

İyi okumalar.

Bale dersinin başlamasına az kalmıştı. Eftalya da birazdan gelir diye düşünüyordum.

Yanılmadım da, çok geçmeden Demir ile birlikte geldi. İkisi de keyifliydi.

"Ama ben sana demiştim ağabey, Lale de gelseydi keşke. Neyse bir daha ki derse."

"Bir daha ki sefere umarım güzelim." dedi Demir ve Eftalya'nın sol şakağından öptü. Benimle göz göze gelince de göz kırptı. İçimdeki kusma hissini bastırıp utanıyormuş gibi yapıp gözlerimi kaçırdım.

Eftalya yine yerinde duramıyordu.

"Sen geç istersen içeri, ben geliyorum hemen." dedim ve ağabeyi ile vedalaşıp içeri geçti. Bizi göremeyeceği bir yere geçtim ve Demir'den gözlerimi kaçırıp "Nasılsın?" dedim kısık sesimle.

Kıkırdadı ve "İyiyim yavrum, seni sormalı?" dedi imalı sesiyle. Cevap vermeden alt dudağımı dişledim ve direkt konuya girdim. 

"Şey, bugün sizde takılalım mı? Sen, ben... İstersen tabii."

Kahkahası kulaklarımı kanattı. "Bayıldım bu öz güvenine. Ayarlarım tabii bebeğim benim." dedi ve burnumun ucuna öpücük kondurdu. Parmak ucumda yükselip yanağına -kusmamayı başararak- öpücük kondurdum ve utanç duymuş gibi içeri koştum. 

Dersin bitiminde Eftalya'yı telefonu ile konuşurken duydum ve arkadaşının evinde kalacağını öğrendim. "Ağabeyim eve özel birini getiriyor, bu sefer ciddi galiba!" diye bağırmasını duymamaya imkan yoktu.

Üstümü değiştirip kapıda onu beklerken önümden ağlayarak biri geçti. Yüzünü neredeyse saniyelik görebilmiştim, çıkaramadım ama tanıdık gibiydi. Çok hızlı koşuyordu. Kısa sürede de gözden kayboldu.

Önümde duran motorda Demir vardı, arkasına geçecektim ki indi ve başıma kaskı takıp beni bindirdi.

Yapmacığa bak ıy!

Kendisi de bindiğinde "Sıkı tutun bebeğim!" diye bağırdı ve gaza yüklendi.

Kollarım mecburen onun beline dolanmışken bocaladığı parfümünün kokusu midemi bulandırdı.

Para yanlış insanların elinde valla!

İç sesime destek verirken yanımızdan hızla geçen motor ile Demir bana hiçbir şey söylemeden motoru geçmek için gaza daha da yüklendi.

Düşüncesiz puşt!

İç sesime hak vermek ne kadar beni üzse de bir süre aynı fikirde olacağımız kesindi.

Kendi canımı düşünerek resmen kollarımı beline yapıştırmıştım ve bu sırada kahkahasını duydum.

Çok gülersin sen, az bekle!

Motor geride kalmıştı ve Demir sağımızda bulunan bir siteye giriş yaptı. Yarış bu kadardı, artiste bak!

Motoru park ettiğinde o beni indirmeden indim ve zor da olsa kaskı çıkardım. Benden hemen sonra kendi indiğinde kaşları havalanmış bir şekilde bana bakıyordu.

Kaskı çıkardıktan sonra saçları dağınık bir hâl almıştı. Ona yaklaştım ve parmak uçlarımda kalkıp saçlarını geriye doğru yatırdım. Yüzlerimiz arasında çok az bir mesafe vardı ve nefesi dudaklarıma çarpıyordu.

"Hemen eve çıkmazsak seni burada yiyeceğim." diye fısıldamasına karşılık gözlerimi kocaman açtım ve sitenin giriş kapısına koştum.

Arkamdan gülüş sesini duymamla gözlerimi devirdim. O şifreyi girerken ben tam kapının önündeydim; kapının açıldığına dair ses gelirken o benden önce davrandı ve nefesi saçlarıma karışırken kapıyı açtı. Sırtım göğsüne yaslıydı.

Cafuné (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin