1.2

175 17 4
                                    

İyi okumalar.

Şok içinde Demir'e baktığımda birden gülmeye başladı ve "Şaka lan şaka,gül diye. Gerçi sen dımdızlak ortada kaldın ama olsun."

Ya sikeyim dengesizliğini!

Ben de yardım ederim kanka. Sonuna kadar yanındayım.

Ona boş boş bakarken her şeyi idrak ettim ve konuşmaya başladım.

"Gerek yok. İstemiyorum senden hiçbir şey Demir ağabey. Şimdi git." dedim ve asansöre bindim.

Asansörden çıkınca, Demir'i nefes nefese kapının önünde buldum.

Onu umursamadan anahtarı cebimden çıkarırken birden annem kapıyı açtı. Evde olduğunu bilmiyordum bu yüzden şaşırmıştım ama herhangi bir tepkimi dışa yansıtmadım. Elinde çöp olduğunu görünce, sitenin içinde her dairenin çaprazında bulunan çöp kutularına atmak için elinden almak için hareket edecektim ki, Demir benden önce davranıp kendi attı. Annem gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Hoş geldiniz çocuklar! Hadi geçin içeri ben de sarma yapmıştım, ne güzel denk geldiniz! Ben fırına bakıp geliyorum, börekler yanmasın!"

Annem arkasına bile bakmadan içeri girdiğinde, Demir sırıtarak kaşlarını kaldırdı. Hiçbir tepki vermeden ve söylemeden hızla eve girip tam kapıyı kapatacaktım ki, Demir kapıyı kapatmamı ayağı ile engelledi. Acımadan, içimde tek bir duygu barındırmadan kapıyı biraz araladıktan sonra hızla kapatmak için ittim ve ayağı acıdı. Amacıma ulaştığımı düşünüyordum ki o buruşturmuş olduğu yüzü ile içeri girdi.

Çantamı sırtımdan indirip yere koydum ve ayakkabılarımı çıkardım. Odama gitmek için döndüğümde, burnum sert bir göğüse çarptı.

Hayırlı olsun aşkım, yatakta işiniz bittikten sonra görüşürüz! Görüyorum, görüyorum. Sonu evlilik bunun ayol!

Sol tarafı boştu ve oraya yönlendiğimde yine önüme geçti. Kokusunu daha çok içime çektim istemeden ve ferah bir okyanusu anımsatan kokusunun yanında, hafif bir hanımeli kokusu da vardı.

Annen hanımeline bayılır ve eğer başka birinden geçmediyse o koku ona, annenle çok güzel anlaşacaklar.

"Çekilir misin? Varlığın yüzünden rahat edemiyorum." Yüzündeki muziplik bir anlığına silindi, ona bu kadar dikkatli bakmıyor olsam asla fark etmezdim. Bozuntuya vermeden kulağıma eğildi.

"Az önceki canımı yakmanın hesabını, başka bir yerde ve zamanda fazlasıyla ödeteceğim sana," Soluklanıp devam etti. "Odana götürmeyecek misin beni? Darılırım yoksa," Dudaklarını büzüp sahte bir hüzün kondurdu yüzüne. Yüzündeki sahteliği gözlerine ulaşamamıştı çünkü hüzün onun gözlerine fazlasıyla yerleşmişti. Bir parçası olmuştu adeta.

Bir şey söylemeden odama doğru yürüdüğümde peşimden geliyordu. Düzenli odamı gördüğümde anneme içimden minnet ettim. Benimle alay etmesi şu an için isteyeceğim son şey bile değildi.

Ben dolabıma yönelip kendime kıyafet çıkarırken o da odama gelmişti ama kapıyı kilitlediğini duyunca panikle ona döndüm. Anahtarı pantolonunun cebine atmasıyla gözlerimi devirip bıkkınca nefes verdim ama neden böyle bir şey yaptığını düşündükçe aklım almıyordu. Yüzündeki eğlenen sırıtması...

Ulan yanlış anlama ama öyle de güzel gülünmez...

Kalbine sahip çıkar mısın kardeşim? İç sesin olarak kalbinin hızlı atması bende deprem etkisi yaratıyor da?

Alakası yok saçmalamaz mısın?

Yalnız saç malanmaz taran-

Sus!

Emrin başımın üstüne reis!

Elimdeki eşyalarla kapıya doğru yürüdüm. "Açar mısın? Ayrıca benim evimde benden rahat davranmanın açıklamasını merak ediyorum? Benden saklanılan ağabeyim misin yoksa? Merhaba ağabe-"

"Ne ağabeyi oğlum, salak salak konuşma!"

Birden sinirlenmesi ve aklının başka yere yönelmesi işime geldi açıkçası ve anahtarı almaya çalıştım ama o sırada içimden bunu yapmamış olmayı diledim...

O haklı bir sebepten kasılırken ben, yaptığım şey yüzünden put gibi kesilmiştim!

Burası sıcak oldu sanki ya? A-a yanaklarına ne olmuş reis, domateslere kafa tutuyorlar bunlar bildiğin!

İç ses... Pek müsait değiliz ve elinde olan bir şeyse, beni buradan alır mısın!

Cafuné (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin