Bir elindeki çatal ile tabağındaki omleti dürtüklerken, diğer elini yanağına yaslayarak düşüncelere dalmıştı Chloe. Kahvaltı masasına oturalı yarım saati geçmiş olmalıydı fakat genç kız ağzına doğru düzgün bir şey koyamamıştı. Heyecan ve merak duygusu iki gündür midesine kramplar girmesine neden oluyordu. Jaden'ı görmek için sabırsızlanıyordu. Nerede kalmıştı genç adam? O asla geç uyanmaz, yemeğe asla gecikmezdi. Bir işi mi çıkmıştı acaba? Bradley'e de sormaya çekindiğinden kendi kendini yiyip bitirmişti genç kız.
"Canım, iyi misin?"
Abisinin sesini duyduğunda kafasındaki düşüncelerin arasından sıyrılmaya çalışarak birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. Çatalını masaya bıraktıktan sonra ellerini kucağında birleştirmişti.
"Elbette. Bir şey mi oldu?"
"Asıl bu soruyu benim sormam gerek. Hiçbir şey yemedin. Tamamen iyileştiğine eminsin, öyle değil mi?"
Genç kız duydukları üzerine telaşlandı çünkü odadan çıkmak için abisini iyileştiğine ikna etmesi epey zor olmuştu. Ona kalsa genç kız hala yatıp dinlenmeliydi ama Chloe gerçekten iyi hissediyordu. İki gündür zaten yatıyordu ve resmen o odadan çıkmak için saat tutmaya başlamıştı. Üstelik bir de Jaden ile görüşmek için can atarken, odasında kalmak bir hayli zorlamıştı genç kızı. Henüz Jaden'ın yanına geldiği akşamın gerçekliğinden emin değildi ve gelmiş olması için her saniye dua ediyordu. Onun ağzından dökülen her bir kelime kulaklarında çınlıyordu. Duyduklarının gerçek olması için ölebilirdi. Tekrar gelir diye ummuştu fakat genç adamdan hiçbir ses çıkmamıştı. Hala daha ortalarda yoktu.
"Eskisinden bile iyiyim abi. Endişelenme lütfen."
Bradley gülümsedi.
"O halde güzelce kahvaltı et ki bedenin eski gücüne dönsün. Epey yorgun düştün."
Chloe daha fazla bir şey söylemeyerek abisinin sözlerine itaat etti. Onun, yemesi için tabağına koymuş olduğu şeylerin çoğunu bitirmeye çalıştı. Hepsini yiyememişti çünkü abisi tabağını öyle doldurmuştu ki, birkaç kişi bu tabaktakilerle doyabilirdi. Gülümseyerek ona döndü. Genç adam iyi görünüyordu. İşlerle uğraştığı zamanlardaki yorgunluğu gitmiş, gayet özenli bir şekilde giyinmiş ve saçını taramıştı.
"Çok şıksın. Bir sebebi var mı acaba?"
Aslında Bradley genel olarak kendine bakıyordu zaten. Chloe bunu tamamen ona takılmak için sormuştu. Abisi çapkın biri değildi fakat girdiği her ortamda, her kadının dikkatini çekebilecek bir büyüye sahipti. Ve tabii genç adam kendini geri tutmuyor, arada flörtleştiği de oluyordu kesin. Yani Chloe böyle bir duruma çok rastlamamıştı ama flörtleştiğine emindi.
"Birkaç işim var." derken Chloe'nin gülümseyişine karşılık vermiş, ardından da göz kırpmıştı. Bu cevabı açık bir kapı olarak gören genç kız hemen atladı.
"Jaden ile mi?"
Chloe'nin anlayamadığı bir nedenden, abisinin gülümseyişi yüzünde asılı kalmıştı bir süre. Ardından kaşları hafif çatılmıştı. Genç kız alacağı cevabın merakıyla istemsizce öne doğru eğildi. Bilekleriyle masadan destek alıyordu.
"Hayır."
"Onun başka işleri var sanırım? Kahvaltıya da inmedi."
Oturduğu sandalyede iyice gerilmişti Bradley. Çatalı ve bıçağı tabağına bırakarak ayağa kalktı.
"İzninle Chloe. Geç kalmasam iyi olur."
Kardeşinin saçlarına bir öpücük kondurduktan sonra kapıya yönelmişti fakat Chloe çıkmasına müsaade etmeyerek peşinden gitti ve onu kolundan tutarak durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize
Historical Fictionİki inatçı kişi! Genç adam inkar edip uzaklaşmaya çalışıyor, genç kız ise tam tersi daha çok üzerine gidiyordu. Onun inadını kırıp ilgisini kazanmak adına her türlü mücadeleyi vermeye kararlıydı. İlk olarak kendisiyle alay ettiği için ondan intikam...