Bölüm 1

907 42 37
                                    

   Yaslandığı pencere pervazından, bahçedeki abisini inceliyordu genç kız. Güneş batmak üzereyken ilk baharın yumuşak esen rüzgarı genç adamın simsiyah saçlarını dalgalandırıyordu. Uzun boyuyla orada dikilmiş, elleri cebinde, karşısındaki taş binayı seyrediyordu. Chloe'nin de içinde bulunduğu binayı. Evini...

    Onu en son on yıl önce, altı yaşındayken görmüştü. Aslında çocukluğuyla ilgili anıları hep silik silikti ama abisinin evi terk ettiği o günü çok iyi hatırlıyordu genç kız. Yediği en kötü dayağın ardından, gece gizlice kaçıp gidişini hatırlıyordu. Giderken son defa göz göze gelişlerini hatırlıyordu.

    Abisinin o zamanlarda aldığı cezaların, yediği dayakların sebebi gelecekte dük olacak olmasıydı. Babasının yerine geçecek olması gerektiğini, bu sebeple oğlunu zorladığını biliyordu Chloe. Babası, annesini satın alması yetmiyormuş gibi oğlunu da yerine geçmeye zorlamıştı.

    Ağabeyine kızgındı aslında, kendisini yapayalnız bırakıp gittiği için. Babasının davranışları dolayısıyla çekip gitmiş olması çok haklı bir nedendi ancak, ara sıra Chloe'yi ziyarete gelebilirdi pekala.

    Bir süre daha yalnız başına bahçede dikilen abisini izledi. Sonrasında dikkati, Bradley'e doğru yaklaşan adama kaymıştı. Aynı abisi gibi oda uzun boylu ve kalıplıydı. Aslında, Bradley den biraz daha ürkütücüydü. Geleli bir saat oluyordu ama ikiside geldiğinden beri içeri girmemişti. Bu yüzden abisinin yanındaki o adamı tanımıyordu. Neden geldiklerini bilmiyordu fakat babasının ölümü için olmadığına emindi genç kız. Çünkü, Bradley'in umrunda bile olmazdı. Peki neden gelmişti?

   Düşünceleri devam ederken abisi başını yavaşça kaldırdı ve genç kıza baktı. Aralarında metrelerce mesafe olmasına rağmen genç adamın yüzündeki hüzün belli oluyordu. Chloe ne Bradley'in dönmesine, ne de onun yüzündeki hüzne anlam verebilmişti.

   Pencereye arkasını dönerek, uzun bakışmalarını bölen genç kız oldu. Babası öleli henüz üç gün olduğundan hala eve gelen misafirler oluyordu. Hatta salon neredeyse insanlarla doluydu fakat genç kız umursamıyordu. Ziyarete gelen hiç kimse samimiyetinden gelmemişti. Yarısı babasının daha önce eve getirdiği kadınlardı. Diğer yarısı ise, babasının dedikodusunu yapmaya gelen insanlar.

    Annesini hayal meyal hatırlıyor, babasını ise hatırlamasına rağmen ondan nefret ediyordu. Özellikle annesine yaptıklarından sonra. Ve tabii abisine de. Bir tek Chloe'ye bir şey yapmamıştı. Evet, tam anlamıyla hiçbir şey yapmamıştı. O yokmuş gibi davranır, evde bayan arkadaşlarını ağırlar ve hatta onlarla müstehcen konuşmalar yaparken kızının duymasını umursamazdı bile. İşte bu yüzden Bradley'e kızgındı genç kız. Ne annesi, ne babası, ne de abisi vardı yanında büyürken. Bir tek çok sevdiği dadısı ve evin tatlı çalışanları vardı. Onları aile edinmişti kendine.

   Omzundaki şalı yatağın üzerine bırakarak, yan taraftaki balkonun kapısını açtı. Tatlı tatlı esen rüzgarı teninde hissedince yüzüne bir gülümseme yayılmıştı. Kollarını kendine sardığı sırada kapının çalmasıyla arkasına döndü.

   "Girin."

   Yavaşça açılan kapının ardında abisinin yakışıklı yüzünü görünce şaşırmıştı. Onun gözlerindeki samimi hüzün belirtisi, genç kızın kalbine bir şeylerin dokunmasına neden olmuştu.

  "Hala aynı fikirde misin?"

   Chloe bir şey söylemeden önüne döndü. Bradley'in ne yapacağını merak ediyordu. Kapının kapandığını ve ayak sesinin kendisine doğru yaklaştığını fark edince heyecanlanmıştı.

  "Benden nefret ettiğini biliyorum. Ama biraz izin verirsen, seninle konuşmak istiyorum Chloe."

    Genç kız yine konuşmamıştı. Bradley'in devam etmesini bekliyordu.

MucizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin