Elindeki kitabı komodinin üzerine bırakarak yataktan kalktı genç kız. Akşam yaşananların ardından abisine olanları anlatmış, odasına çıkmış ve sıcak bir banyo yaparak rahatlamıştı. Aslında kolay kolay korkan biri değildi fakat olaylar ister istemez genç kızın gerilmesine neden olmuştu.
Koltuğun üzerinden ince sabahlığını alarak balkona ilerledi. Dışarıda gecenin serinliği hüküm sürüyordu ancak genç kız rahatsız olmamış, aksine bu serinlik onu rahatlatmıştı. Sabahlığını giyerek mermer korkuluğa yaslandı.
Jaden'ı en son bahçede görmüştü ve o adamı yakalayıp yakalamadığını bilmiyordu. Merakından neredeyse ölecekti. Ona bir şey olacağını düşünmüyordu çünkü Jaden o adama göre bir hayli kalıplıydı. Merak ettiği, adamın neyin peşinde olduğuydu. Babasının genç kıza ne söylemiş olabileceğinden korkuyor olabilirdi ki? Birinin canına kast edilebilecek kadar ciddi bir konu muydu?
Rüzgarın yüzüne savurduğu saçlarını kulağının arkasına sıkıştırarak bahçeye doğru döndü ve etrafa göz attı. Sanki her an bir yerlerden biri çıkacakmış gibi hissediyordu. O adamın bu kadar yakınlarına gelmiş olması genç kızı huzursuz ediyordu. Bradley'in bu işi çözeceğine emin olduğundan, korkmuyordu. Fakat hissettiği gerginliği de bir türlü geçiremiyordu.
"Kapıyı çaldım-"
Genç kız arkasından gelen ses ile hızla tanıdık sesin sahibine döndü. İşte şimdi korkmuştu!
"Korkuttum mu?"
"Bir de soruyor musun Tanrı aşkına!"
Jaden yavaşça genç kızın yanına geldi.
"Kapıyı uzun süre çaldım fakat ses vermeyince bir şey olmuş olabileceğini düşünerek içeri girdim."
Chloe sakinleşerek kollarını birbirine bağladı.
"Peki nedir ziyaretinin sebebi?"
Genç adam başını yere doğru eğmiş, kısa bir an sessiz kalmıştı. Ardından elindekileri ona uzatarak kaşlarını çattı. Chloe onun şu anda ne düşündüğünü öğrenmek için ölebilirdi.
"Bunları bahçede buldum. Düşürmüşsün."
Kaçarken bahçede düşürdüğü ayakkabı ve çoraplarına baktı. Tamamen unutmuştu. Onları Jaden dan alarak bakışlarını genç adama çevirdi.
"Bu geç vakitteki ziyaretinin sebebi bu mu?"
İçindeki ümitli yanı akşam olanlardan sonra onu merak ettiğini, iyi olup olmadığını görmeye geldiğini söylemesini istiyordu. Diğer yandan gerçekçi yanı ise ona kızıyor, saçmalamaması gerektiğini söylüyordu.
Genç adam ellerini cebine sokarak bakışlarını birleştirdi.
"Adamı bulamadım."
Chloe kaşlarını çattı.
"Ben kaçınca o da gitmiş olmalı. Bıraktığım yerde bekleyeceğini düşünmemiştim zaten. Aşağılık herif."
Kısa bir sessizlikten sonra "Bunu söylemek için de gelmedin sanırım?" diye devam etti. Sözleri üzerine genç adamın bakışları onun boynuna kaymıştı.
"Canın yanıyor mu?"
Sorularına cevap alamadığından, genç kızın kaş çatışı derinleşmişti. Eli istemsizce boynuna gittiğinde Jaden'ın yüz hatlarını inceliyordu.
"Hayır geçti."
Yorgun görünüyordu genç adam. Saçları birbirine karışmış, üstü başı dağılmıştı. Onu en son gördüğünden beri dışarıda o adamı arıyor olmalıydı. Genç kız nedense birden Jaden'ın yorgunluğunu almak istedi. Dağılmış olan saçlarını düzeltmek ve ona sarılarak onunla uyumak istedi. Hatta bunun için büyük bir istek duydu! Her ne kadar saçları birbirine karışmış olsa da hala yumuşacık görünüyordu. Öyle olup olmadığını merak etmeden edemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize
Ficción históricaİki inatçı kişi! Genç adam inkar edip uzaklaşmaya çalışıyor, genç kız ise tam tersi daha çok üzerine gidiyordu. Onun inadını kırıp ilgisini kazanmak adına her türlü mücadeleyi vermeye kararlıydı. İlk olarak kendisiyle alay ettiği için ondan intikam...