"İçimi dökebileceğim biri olduğu için çok mutluyum. Rahatladığımı hissediyorum."
Genç kız biraz önce yerden kopardığı çiçekle oynarken, bir yandan da olanları Jack'e anlatmıştı. Sabah uyandığında başında hafif bir ağrı vardı. Dün gece olanları hayal meyal hatırlamış ve Jaden'a söylemiş olabileceği şeylerden korkarak, onunla karşılaşmamak için kahvaltı bile etmeden evden çıkmıştı. Jack bugün, hatta tüm hafta boyunca izinliydi. Bu yüzden kalkar kalkmaz onun evine gitmişti genç kız.
Abisi gece dönmediği gibi sabahta gelmemişti. Evden çıkmadan önce, akşam geleceğini bildiren bir not gönderdiğini öğrenmişti hizmetlilerden. Kardeşinin endişesini tahmin etmiş olsa gerek, her şeyin yolunda olduğunu da eklemişti. Gerçi Chloe hala yangının mantıklı bir açıklaması olup olamayacağını düşünüyordu. Aklı bir türlü almıyordu. Evin yok olması umurunda olmazdı. Bradley'in de böyle düşündüğüne adı gibi emindi fakat olayın altından çıkabilecek şeyler genç kızı korkutuyordu. Özellikle Brendan'ın evinde olanlardan sonra.
"Rahatlamanıza sevindim Leydim. Size ne kadar yardımcı olabilirim bilmiyorum. Lord Davies'ın tavırları bana oldukça çelişkili geldi. Ama içimden bir ses, sizden hoşlandığını söylüyor."
Patika yolda yürürken genç adamın elleri cebinde fakat mesafeliydi. Chloe onun hala yanında tam olarak rahat hissedemediğinin farkındaydı. Ama bu Jack'in doğasında vardı. Genç kız ne yaparsa yapsın onun çekingenliğini geçirememişti.
"Bilemiyorum Jack. Bazen bende öyle düşünüyorum. Fakat bir sonraki an, sanki tam aksini kanıtlamak ister gibi tavırlar sergiliyor."
"Evet ama dün gece size karşı olan yumuşak yaklaşımı, aranızda bir arkadaşlık kurmaya başlıyor gibi geldi. Gerçi, çoğu şeyi hatırlayamamanız çok kötü. Belki de bize hisleri hakkında ipucu verebilecek bir şeyler söylemiş olabilir."
Genç adam haklıydı. Chloe kaşlarını çatarak düşüncelerini zorlamaya çalıştı fakat olmuyordu. Hatırladığı sadece, ona çocuk olmadığını kanıtlamaya çalıştığıydı. Sonrasında Jaden onu odasına götürmek üzere kucağına aldığında sanki genç kızın bilinci kapanmıştı.
"Haklısın ama ben pek ümitli değilim. Belki de vazgeçmeliyim."
Bunu söylemek bile kalp atışlarını hızlandırıyor, onu panikletiyordu. Fakat belli etmemeye çalıştı.
Jack duydukları ile beraber bakışlarını ona çevirmişti. Yüzünde bir şaşkınlık ifadesi gördü Chloe.
"Şimdi mi? Bence inadınızdan vazgeçmeyin Leydim. Eğer Lord Davies'in size karşı ilgili olduğunu düşünmesem, sizi boş ümitlere kapılmamanız için uyarırdım. Ama bana öyle geliyor ki, kendini engellemeye çalışıyor. Belki de abinizden çekiniyordur."
Chloe birden gelen farkındalıkla duraksadı. Onun duraksadığını gören genç adam da durmuş ve arkasına dönmüştü.
"Bradley...Tabii ya! Ona çok değer veriyor."
"Ve bu yüzden kendini suçlu hissediyor olabilir."
Genç kız başıyla onayladı.
"Çok haklısın Jack. Haklısın ama...bu çok kötü."
Jack meraklanmış gibi ona yaklaştı.
"Neden Leydim?"
"Çünkü Bradley'e gerçekten çok değer veriyor. Bu yüzden bana asla karşılık vermez."
Kısa bir sessizlik olmuştu. Genç kız kendini bir çıkmazın içinde hissetti. Jaden'ın asla abisini ezip geçmeyeceğine emindi. Ama onunda bir şeyler hissediyor olma düşüncesi genç kızı heyecanlandırıyordu. Eğer karşılıklı hisleri olduğuna emin olsa, pekala abisiyle kendisi bile konuşurdu. Belki de Bradley bu durumdan memnun olabilirdi. Ya da Chloe kendini kandırıyordu. Abisinin deliye dönme ihtimali daha yüksekti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize
Fiksi Sejarahİki inatçı kişi! Genç adam inkar edip uzaklaşmaya çalışıyor, genç kız ise tam tersi daha çok üzerine gidiyordu. Onun inadını kırıp ilgisini kazanmak adına her türlü mücadeleyi vermeye kararlıydı. İlk olarak kendisiyle alay ettiği için ondan intikam...