Dere yolu boyunca yavaşça ilerliyordu genç kız. Dalgınlığını görünce, yalnız çıkmaması için ısrar etmişti Jack. Bu yüzden genç kızın ardından atıyla beraber o da sessizce geliyordu. Chloe'nin konuşmak istemediğini düşünmüş olsa gerek, o da sessizdi. Aslında doğruydu da. Konuşmak istemiyordu fakat birinden fikir alması, akıl danışması gerekiyordu. Yoksa nasıl bir çıkış bulacaktı?
Tek sorunu, konunun kendisiyle olan alakasını belli etmeden nasıl konuşacaktı?
Atını durdurarak yere atladı ve pantolonunun paçalarını sıyırmaya başladı. Abisi görse, yine at binmeye pantolonla çıktığı için mutlaka ona kızardı ama Chloe ancak bu şekilde rahat edebiliyordu. İçinden tatlı tatlı abisine omuz silkti.
Düşüncelerini bölerek, meraklı ama aynı zamanda çekingen bir şekilde sormuştu Jack.
"Bir sorun mu var Leydim?"
Paçalarını sıyıran genç kız doğrularak ellerini beline koydu. Yüzüne düşen birkaç saç tutamını üfleyerek geri yollamaya çalıştı.
"Biraz serinlemek iyi gelir diye düşündüm Jack. Sence?"
Genç adam gülümsemişti.
"Elbette haklısınız Leydim. Ben atları bağlayayım."
Atları ağacın yanına götürürken, Chloe ardından seslendi.
"Acele et. Bunu kaçırmak istemezsin."
Çimenlerin üzerine oturup ayaklarını suyun serinliğine bırakmak öyle iyi gelmişti ki, vücudundaki gerginliğin azaldığını şimdiden hissediyordu. Saçından neredeyse düşmek üzere olan kurdelesini çözerek, açık kumral saçlarını özgürlüğüne kavuşturdu. Ardından merakla arkasına dönüp seyise bakmıştı.
Genç adam geride ağaca yaslanmış, ayaklarının dibinde çok ilginç bir şey varmış gibi gözlerini oradan ayırmıyordu. Jack'in bu çekingenliği genç kıza her zaman komik gelmişti. Kıkırdamaktan kendini alamadı.
"Hadi ama Jack. Yıllardır birlikte vakit geçiriyoruz. Hala beni arkadaşın olarak görmüyor musun?"
"Leydim ben-"
"Buraya gel ve ayaklarını suya sok. Öyle iyi geliyor ki."
Birkaç saniyelik bekleyişten sonra Jack yanına gelmişti. Yavaşça ayakkabılarını çıkartıp, Chloe'nin biraz uzağına oturdu. Ayaklarını suya sokarken genç kız gülümsemişti.
"Arada bunu yapmalıyız."
"Sanırım bunu birlikte yapmasak iyi olur Leydim. Abinizin bu durumdan hoşlanacağını pek sanmıyorum."
"Bradley mi! Onun bir şey söyleyeceğini hiç sanmıyorum. Üstelik biliyorsunki pek fazla arkadaşım olduğu söylenemez. Yaşıtlarım oldukça sıkıcı ve onlarla vakit geçirmek bana ölüm gibi geliyor. Bu yüzden arkadaş istemiyorum. Tabii senin dışında. Elbette Bradley den sonra."
"Teşekkür ederim Leydim. Ancak-"
"Bence(!) ilk olarak senin beni arkadaş olarak kabullenmen gerekiyor. Zor olmasa gerek. Yoksa benimle vakit geçirmek seni rahatsız mı ediyor?"
"Elbette hayır. Keyif alıyorum Leydim ancak-"
"O halde bunu sık sık yapmalıyız."
Chloe gülümseyince, genç adam da ona karşılık vermişti.
Birkaç saniye sonra "Yeni bir kitaba başladım..." dedi aklındakileri ona sormanın güzel bir yolunu bulduğu için kendiyle gurur duyarak. "Henüz başlarındayım ama şimdiden beni içine çektiğini söylemeliyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize
Historical Fictionİki inatçı kişi! Genç adam inkar edip uzaklaşmaya çalışıyor, genç kız ise tam tersi daha çok üzerine gidiyordu. Onun inadını kırıp ilgisini kazanmak adına her türlü mücadeleyi vermeye kararlıydı. İlk olarak kendisiyle alay ettiği için ondan intikam...