Bölüm 3

264 26 16
                                    

  Gözlerini açtığında, mum ışığının aydınlattığı odayı tanımaya çalıştı. Başı deli gibi ağrıyor ve vücudu karıncalanıyordu. Kendi odasında olduğunu anladığında yatakta kıpırdandı. Şükürler olsundu ki, her yerini oynatabiliyordu. Sadece sağ kolu hasar aldığından hareket etmemesi için omzuna doğru bağlanmıştı. Hareketinin kısıtlanmasından hoşlanmayan Chloe, bezi yavaşça çözdü ve kolunu serbest bıraktı.

  "Hey! Nereye gidiyorsun küçük hanım?"

  Başını sese doğru çevirdiğinde, yatağın hemen yanındaki abisini fark etmişti. Sesi korkuyla titremişti sanki. Chloe ise ona bir şey olmadığını görünce rahatladı. At sürdüğü sırada abisini arkasında bulamayınca oldukça meraklanmıştı.

  "Bradley, tanrım iyisin!"

  Mum ışığının hareketleri, genç adamın yüzünde dans ediyordu adeta. Çattığı kaşlarını net bir şekilde görüyordu Chloe.

  "Ben senin için aynısını söyleyemeyeceğim. Beni korkudan öldürecektin Chloe. Dün geceden beri uyanmadın!"

  Bir gündür yatıyor muydu yani!? Durumu o kadar ciddi miydi?

  "Üzgünüm Bradley, her şey bir anda oldu. B-Ben engelleyemedim. Araba aniden karşıma çıktı ve-"

  "Evet biliyorum canım. Jaden her şeyi anlattı. Tanrıya şükür arabanın içinde o vardı. Aksi halde başkası olsaydı, belkide seni orada bırakıp giderdi."

  Chloe içine akan bir heyecan hissetti. Yanakları kızarmıştı.

  "Jaden mı?"

  "Evet. Aniden yola çıkmışsın. Çok hızlı olduğun için arabacı duramamış ve düşmüşsün. Jaden seni hemen eve taşıdıktan sonra doktor çağırttırmış. Daha sonra da beni bulmaya geldi. Bende atımla ilgileniyordum. Ayağına bir şey batmıştı ve yürüyemiyordu. Sen giderken sana seslendim ancak duymadın. Eve az bir mesafe kaldığı için de endişelenmemiştim fakat bilseydim asla-"

  "Bradley lütfen! Bu senin suçun değil. O kadar hızlı giderken arkama dönmemeliydim. Seni göremeyince meraklanmıştım. Şimdi iyiyim, üzülme artık."

  Genç adam kardeşinin elini tuttu.

  "Beni öyle korkuttun ki."

  Chloe hüznü dağıtmak isteyerek "Kısa bir ömrüm mü kalmış?" diyerek gülümsedi.

  Ama abisinin yüzünü bir korku kapladığında pişman olmuştu.

  "Tanrı korusun! Sadece kolun incinmiş. Onun dışında vücudunda birkaç zedelenme olmuş. Başını sert çarpmadığın için şanslısın."

   "Şanslıyım. Abim yanımda."

   Genç adam gülümseyerek kardeşinin yanına oturdu. Dikkatli bir şekilde sarılmıştı ona. Chloe de mutlulukla karşılık verdi abisine.

   "Bana masal da anlatacak mısın peki?"

   Bradley sesli bir şekilde gülmüştü.

   "Eğer istediğin buysa? Ama önceden söyleyeyim, bu konuda pek iyi olduğumu sanmıyorum."

   Chloe doğrularak abisine baktı. Tek kaşını kaldırmıştı.

   "Masal bildiğini düşünmemiştim aslında. Biliyor musun?"

   Cevap vermek üzere ağzını açtığı sırada, kapı hafifçe tıklatılmıştı. İkiside merakla kapıya baktı.

   İçeri giren Clara idi.

MucizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin