Gecenin karanlığı,dalgaların sesleri,rüzgarın esintisi ve yanımdaki adamın nefes alıp vermesi...Onu tanıyalı daha bir kaç saat olsa da sanki hayatım boyunca yanımdaymış gibi hissettiriyordu.
Başım onun omzunda,onun başı benim başımın üstünde.
Biri bizim fotoğrafımızı çekebilir mi?
"Kendini yalnız,kimsesiz hissetme.Ve lütfen öyle herkesin yanında zayıf noktanı belli etme.Çünkü insanlar başkalarının zayıf noktalarıyla oynamayı çok severler.Hatta çok güvendiğin birine bile bahsetme.Sen ona çok güvenirsin ama o içten içe seni mahvedecek şeyi bulduğu için mutludur.Annem'in bana tek öğüdü şuydu;en yakın arkadaşına,
sevgiline,kardeşine hatta babana bile körü körüne güvenme.Senin bu hayatta tek yanında olacak kişi annen.Çünkü baban olsa bile ansızın seni bırakabilir.Kardeşin çıkarları için seni satabilir.Arkadaşın ise en güvenilmeyecek kişidir.Çünkü aran açılırsa bir gün senin ona anlattığın tüm sırlarını artık ikiniz değil herkes bilir demişti.Annemin bu sözünü dinlememiştim.Ve anlattıklarının hepsi olmuştu." konuşması bittiğinde kafasını kaldırıp bana baktı.Ağlamamak için dudaklarımı ısırıyordum.Gözleri çoktan dolu dolu olmuştu.
"Peki...Güvenebileceğim bir annem yoksa.Gerçekten de kimsesiz olmuyor muyum?Bende isterdim her koşulda anneme güvenmek.Ama annem bildiğim insan her zaman yanımda olacağını söyleyerek büyüttü beni.Hiçbir zaman yanımda olmayan annem dedi bunu.Bana yapılan her şeyde sadece sustu.Bedenen evet hep yanımdaydı.Ama bu kadardı.Evden iki gün uzaklaştığımda bile yanıma geldiğinde nasıl olduğumu sormadı.Sadece özür diledi.O an yaşanırken söylemesi gerekenleri tek ikimiz varken söyledi.Bu aile mevzusundan önce çok çok iyi bir anne-kız ilişkimiz yoktu.Ama ben hayatımın mükemmel gittiğini zannediyordum.
Aslında hiçte güzel değilmiş.Şuan anladığım şey ise ne anlatıcak bir annem ne kardeşim ne de babam var.Tek sığındığım kişi arkadaşım.Ama başıma neler geldiğini bildiği halde aramaya tenezzül etmeyen arkadaşım.Bu olay eğer ki onun başına gelseydi.Ben onun için elimden ne geliyorsa daha fazlasını yapmaya çalışırdım.Bana yalnız hissetme,kimsesiz hissetme diyorsun.Bu koca evrende beni umursayan bir kişi bile yokken.Ben nasıl kendimi yalnız hissetmeyeyim?Beni avutmaya çalışma.Ben kabullendim."Göz yaşlarımı tek tek silerken bu halime güldüm.Sanırım Günberk haklıydı.Acınacak haldeydim.
Bakışlarımı Giray'a çevirdiğimde gözlerini sımsıkı kapatmış başınını hafiften eğmişti.
"İnşaallah bana acımıyorsundur." sertçe konuşmaya çalışmamla gözlerini bana değdirip tekrar önüne döndü.
"Ben sana neden acıyayım ki?Saçmalama.Sadece bazen anneme yaptığım sitemler aklıma geldi.Kendini kötü hissetmen için söylemiyorum.
Lütfen yanlış anlama beni.Hem ben az önce sana zayıf noktanı kimseye anlatma demedim mi?Maşaallah her şeyi bana anlattın.Beni daha tanımıyorsun bile kızım.Bu güvenme işini çözmemiz lazım."Yanaklarımdaki yaşları silerken güldüm.Omuzlarımı kaldırıp indirdim.Ne yapabilirim dercesine..
"Diyorum ya anlatabilecek kimsem yok diye?Hem sen polissin.Herkesin sırlarını biliyorsundur.O herkesin içine bir de benim sırlarım eklenmiş.Çok mu gelir.Yalnız kendimi herkes kalıbına koydum.Kalbim daha çok kırıldı." diyerek oturduğum yerden kalktım.
Ona dik dik bakmamla Giraycım da kalktı.
Hanımcılık kazanır.
⚡️