Bölüm 15

41 4 0
                                    

Turumuzun 6. Gününde floransadan ayrılıp venediğe gitmek için yolculuğumuza başlamıştık. sabah erken saatlerde kalkmak ne kadar yorucu olsada herseferinde gördüğümüz farklı yerler bizi büyülüyor, yorgunluğumuzu unutmamızı sağlıyordu.
Floransada kaldığımız ve gezdiğimiz zaman boyunca sanırım en etkilendiğim yerlerin başında pisa kulesi geliyordu.
Özellikle burayı görmek listemin başındaki yerlerden biriydi.
Grubumuzda çok kişiyle daha da kaynaştık bu zaman zarfında, diğer tur şirketlerinde yada farklı gruplarda nasıl insanlar olduğunu hiç bilmiyorum ama benim grubumdaki insanların hepsi, sorun çıkarmayan,anlayışlı ve sıcak kanlı insanlardı. bu yüzden de tatilimiz olduğundan daha da güzel geçiyordu.
Yusuf ile yediğimiz akşam yemeğinin üstünden 3 gün geçmişti. fakat o akşamdan sonra yusuf beni bir daha aramadı. koca bir sessizlik bıraktı arkasında. bu kadar ilgiden ,takipden ve karşılaşmadan sonra tekrar arayacağını düşünmekle sanırım koca bir aptallık etmişim.
Onun yaşındaki birinin hemde bu kadar yakışıklı ve dikkat çekici birinin , benim gibi biriyle ilgilenmesi zaten aptalca olmazmıydı. eminim onun göZünde çocukdan bir farkım yoktu.
Dans etmeyi bile bilmiyordum.
Belkide gizemlerle dolu yusufun beni aramaması ,benim için daha hayırlıydı.
Evet kalbim kırılmıştı, arkasında bıraktığı bu sessizlik beni inciltmişti.
Ama artık onu düşünmek istemiyordum, arasa bile cevap vermiycektim artık.
Aramızda koca bir uçurum varken ,onunla arkadaş olmamız bile imkansızdı.
Ablam ve murat ilişkilerinin 6. Gününde çok daha mutlu görünüyorlardı. sürekli konuşuyor ve birbirlerini tanımak için soru üstüne soru soruyorlardı. ablamı bu kadar mutlu görmek benide mutlu ediyordu. her günün sonunda yatmadan önce ablam muhakkak o günle ilgili yaşadıklarının kısa bir özetini geçiyordu. Arada bana yusufu da sormayı ihmal etmiyordu , ama onunla bir daha karşılaşmadığımız için içi rahatlamış gözüküyordu.
Venediğe vardığımızda otobüslerden inip kısa bir tekne yolculuğunun ardından şehir merkezine varmıştık.
Ve işte venedik
italyada diğer görmek istediğim yerlerden biriydi. başlı başına tarih ve görsel bir şov selamlamıştı bizi. Çoğu filmde görmüştüm aslında burayı ,ama en çok aklımda kalan casanova Filmi Sanırım. Kanalların arasında gezen gondolların kalabalıklığı dikkat çekecek şekilde belirgin. tam turist sezonunda geldiğimiz için öylesine kalabalık ki.
Önce barışın rehberliğinde kısa bir tur yapıyoruz, san marco meydanı, klisesi,dükler sarayı,tövbe köprüsü çan kulesi . Barışı can kulağı ile dinlerken bir yandanda bu eşsiz güzelliği şaşkınlıkla izliyoruz. Heryer öylesine tarih doluki etkilenmemek imkansız gibi.
Sonunda gondolların oraya geldiğimizde , uzun turist sırasında bizde yerimizi alıyoruz.
sıra bize geldiğinde derin bir nefes alıyorum. 8 kişiye yakın dikkatlice gondola bindiğimizde ,oturmamla aldığım nefesi vermem bir oluyor.
Yanımda oturan ablamında en az benim kadar heyecanlı olduğunu farkettiğimde hızlıca kulağına eğiliyorum
-devrilmeyeceğine eminsim dimi
Tebessümle ablama baktığımda, oda aynı yüz ifadesi ile bana dönüyor.
- öyle ümit ediyorum tatlım.
Karşımda oturan barışa dönüyorum hemen
- düşme riskimiz var öyle değilmi diyorum . biraz gülümsemeye çalışsamda aslında sorunun cevabını ciddi şekilde merak ediyorum
-ayağa kalkıp hareket etmezsen ,kolay kolay düşmezsin masalcım diyor. ses tonundan oldukça keyifli olduğunu anlaya biliyorum
Evlerin arasından hareket ederken kendimi rahat bırakıyorum artık heyecanımı bir kenara bırakıp anın tadını yaşamaya çalışıyorum. Böyle bir anı kaç kere yaşayabilirimki.
Ve gereksiz endişelerle artık mahfetmek istemiyorum. fotoğraf çekmeye başlıyorum sonra.
Her anın , her yerin fotoğrafını çekiyorum. Kahkahalar, diğer grup arkadaşlarımızla şakalaşmalarımız herşey harika bir hal aldığında yavaşça kıyıya yanaşıyoruz . Yine serbest zaman başladığında bu sefer zamanımız çok daha fazla ,çünkü bugün bütün gün burada olacağız ve gezdiğimiz bütün heryeri tekrar gezme fırsatımız olacak.
Yemek yemek için barış bizi bildiği bir mekana götürüyor önce, grup arkadaşlarımız yasemin ve sibelde bize katılıyor. son iki gündür aslında hep birlikte sayılırız . yaseminin bakışlarından , hal ve hareketlerinden anladığım kadarıyla barışa ilgisi var. ve bu durum bana oldukça sevimli görünüyor.
Ablam da bu yönde sürekli sibel ve yaseminin olmadığı zamanlarda, barışa takılsada, şimdilik barışın pek umrunda değil gibi yada öyle gözükmeye çalışıyor.
Yusufun yemek yediğimiz akşam barış ile ilgili söylediklerini ciddeye almamış ve unutmuş olsamda arada aklıma gelmiyor değil. aklıma geliyor çünkü yusufun böyle bir şeyi söylemesine bir sebep bulamamıştım. zaten artık bir önemide yoktu. yusuf tamamen hayatımdan çıkmıştı.
Bir yandan yemeklerimizi yiyor , diğer yandan her zaman olduğu gibi keyifle sohbet ediyorduk. Aniden çantamın titrediğini farkettim , sesini açmayı unutmuştum. babam olduğunu düşünerek hızlıca çantamı açıp içinden telefonumu çıkardığımda şaşkınlıkla ekrana bakıyordum . arayan yusufdu , masadakilere baktığımda herkesin muhabbet ettiğini farkedip ekrana tekrar baktım, arama kesilmiş ve 6 tane cevapsız çağrı vardı ve hepside yusufdu.
- hadi ama dedim içimden " 3 gün sonra bu kadar ısrarla neden arıyorsunki" telefonun sesini açmadan hızlıca çantama koyduğumda içimden söylenmeyide ihmal etmiyordum
- üzgünüm yusuf bey, aradığınız kişi şu anda meşgul
Tekrar masaya döndüğümde barışın bana baktığını fark ettim
- kimdi dedi sessizce
Merak etmesi saçmaydı. onun beni arayanla değil yanındaki yaseminle ilgilenmesi gerekiyordu. ama belkide istemedende olsa sinirimi yüzüme yansıtmıştım ve oda bunu fark etmişti.
Omzumu silkerek
- önemsiz dedim sadece
Gözleriyle olumlu anlamda bana mesaj verdiğinde , yanında ona birşeyler soran yasemine döndü.
Yusufun araması istemedende olsa beni heyecanlandırmıştı.anlayamıyordum kendimi. ona o kadar kırgınken, arasa bile açmam derken, şimdi neden aramasıyla heyecana kapılıyordum.
Bunu masadakilere yansıtmamaya kararlıydım. yemeğimizi yiyip kalktığımızda, tekrardan gezdiğimiz yerleri dolaşmak için yürümeye başladık sibel ve yaseminde bizimleydi.
Ablam ve ben arkadan bizimkileri takip ediyorduk
- yasemin barışa fena taktı
Ablam sessizce kulağıma fısıldadığında bende ona aynı sessizlikle
- barışın ilgisi var mı sence dedim
Ablam ümitsizce gözlerime bakarak
- sanırım yok tatlım
-o zaman kötü, yasemin için üzüldüm
- bunu anlamış olması lazım çokdan , barış hareketlerinden belli ediyor
- bende farkındayım aslında ama emin olamadım
Murat abi yanımıza geldiğinde cümlemi çokdan tamamlamıştım.
- ne kaynatıyorsunuz bakalım kızlar
Ablam çokdan yüzünü sevimli bir hale sokmuş murat abiye gülümsüyordu.
- yaseminin barışa olan ilgisinden bahsediyorduk
Bu sırada üçümüzde istemsiz bir şekilde barışa bakmıştık. yasemin tam yanında ona bir şeyler soruyor. barışta kaçamak gözlerle arada biZe dönüyordu.
-ama ne yazık ki barışın ona ilgisi yok
- barış söyledi dimi sana
- hemde net bir şekilde
Herşey artık ortadaydı, barış yaseminden hoşlanmıyordu.
Tekrar barışa doğru baktığımda hızlı adımlarla bizim yanımıza doğru geldiğini gördüm.
- sonunda dediğinde ablamın bana baktığını farkettim
- bir ara yanınıza hiç gelemiyeceğimi düşündüm
- o kadar kötü olduğunu söyleme
Demişti murat abi, yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
- yani çok fazla konuşuyor, sürekli başımı sallamakdan inanın başım döndü, sessiz kalarak anlamasını istiyorum ama hiç oralı gözükmüyor. kalbinide kırmak istemiyorum ama..
Barış cümlenin sonunu getirmemişti ama yasemin onun fazlasıyla sabrını zorladığı belliydi.
- aslında tatlı bir kız dedim
Barışa dönmüştüm
Barış hızlıca kafasını bana çevirmişti
- evet tatlı bir kız ama insanın aklında başkası olunca , diğerlerini gözün pek görmüyor
Cümleyi tek seferde söylediğinde ablamın şaşkınlıkla barışa, murat abinin ise sinsi bir gülümsemeyle bana baktığını farkettim.
Aniden yüzümün kızardığını hissettim. bir anda yusufun söyledikleri geldi aklıma.
Ben olabilirmiydim barışın aklındaki kişi , bunun olmasını asla istemiyordum. çünkü en başından beri iyi birer arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm sadece.
- tabi sonuçta hoşlanmıyorsan yapacak birşey yok dediğimde yüzüne bakmıyordum bile
Barış bir şey söylememişti . hediyeliklerin olduğu bir dükkanın önünde durduğumuz gibi ablama
- burdan da bir şeyler alalım mı abla
-tamam tatlım dediğinde çokdan dükkandan içeriye girmiştik
Konuyu böylece atlattığımı düşünüyordum. belkide benim yersiz endişemdi. ama istemeden gerilmiştim.
Dükkandan çokdan Alacaklarımızı almış yürümeye devam ediyorduk. san marco meydanına geldiğimizde cafelerin önündeki masalarda oturmuş insanlar takıldı gözüme, tekrar dikkatli baktığımda gözlerimin istemsizce açıldığını farkettim.
Yusuf masaların birinde genç bir bayanla birşeyler konuşuyordu. daha dikkatli baktığımda sarışın bu bayanın oldukça güzel olduğunu farkettim.
Gülüşüyorlar ve şimdide cilveleşiyorlardı. daha ne bekleyebilirdim ki. olması gereken tam da buydu. hissettiğim bu yabancı duygular beni sinir ediyordu. onu başka bir kadınla görmek beni neden rahatsız etmiştiki. etmemesi gerekiyordu. ona son kez baktığımda , ablamın da onu gördüğünü farkettim.
- bu yusuf dimi arkadaşın?
-evet abla yusuf, ve sana endişelenmemen gerektiğini söylerken tam da bunu kast ediyordum.
- selam verelim mi
-hiç zannetmiyorum abla , Rahatsız etmeyelim
- haklısın sanırım tatlım
Oradan uzaklaşırken arkama bakmadım bile. Gördüğüm sahneyi ve yusufu biran önce aklımdan çıkarmalıydım.
Zaman geçiyordu , cafelerden birinde oturmuş bir şeyler içiyorduk. ablam ve murat abi akşam atıştırmalık bir şeyler almak için yanımıZdan ayrıldıklarında. Barış ve ben yalnız kalmıştık. hiç beklemediğim bir anda barış
-aklımda başka birinin olduğunu söylediğimde neden ismini sormadın demişti
Kısa süreli bir şokun ardından barışın yüzüne bakmadan
- özel olduğunu düşündüm dedim
Barış gülümsediğini farkettiğimde , istemeden bakışlarım ona kaymıştı.
-beni zorlamakda kararlısın yani
- nasıl yani dediğimde barışın söyleyeceklerinden gerçekden korkuyordum
- masal aklımdaki sensin , senden hoşlanıyorum
Hayır ,hayır söylemişti işte,şimdi yüzümün yandığını ve kızardığını hissediyordum.
Ne yapıcaktım şimdi, elim ayağım resmen birbirine karışmıştı
-ama biz daha tanışalı 1 hafta bile olmadı, yani beni tanımıyorsun bile,bu kadar çabuk mu
-masal böyle şeylerin zamanla alakası yok, hareketlerin, duruşun, çok hoşuma gidiyor ve seni tanımak istiyorum.
-ama biliyorsun aramızda yaş farkı var ve ...
Cümlemi tamamlamadan devam etti
-bana sakın yaş farkını bahane etme masal, bu aşılabilecek hatta sorun edilmeyecek bir durum
Beni öyle bir sıkıştırmıştıki ne diyeceğimi bilemiyordum.
- barış haklı olabilirsin, ama en başından seni iyi bir arkadaş olarak görüyorum.
- tamam öyleyse hemen cevap verme bana ve lütfen düşün
Düşünmeme gerek yoktu duygularım belliydi ama onu kırmakda istemiyordum. cevabım ne olursa olsun belliydi, ama bunu onun için zamanı geldiğinde söyleyecektim. bu arada kesinlikle ona ümit vermemekde kararlıydım.
Otele gelmiş odalarımıza çokdan yerleşmiştik.
- barış bana teklif etti abla dediğimde ablam çokdan üstünü değiştirmiş yatağa atmıştı kendini
-murat bana anlattı bugün, sizi yalnız bıraktığımızda sordu dimi. bende seninle bu konuyu konuşmak istiyordum ,
- daha önceden bildiğin haldemi bizi yalnız bıraktın abla
- tabiki hayır bilsem seni uyarırdım tatlım, murat bana söylediğinde çok şaşırdım, böyle bir şeyi hiç beklemiyordum
- ben hayır demek istedim ama düşünmemi söyledi bana
-anladığım kadarıyla onun hissettiklerini hissetmiyorsun tatlım
- evet abla, arkadaş olarak görüyorum ve aramızdaki yaş farkıda ortada
- yani tatlım yaşı senden büyük ama iyi bir çocuk , murat öve öve bitiremedi barışı, öyle abartılcak kadar büyük bir yaş farkıda yok, ama karar senin tatlım , ne hissediyorsan o
Ablamın yaşından dolayı karşı çıkacağını düşünürken barışın iyi biri olduğunu söylüyordu, son sözü bana bırakmıştı ama onu onayladığınıda hissettirmişti.
Ama benim kararım belliydi , barış sadece arkadaşım olucaktı.
Ablamla biraz daha konuştukdan sonra ikimiZda yatmıştık. tam uykuya dalmak üzereydimki telefonumun titrediğini farkettim
Arayan yusufdu
tekrar arıyordu ve ısrarlı gözüküyordu , ama ben açmamakda kararlıydım. bir süre sonra ekran kararmış ablamın ne durumda olduğuna bakıyordum, hemen uyumuştu ve kıpırdamıyordu.
Telefonum tekrar titrediğinde bu sefer mesajın geldiğini görerek hızlıca okumaya başladım
- neden telefonlarımı açmıyorsun
Cevap vermiycektim. o 3 gün boyunca sessiz kalmıştı. şimdi sessizlik sırası bendeydi. önce telefonu kapatmayı istedim ama sonra cevap vermezsem zaten tekrar aramaz diye düşündüm.telefonu başucuma koymuştum.tekrar uyumak zor olucakdı.
Aradan çok zaman geçmemiştiki tekrar mesaj geldiğinde telefonu hızlıca elime aldım
- çocuk gibi davranmak zorundamısın , lütfen aç şu telefonu
Bana çocuk gibi davrandığımı söylüyordu, işte bu beni gerçekden sinir etmişti.ama madem ben ona göre bir çocukdum ,ozaman çocuk gibi davranıcaktım ve ona cevap vermiycektim.
Telefonu tamamen kapadığımda , yastığı kafamın üstüne çektim ve yusufu aklımdan çıkarmak istercesine başka şeyler düşünmeye başladım. Uyumak istiyordum, yusufu düşünmeden uyumak...

uçurumdaki kanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin