Kan ve Gözyaşı

7 4 0
                                    


Bu acı fazla gerçekti.  Asıl önemli olan ciğerlerimi koz bir ateşte yanmasına sebep olan bu acının neden olduğunu bilmiyor olmaktı. Kim neden acı çektiğini bilmezdi ki? Aklımı kaybedecek gibiydim. Bir süredir ziyaretime gelen kimseyle görüşmek istememiştim,Çisem yada Eran farketmezdi. Deniz'de gelmiyordu. Kerim hergün yanıma geliyor saatlerce benimle konuşuyordu. Cevap vermiyordum. Annemin kollarının arasında sıkışıp kalmak bir daha o yuvadan annemden,cennet kokusundan ayrı kalmak istemiyordum. Annemin gelmemesinden dolayı artık umudumu yitirmiştim. Gelmeyecekti ve ben sebebini bilmiyordum.Birgün otururken Kerim'e ilk defa sormuştum."Annem neden gelmiyor?"diye sormuştum çaresizce.Bir süre gözlerini irileştirmiş orada olan ben değilde başkası gibi bana bakmıştı. Yüzünden anlık geçen his bombardımanı beni şaşkına çevirmişti."Biliyorsun"demişti bana."Sadece artık kendinden kaçmayı bırakmalısın."  Ne demek istediğini anlamamıştım. Oysa içimdeki kafesinden kaçmaya çalışan Alçin kahkahalar atıp bildiğim hakkında fikirlerini bağırarak bana söylüyordu.O gün sinir krizi geçirmiştim.Ellerimde hissettiğim sıcaklıkla aralık bakan gözlerim sıcaklığın sahibinde takılmıştı. Eran. Ona kocaman gülümseyip kendime çektim. Sıkıca sarıldım.Gözlerimde biriken yaşlar akmaya meyilli haldeydi."Burada kalmak istemiyorum Eran. Ne zaman çıkacağım, çok sıkıldım. Annemi görmem gerekiyor."Benden uzaklaşıp kaç gündür okuduğum kitabı avucuna aldı. Bana dönerken gözlerime bakmıyordu."Kitabı beğendin mi?"Başımı hızla onaylarak salladım."Evet ama bir türlü yazarını öğrenemedim. Sen biliyor musun?" İşte o zaman bana dönüp burukça gülümsedi."Hayır hiç bir fikrim yok. Her kimse onu tanımıyorum." Anladım dercesine gözlerimi açıp kapattım."Nasıl hissediyorsun?" diye sordu yanıma uzanırken."Dediğim gibi eve gitmek istiyorum,bu dört duvar beni boğuyor.""Yakında gideceksin biraz daha sabretmen gerekiyor."Yakında senden kurtulacağım diyen bir ses beynimde çınladı."Tamam." dedim şiddetli baş ağrıma anlam veremeyerek."Uyuyabilirsin bir süre yanındayım,gitmeyeceğim."


Kapat gözlerini artık.......-Bir kelebeğin bir günlük yaşamı için çırpınması her zaman beni derinden etkilemiştir. Bir günün sonunda öleceğibi bilirken yaşamak ne anlam ifade eder ki. İşte benim ölüm tarihim miladımdı. Öleceğimi biliyordum,bunu baştan sona planlamıştım. Kolay öleceğim bir ölüm istemiyordum. Acılarla ölmek istiyordu ruhum. Ama istediği fiziksel bir acı değildi. Ruhum acıyı emmek kanıma girmek istiyordu. Kan dolaşımımı hızlandıracak bir plan yapmıştım. Şimdilik saklanıyordum,saklandığım yerden çıkacağım gün öleceğim gün olacaktı. Önceliğim saplantılı ruhumu acıyla beslemek doyduğunu öğrenene kadar bu yola devam etmekti. Kelebek yaşamak kadar ölümü de seviyordu. Tıpkı benim gibi.sf.61


Tüylerimi ürperten kelimelerle kitabı kapatıp hızla ayağa kalktım. Biraz dışarı çıksam hiç fena olmazdı.-Korulukta otururken yanıma oturan Sinem ağlamış gibiydi. Onun bir duygu barındırdığını gösteren bu örnek şaşırmamı sağlasa da anlık şaşkınlıktan kurtulup ne olduğunu sordum."Önemli değil."diyordu. Yine de ısrar etmekten vazgeçmiyordum."Geceleri sesler duyuyorum, her defasında yanlış duydum diyerek kendimi avutuyordum. Dün gece de öyle düşünürken kapımın açıldığını duydum. Baktığımda kimse yoktu. Korkudan yorganın altına girip nefes almadan saklanmaya çalıştım. İçeri giren her kimse hiç bişey yapmadı ama o gittikten sonra yerde duran kan izleri vardı. Çok korktum,görmeliydin her taraf kırmızıydı."Onu kendime çekip sıkıca sarıldım. İçimdeki şüpheler beni bitirecekti. Sabah kalktığımda yatağın yanındaki kırmızılık bana tuhaf gelse de önemsememiştim. Demekki geceleri gelen her kimse benim odama da geliyordu. Sinem'e söylemedim,onu korkutmanın yararı yoktu.

Kızıl KuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin