İnsanoğlunun her zaman istediği ve isteyeceği bir şey vardır: zamanı geriye sarmak. Yaptıkları her hatadan sonra bunu isterler,istememek ellerinde değildir çünkü artık alışkanlık olmuştur. Alışkanlık demişken,o da,bir tür hastalık gibidir. Zehirli ve karşı konulamaz.
Ama benim bunlardan çok başka bir derdim vardı. Başka bir hastalığım,tedavisi olan ama hiçbir zaman iyileştirmeyen. Tedavisiyle birlikte daha da çok yaralayan. İçinde farklı insanları taşıyan ve kötülüğe mal olmuş biri olarak çaresizdim. Çaresizlik nedir bilir misiniz? Ellerimde öz annem ve babamın kanı rüyalarımda bana cellat olmuştu. Uykularda bile rahat yoktu. Hoş,hala rahatlık isteyen ölümlü beynim vardı ya.
Şimdi karşımda Kerim ve Eran oturuyor bir süredir sessizce birbirmizi izliyorduk. Bu sondu. Son kelimesi öyle huzurlu hissetiriyordu ki.
"Artık zamanı geldiğini düşünüyorum. Herşeyi hatırlıyorsun."diyen sesin sahibi Kerim'e döndüm. Yüzünde saklayamadığı bir tiksintiyle bakıyordu. Başımı ona daha fazla bakamayacağımı düşünüp eğdim.
Devam etti."Bu süreçten sonra iyileşmiş oluyorsun,tedavin olumlu sonuçlanmış oluyor," Eran'a baktı.
"Ama,bundan sonra yaptıklarıyla ilgili sonuçlanacak konular var." Konular derken bastırmış bu kelimenin yaptıklarımın yanında oldukça basit kaldığı söylermiş gibiydi.
Eran"Yani,"derken sesi titriyordu. İçim gitti derler ya hani,o an işte tam o oldu bende de. Sevdiğim insanın, beni seven insanın bana olacaklar hakkında öyle üzülmesi karşısında içim gitti.
"Ne olacak?"
"Eran.."Dolu olan gözlerini bana çevirdi.
"Sus."
"Böyle yaparak bir yer-"
"Hayır!hayır! Pes etmeyeceksin herşey bitmiş değil,daha önünde uzun yıllar var. Hem... Hem sen o şeyleri yaparken bilincin yerinde değildi,kendin değildin!"
Kerim üzgün gözlerle Eran'a bakıyor ben ise tebessüm etmeye çalışıyordum. Yanına yaklaştım avuçlarımı yanaklarına bastırdım . Etrafımda bir hareketlenme oldu.Kerim sakinleştirdi. Eran ağlamamak için zor duruyor bana sıkıca sarılıyordu.
"Ben artık dayanamıyorum,"dedim eğildiğim kulağına.Elleri sertleşti.
"Geceleri halimi görüyorsun,rüyalarımı,korkularımı,özlemlerimi...Saatlerce düşündükçe çıldırdığımı. Annemi.. ve babamın,"bir titreme geçti bedenimden,"onlara yaptıklarımı,düşündüğüm,yaptığım onlarca kötülüğü görüyorsun. Hissettin. Kendi gözlerinnle bile gördün."Etrafın sessizleşmesi odadakilerin çıktığını anlamama yetti. Çekildim.
"Ve seni sevdiğimi de biliyorsun ama artık bu sevgiyle bile ayağa kalkacak durumda değilim,sevgilim. Sürüngen gibi ordan oraya sürünüyorum. Bedelini ödemem gereken günahlarım var,dün sana ait olduğumu ve olacağımı gösterdiğim son gecemdi. Şafakta bu mühürlendi. Yolun sonu geldi benim için senin içinse yeni başlıyor."
Bir adam gördüm kabullenenen sonra. Gözlerinden kan akıtan bir adam ellerimin verdiği sıcaklığı soluyan gitmemden korkar gibi son defa sarılan.
Yüzümün her zerresine sayısız öpücük kondurup,
"Seni seviyorum."u defalarca tekrarlayan.
-
Belki aşkımız kitaplara yazılacak kadar büyük değildi ama herkeste kendi kalbinin elverdiği boyutta severdi. Belki de hayatta beni koşulsuz seven ikinci insanı son üzmemdi bu.
Eran ve Kerim'e hazırlanacağımı söylemiştim. Yanımdan ayrılır ayrılmaz son kez yapacaklarımı yapıp kaldığım yerin çatısına çıkmıştım beş dakikadır kendimi dinliyordum. İçim ölmüş gibiydi. Bomboştum. Belki hak etmiyordum ama içimde bir huzur vardı, belki de artık sona yaklaşmanın verdiği huzurdu.
Eran'la olan konuşmamızdan sonra odama son kez gitmiş saatlerce ona olan duygularım hakkında kitabıma son kez bir şeyler yazmıştım. Son sayfalarımı bilinçli olarak yazmak az da olsa mutluluk vericiydi.
Tabi bir de Sinem'in yanına uğramıştım. Hala benden korkuyordu. Yine de ondan özür dileyebilmiştim. Biraz olsun sakinleşmiş ve bana unutamayacağım bir tebessüm bahşetmişti. Affedilmiştim.
Doktorum ve sevgilim demekten bıkmayacağım sevgilimden son kez bir isteğim olmuştu. Beni affedin, demiştim.
Şimdi buradan koskacaman şehrin manzarasına bakarken düşünceler gözümün önünden geçiyordu.
Seni hep seven annen.
Ne olursa olsun kızım sen inanmasan bile seni seveceğim.Hayır beni aldatmış olamazsın!
Eran yemin ederim nasıl oldu bilmiyorum kendimde değildim yemin ederim! İnan bana yalvarırım!
Hıçkırıklarım...
Babamın sonsuzluğa kayan gözleri.. İrislerininn etrafında oluşan boşluk. Ve bunu yaparken hissettiğim dehşet verici mutluluk...
Yalanlarla yaşadığım bir kaç ay.. kendimi kandırışım ve şimdi.
Boşluğa kendimi atmadan önce yürek burkan haykırış. Eran.
Boşluğa son hız düşerken yaşadığım ilk defa sonsuz huzur. Rüzgarın beni yere çakacağı ana kadar duydum onu. Çığlıklar attı. Beni bırakma diyen haykırışlarını. Sevdiğini. seveceğini...
İşte aşk böyleydi. Bencildi. Ben geride parçalanmış bir kalp bırakırken sadece kendimi düşünmüştüm. Kendi duygularımı... kendi huzura kavuşacağım anı.
Bencillik. Asla tedavi edilemeyecek bir hastalıktı. Ben ona kurban olmuştum.
Ölüyordum ama yanımda kırık bir kalbi de götürüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Kuş
Mystery / ThrillerYabancı bana bakıyor,ben onu izlerken o da beni izliyor. "Sen bensin."diyor bana. "Bende senim." "Ben kimim?"diyorum ona. "Siz bensiniz."Uzaktan gelen ses yaklaştıkça yabancıya benzeyen bir şekle bürünüyor. "Biz bir bütünüz." 14.06.2015 22.12.2016