5.Bölüm Dean

441 90 8
                                    

Üşüyordu iliklerine kadar,ama yürüyordu.Saçları deniz korkuyordu.Genzini yakıyordu deniz kokusu.Sahildeyde yürümeye devam etti çıplak ayaklarıyla.Kumdaki çakıl taşları ayağını acıtıyordu ancak içgüdüleri ilerlemesini söylüyordu.Deniz hafif dalgalıydı,saçları da tıpkı deniz gibi dalgalanırken kıyıdaki deniz kabuklarını gördü.Çocukluğundan beri ne zaman deniz kabuğu görse dinler,denizin sesi ona huzur verirdi.Deniz kabuklarından birini alıp kulağına doğrulttu tıpkı eskisi gibi.
"Elena,sevgilim nerelerdeydin?"
Bu ses, Dean'nin sesiydi! Birden göğsünün sol tarafında bir sızı hissetti ne çok özlemişti onu.Suya doğru yürüdü ayağına dalgalar çarpmaya başladı.Daha da üşüdü ancak umursamadı.Beline kadar sudaydı. Bu Dean'i görebilmesi için son şansı olabilirdi, ilerlemeye devam etti.Su boyunu aşmaya başladı.Artık suyun altındaydı.Elini biri tuttu aniden.Dean kurumuş dudakları,ışıltısı gitmiş ela gözleri ile baktı.Konuşamıyordu fakat Elena onun ne söylediklerini hissedebiliyordu.Sımsıkı sarıldılar.
"Elena kurtar beni buradan meleğim.Uzun zamandır seni,güneşi, göremiyordum.Ruhumu bu ızdıraptan kurtar lütfen."
Elena,Dean'in soluk ellerinden tutup tüm gücüyle yukarı ittirdi"Seni kurtaracağım bebeğim".İşe yaramıştı,yukarı doğru yükseldiler.Gücü tükenene kadar direndi.
Güneş,gözlerini kamaştırıyordu.Başarmıştı.Dean'nin kurumuş dudakları Elena'nın dudaklarıyla buluştu.İkisi de ağlıyordu lakin bu sefer mutluluk gözyaşlarıydı.Karizmatik ses tonuyla "Benimle kal" dedi.Elena başını salladı.Sarıldı Dean'e ona sarılmak her zaman güven verirdi.Kaslı bir vücudu vardı.Gözleri eskisi gibi parlak bakmıyordu ama ne önemi vardı ki? Ne zamandır bu anı bekliyordu.Sonra birden güneş battı.Yer sarsılmaya başladı.Birbirlerine kenetlendiler fakat Elena gökyüzüne doğru havalandı.Yere bakamayacak kadar fazla ışık vardı.Son duyduğu ses Dean'nin karizmatik sesiydi."Tekrardan gel Elena" Sonrası derin sessizlik...

Odasının tavanına baktı Elena,genzi yanıyordu, son 6 aydır gördüğü en güzel rüya bu olsa gerek.
-Okula gitmeyi düşünmüyorsun herhalde genç bayan?
Bayan Campell altın sarısı elbisesiyle kapıdaydı.Kaşlarının birini kaldırmış,sert bir ifadeyle ona bakıyordu.
-Afedersin teyze.Yıkanıp aşağıya geliyorum hemen.
Üstünü çıkardı ılık su dolu küvete oturdu nazik bir hareketle.Küvet ona rüyasını anımsatmıştı.Dean'i tekrar görebilmek için nelerini feda ederdi oysa.Çok özlüyordu onu.Kelimelerle ifade edilemeyecek kadar çok.Gözleri aniden doldu ve ağlamaya başladı.Sesini bastırmak için suyu daha fazla açtı.Gözlerini kapattı.Uzandı hafifçe.Kapının tıklatılması ile irkildi.
-Elena aşağıda Alice diye bir arkadaşın seni bekliyor.Daha fazla bekletme istersen.
Hemen küvetten çıkıp havluyu sardı vücuduna.Tıpkı gözleri gibi olan çakır rengi elbisesini giydi.Saçlarını kurulayıp yandan ördü,ipek çoraplarını giydikten sonra da aşağıya, Alice'in yanına ,indi.
Alice,koltukta sessizce oturmuştu.Elena'yı görünce gülümsedi.Beraber masaya oturup kahvaltı yaptılar.Elena teyzesiyle Alice'i tanıştırdı.Bayan Campell Alice'i çok terbiyeli ve düzgün bir kız olarak buldu.Yeğeninin böyle bir kızla arkadaşlık etmesinin onun için bir mahsuru yoktu.Evden çıkıp okula doğru ilerlediler.Yolda Alice söze başladı.
-Elena aynı rüyayı gördüğümüze inanamıyorum hala.Ancak sana söylemekte yarar bulduğum bir şey var.Ben kilisenin yanmasından sonra çok gerçekci rüyalar görmeye başladım hem de fazlasıyla.Diyorum ki,acaba biz rüya görmüyorsak?
Gülümsedi Elena :
-Anlayamadım? Başka ne olabilir ki?
-Ya biz o esrarengiz rahibe ile tanıştıktan sonra geceleri bize bir odada ders veriyordu.Tabi bize ders verirken bizlerin diğer öğrencilerden daha farklı olduğumuz için daha ağır dersler vereceğini söylüyordu.Diğerlerine anlatmadık kıskanmamaları için.Herneyse; Bir gece dersimizde bizlere ruhun yolculuk yapabileceğini söyledi.Bunu hiçbir din dersinde işlemediğimizi söyleyince "Size farklısınız demiştim demi?" diyerek geçiştirdi.Ruhun yolculuk yapabilmesi uyku halinde oluyormuş ve buna astral seyahat* deniyormuş .Derse tam devam edecekken rahibe bunun bizim yaşımızı aştığını söyledi ve konuyu aniden değiştirdi.Sakladığı bir şey vardı belli ki.Ama bir türlü anlayamadım.
Elena gözlerini ayırdı.
-Yani ruhumuz geceleri uyurken yolculuk mu yapıyor?
-Neden olmasın? Yalnız problem şu; Biz bunu nasıl yapıyoruz ve tehlikeli mi? Ek olarak da tamam ben esrarengiz rahibemizin öğrencisiydim.Ya sen? Sana neden oluyor bu?
-O rahibeyi sizden başka kimse görmedi.Benle uğraştığını düşünüyorum çünkü her gece kahkahaları yankılanıyordu.Kilise yanmadan iki gün öncesinde ben rüyamda 1314 numaraları odadan çığlık sesleri duydum.Fakat diyorum ya,senle aynı kilisede eğitim görmemize rağmen seninle birbirimizi tanımıyoruz o derece büyük bir okulda 1314 numaralı odanın olduğunu bile bilmiyordum.Bu arada şu astral seyehat dediğin şeyi de Victoria'ya anlatalım.Dolunay yarın gece.Yarın Alicelerde kalacağım bahanesi ile evden çıkacağım,senle de kasabanın sonundaki saat kulesinde Victoria'yı bekleyelim.O zaten bizim nerde olacağımızı öncesinden görüyor.
-Peki anlaştık.Biraz hızlansak iyi olur,ders başladı bile.
Elena artık daha iyi anlıyordu.Keşke 1314 numaralı odada olan kızı yani Freda'yı önceden uyarsaydı.Ama bilmiyordu işte napabilirdi ki? Vicdanı umarım bir gün onu affederdi.Affedebilirse tabi.

*Astral Seyehat, bazı inanışlara göre kişinin genellikle uyku halindeyken ruhun bedeni terk edip başka boyutlarda yaptığı yolculuktur.İstenirse uyku halinde olmayıp yoğun konsantrasyon ve uzmanlıkla da yapılabilen bir yolculuktur.Ancak bu son derece tehlikeli olmakla birlikte ruhun bedenine geri dönememesi ile sonuçlanabilir.Ruh bedeniyle bir bütün olmadığı zaman savunmasızdır ve başka boyutlardaki tehlikeler ruha zarar verebilir ya da ruhun bedenine geri dönmesini engelleyerek kişinin bedenini sonsuza kadar ele geçirebilir.Böyle bir durumda da ruh sonsuza dek bir döngü içerisinde kalır ve ruh kendi isteği dışında yönlendirebilinir.

Beden HırsızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin