Bölüm 24
Artık Seni İstemiyorum
Düşüncelerimi bölen bir gürültü ile sarsıldım. Gözlerimi kapatmakta ısrar ediyordum. Vücudumda dolanan dudakları artık hissetmiyordum. Kulaklarıma gelen bağırışlar, vurma benzeri sesler geliyordu. Hala gözlerimi açmamıştım. Yaklaşık bir yarım saat sonra tanıdığım bir kokuyu ve sıcaklığı hissettim. Öldüğümü düşünmeye başlamıştım. Yanağımda bir elin sıcaklığını hissetmiştim.
“Gözlerini açabilirsin güzelim.”
Gözlerimi açtım, elimi çözdü, ayağa kaldırıp yanaklarımdan öptü, saçımı okşadı, bense tepkisiz kaldım. Gözlerimdeki yaşlarla aşağıya bakıyordum sadece. Yüzünü bakmıyordum, bakamıyordum. Biliyordum ki eğer bakarsam affederdim. Eğer bakarsam özlem yine baskın çıkar ve nefretimi yine alt ederdi. Sonuç olarak ben yine üzülürdüm. Yine yıkılırdım.
“İyi misin? Geciktiğim için özür dilerim, bunları yaşadığın için özür dilerim İlkim…Seni seviyorum.” Diye fısıldadı bana sarılırken. İçimden bir şeylerin kopup gittiğini sandım. Yine içim acıyordu. Yutkunarak geri çekildim. Başım hala yerdeydi.
“Buradan çıkalım.” Dedim zorlukla. Yutkunarak boğazımdaki yumrunun aşağıya inmesini umdum ama olmadı. Aras elimi tutmuş beni ışığa doğru sürüklüyordu. Başım yerde olduğu için tek gördüğüm şey grimsi mermerlerdi. Gözlerim mermerler hariç yeşil çimler görmeye başladığında kafamı kaldırarak geldiğimiz yere baktım. Evime yakın bir yerde, bir park alanındaydık .İlk defa gözlerimi gözlerine çevirdim. Endişeli gözlerle vücudumu inceliyordu. Gözleri yüzümde dolaşırken sürekli buruşuyordu.
“Git.” Dedim mırıltı gibi çıkan sesimle. Hayır daha daha güçlü olmalıydım.
“Ne?” dedi şaşkınlıkla gözlerimin içine bakarken. Öyle bakma n’olur. Öyle bakarken sana nasıl git diyebilirim?
“Git.” Dedim dişlerimin arasından. Gözlerimi yere indirmiştim. Çünkü biliyordum ki yüzüne bakarsam başaramayacaktım.
“Artık olmaz. Artık seni bırakmayacağım. Bir daha olmaz.”
Histerik bir kahkaha attım. Kafamı daha güçlü olduğuma inandırarak yukarı kaldırdım.
“Bu replik bana çok tanıdık geliyor.” Dedim acı bir tebessümle. Kaşlarını çatarak bana doğru bir adım attı. Elimi kaldırarak gelmemesini işaret ettim.
“Yaklaşma.” Diye tısladım.
“Bir kez daha beni kandırmana izin vermeyeceğim. Yaklaşıp da sana olan duygularımı kullanmanı istemiyorum. Herzaman yaptığın gibi git işte. Aptal seni seviyorum yalanları söylemeden GİT.” Dedim. Gözümden bir damla yaşı aşağıya inmesine izin vermeden elimin tersiyle hırsla sildim.
“Yalan mı olduğunu düşünüyorsun? Ben seni canımdan çok se-“
“Yeter! Yalan söyleme artık. Görmüyor musun ha? Canım yanıyor Aras! “ diye bağırdım. Herkesin bize doğru bakması umurumda bile değildi. Aras’ın da gözleri dolmuştu ama ağlamıyordu. Timsah göz yaşları diye düşündüm. Sevgisiz bir adamın gözlerini çevreleyen, anlam taşımayan birkaç damla su.
“Az öce olanlar için ke-“
“Az öce olanlar benim iki gündür yaşadığım acının yanından bile geçmiyordu.” Dedim tükürür gibi. Gözlerimin nefret saçarak baktığına emindim. Aras mahcup bir şekilde beni izliyordu. Çektiği o sahte acı umurumda bile değildi.
Bir iki adım atarak ona doğru yaklaştım. Bacaklarımın titremesine engel olmaya çalışıyordum. Ona biraz daha yaklaşarak elimi boynuna koyarak parmak uçlarımda yükseldim. Hafifçe kulağına doğru eğildim. Üç kelime fısıldadım sadece;
“Artık seni istemiyorum.”
Biliyorum biliyorum bu bölümde kısa oldu ama kabul edin ekşınlı bir bölümdü canlar :)) Voteler ve yorumlar iki bölümdür çok güzel gidiyor inşallah bu bölümde düşmez...Bol bol yorum istiyorum. İlkim de dile geldi sonunda :))