Bölüm 10
Güzel Takım!
(( Multimedia'daki şarkıyı "burada dinleyin." yazılı yerde dinlemenzi istiyorum.Böylece daha iyi okuyabilirsiniz.Yorumlarınızı çok çok çok merak ediyorum :) İyi okumalarrrr :D))
Gülümseyerek Emir'in yanağına dokundum.
"Teşekkürederim...Her şey için." dedim sıcacık gülümseyerek.
"Önemli değil." dedi o da dişlerin göstererek gülümseyerek.Gülümsememi genişleterek elimi çektim.Daha sonra bize doğru ellerini yumruk yaparak gelen Aras'ı gördüm.Yaklaştıkça yüzündeki,gözündeki öfkeyi görebiliyordum.Karşısında dimdik durabilmek için ayağa kalktım.Emir de benimle aynı hızla ayağa kalktı.Korumacı bir şekilde elini önüme koydu ama ben hemen elini ittirdim.
"Bir şey mi istiyorsun? Yoksa Melissa'yı sana ayarlamam için benden yardım mı istiyorsun?" diye sordum ve alayla ufak bir kahkaha attım.Kaşlarını iyice çatarak dişlerini sıktı.
"Sen neyden bahsediyorsun?Bana yalvaran bakışlarını gördüğümde...İçimin nasıl acıdığını biliyor musun İlkim ha?Sen sadece konuştuğumuzu gördün bense..." diyerek gözlerini yumdu.Nezamandan beri buradaydı? Aras'ın acı çekmiş olması acıma bir kez daha körükledi.Ağzım açık kalarak bende kaşlarımı çattım.
"Biz de burada fuuş cephesinde değiliz.Konuşuyorduk sadece." dedi Emir.Neden beni Aras'a karşı savunuyordu ki?Aras bir anda ani bir hareketle Emir'in yakasına yapıştı.Tiz bir çığlık atarak ikisinin arasına girmeye çalıştım ama o spor salonunda ömürlerinin yarısını geçiren yakışıklıların karşısında hiçbir şansım var mı?
"Sen hiç konuşma fırsatçı pislik!" diye gürledi Aras.Emir de aynı şekilde Aras'ın yakasına yapışmıştı.Kalbim kendi içinde senfoni oluşturmuş,hızlı hızlı atıyordu.Panik atağın kokusunu alabiliyordum.
"Doğru konuş lan!" diye bağır Emir.Aras bunun üzerine iyice sinirlendi.Elini geriye doğru çekti.Tam Emir'in yüzüne patlatacakken kolundan tuttum.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen!Kesin artık,yeter!" diye bağırdım var gücümle.İkisininde gözü biran beni buldu.Daha sonra Aras daha az şiddetli bir şekilde Emir'in yanağına vurdu.Çıkan ses içimden sanki bir şeyler koptuğunu anımsattı.Gözlerimi bir anlığına kapatarak tekrar açtım.Sinirlenerek kaşlarımı çattım.İkisininde koluna vurarak aralarına attım kendimi.
“Bu çok anlamsız tamam mı?Yeter! Emir sen revire git.Ben Aras ile konuşacağım.” Dedim iğneleyeci bir şekilde.Emir önce kaşlarını hayır anlamında çatarak tekrar Aras’a baktı.
“Lütfen.” Dedim.Derin bir iç çekerek Aras’a omuz atıp ön bahçeye doğru yürüdü.Yanağı kızarmaya başlamıştı…
Sinirle Aras’ın yakasından tutarak onu arkalara sürükledim.
“Ne yaptığını sanıyorsun sen? Ha? Haydut musun sen?!” diye bağırdım.Aras da sinirliydi.Burnundan soluyordu.Sadece üç günde nasıl bu hale gelebilmiştik anlam veremiyorum.
“Ne haydutum ne de ne yaptığımın farkındayım.Gözümü kör ediyorsun.Ne yaptığımı bilmiyorum.Kontrolümü ellerine alıyorsun.Beni resmen oynatıyorsun.” Dedi.Sesi hala sinirliydi ama kendisine karşı olan bir hayal kırıklığı vardı.
“Ben ne oynatacağım seni ya? Ben bir şey yapmadım.” Dedim kesin bir sesle.Tek kaşını kaldırarak yüzüme baktı.
“Gerçekten hiçbir şey yapmadın mı İlkim?Yani beni kıskandırmak için Emir’i kullanmadın,Melissa ile beni görünce hayal kırıklığına uğrayıp soluğu Emir’in yanında almadın ve kız kardeşimle birlikte benim üzerime plan yapmadın öyle mi?” diye sordu.Sesi konuşmanın başından beri ilk defa alaycı bir tondaydı.Kafasını hafifçe eğerek yüzüme baktı.Taa gözlerimin içine.Gözlerimi kaçırdım.Yaparken bunlar okadar masum geliyordu ki…Böyle sonuçlar doğuracağını hiç tahmin etmemiştim.Ben neler yapmışım böyle?