Bölüm 12
Multimedia'yı yine benim "dinleyebiliysiniz :)" yazdığım yerde dinlemenizi istiyorum ...İyi okumalar... :)
İlk kavga
Çıkışta bahçeye göz gezdirdim ama Aras'ı hiçbir yerde göremedim.Anıl ile takılıyordur diye pek aldırmadan eve geldim.Kilidi açmamla Mert'in üzerime atlaması bir oldu.Gülerek onu kucakladım.Birlikte salona geçtik.Bir kaç espiri ve çizgifilm sonrasında saat sekiz buçuk sularında odama gittim.Evebeyin banyoma girerek rahatlatıcı bir duş aldım.Suyun buharıyla birlikte bütün negatif enerjimde tuzla buz oldu.Gülümseyerek duştan çıktım.Kapıyı açar açmaz çığlık atmamak için kendimi zor tutmam bir oldu.Bu saatte,burda,ben çıplak sayılırken...Aras?
"Senin ne işin var burada?" diye fısıldadım.Gözlerim kocaman olmuş onun muzip yüzüne bakıyordu.O senin muzip gülüşünü yesinler annemmmm :)
"Seni görmeye geldim." dedi ve tekrar gülümsedi.Kaşlarımı çatarak onu yatağa oturttum.Etrafıma bakınca balkon kapısında girdiğini anladım.Kapıyı örterek kilitledim.Daha sonra odamın kapısını kilitledim.Baş parmağımı sallayarak konuşmaya başladım:
"Ben giyinmeye gidiyorum.Uslu dur ve ses çıkarma." diye uyarıcı ve kesin bir ses tonuyla konuştum.Gülümseyerek tatlı tatlı kafasını salladı.Ay canım benim ya...Banyoya girmeden önce hazırladığım pijamalarımı ve iç çamaşırlarımı alarak hızla banyoya yöneldim.Hızlıca giyinerek dişlerimi fırçaladım.Saçlarımı taradım ve hazluyla nemini aldım.Aynanın karşısına geçip sakinleşmeye çalıştım.Kalbim sabahtan beri son gaz ilerliyordu.Tansyon mansyon başlarsa bende hep Aras'ın yüzünden.Bu kadar mükemmel olmayaydı o da :)
Sakinleşmek için her uğraşımda daha hızlı atmaya başladığı için kalbim ile uğraşmayı bırakarak kapıyı açtım ve odama geri döndüm.Aras'ın başının ucunda durarak kaşlarımı çattım.
"Bu saatte ne işin var burada?Biri görseydi ne olacaktı?" diye hesap sormaya başladım.Ellerimi de belime koyarak otoritemin sarsılmasını engellemeye çalışıyordum.O ise hiçbir cevap vermeden yüzüme baktı.Daha sonra gülümseyerek belimde olan ellerimi tutup beni yanına oturttu.Bana doğru yaklaşarak yanağımdan öptü.Karnımda bir kaç sancı hissediyordum.Öptüğü yanağım kor bir ateş gibi yanıyordu.Kızarmaya başladığımı hissediyordum.
"Sevgilimi görmeye geldim ve bu kimseyi ilgilendirmez." diye fısıldadı kulağıma ve geri çekildi.Bense koca cümlede tek bir kelimeye takılı kaldım "Sevgilim."
"Ben senin sevgilin miyim şimdi?" diye sordum safça.Hayır niye içimden düşünemiyorum ben.Bırakayım da aklımı kurcalasın ama şu çocuk ben cahilmişim gibi bana bakmasın ya!Tek elini kaldırarak yanağıma koydu ve gözlerimin taa içine baktı.
"Hayır." dedi.Kaşlarımın istemsizce çatıldığını hissediyordum.Nasıl hayır?!
"Sen benim sevgilim değilsin.Sen benim nefesimsin,her soluğumda içime çekip bir daha geri vermek istemediğim.Sen benim gözümsün,başkaları seni görmesin diye hiçbir yere bakmadığım.Sen benim ruhumsun,başkası çalar diye hiç kimseye açmadığım..." dedi.Yutkunarak gülümsedim.ağzım açık kalmak üzereydi ki gülümseyerek kurtardım.Kalp atışlarım hız sınırını geçerek radara yakalanmak üzereydi.Yanaklarım al al olmuş,yanıyordu.Karnımdaki sancıların hızlandığını hissediyordum.Aras beni iki sözle etkileyebiliyor,bütün vücudumun hakimiyetine sahip olabiliyordu.Her organım Aras ile etkileşim halindeydi.hepsi heyecanlandığını anlatmak için harekete geçiyordu.Aras'ın bu cümlesi karşısında benim de bir şey söylemem gerekiyordu.Ben afilli cümleler kuramazdım bu yüzden o iki kelime hayat kurtarıyordu.
"Seni seviyorum." diye fısıldadım.Gülümsemesi büyüdü.Bana doğru yaklaşarak dudaklarını alnıma bastırdı.
"Bende seni seviyorum birtanem."
Bu arada şu gerçeği de açıklığa kavuşturalım.Bana birtenem dedi!!!!!!
"Yarın prova var." diyerek konuyu dağıtmaya çalıştım çünkü gerçekten iç kanamam felan başlayabilirdi.Kalbim sınırlarını fazla zorlamamalıydı değil mi?Yatağa uzanarak kolunu başının altına koydu.Elimden çekrek beni de yanına yatırdı.Tek elini de başımın altından geçirerek omzuma dokundu.
"Evet." dedi.Hayır ben konu açmaya çalışıyorum bu kapatıyor.Bende pes edecek göz varmı? Yoook! :)
"Hangi şarkıyı söyleyeceğiz?" diye sordum.Hmm sesleri çıkararak biraz düşündü.
"Hiç düşünmedim." diyerek yanıt verdi.Gülümsyerek yataktan aniden kalktım.Aslında o mükemmel kokusunu almaya devam etmek isterdim ama bende kalp var :) Kafa yapıyor yani...
Açık olan laptopumu alarak yatağa geri döndüm.Lemonade mouth müziklerini severdim.Ama en çok da Determinate...
"Bak bu olabilir.Hem ben bu şarkıyı çok severim." diye fısıldadım ve laptop'un sesini ora seviyeden biraz daha yükseğe alarak şarkıyı başlattım.Şarkının yavaş kısmı bitip hareketli yerine geldiğinde Aras da gülümseyerek ellerini sanki bateri çalıyormuşçasına oynatıp şarkıya sanal ritim katıyordu.Bense ona bakıp gülümsüyordum.Daha sonra bir kapı tıklamasıyla yerimdensıçradım.Kim olabilir ki? Bizimkile saat dokuz dedinmi yatakta olurlar beni mi gördünüz?Gidin yatın canım!
"Efendim?" diye sordum müziği kapatarak.Sesimin titremesine engel olmaya çalışıyordum.Panik atak yine fazla yakınımda duruyordu.Aras elini sırtıma koyarak okşadı.Sakin olmamı istiyordu ama beni daha çok tedirgin ediyordu.Elini sırtımdan çekerek rahat durmasını hatırlatan bir hareket yaptım.O ise gülümsedi.Gülmemek için kendisini zor tutuyordu hasbam!
"Tatlım müziğin sesini kısar mısın Mert uyuyamıyor." diye seslendi annem.Nefesimi rahatlıkla dışarı üfledim.
"Tamam anne kapatıyorum." diye seslendim bende.Annemin ayak sesleri kesildiği anda Aras'ı kolundan tutarak ayağa kaldırdım.Şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
"Hadi git artık,hadi..."Diyerek balkon kapısına doğru sürükledim.Kilidi ses çıkarmamaya çalışarak açtım ve etrafa göz gezdirdim.Anıl aşağıda bekliyordu?
"Sen sabahtan beri orada mısın yani?" diye fısıldayarak sesli konuşmaya çalıştım.Kaşlarını yapmacık ve sempatik bir üzgünlükle kaldırarak kafasını salladı.Aras pencerenin demirlerine tutunarak bana baktı.
"Biraz daha kalsaydım olmaz mıydı yani?" diye sordu tatlılıkla.Gülümseyerek küçük emraha dönmüş suratına bakarak elimi yanağına koydum.Tam yumuşayacakken kendime geldim ve yüzüm eski halini aldı.
"Sevgili ziyareti kısa olur." diyerek yanağından öptüm.O sırada Anıl'ın yakarışını duydum.
"Bir de bana sor." dedi.Dayanamayarak kıkırdadım.Aras tam ayağını aşağıya salkıttı gidiyor derken kaşlarını çatarak vazgeçti ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.Kocaman olmuş gözlerle bir kaç saniye karşılık veremedim.Daha sonra gözlerimi kapatarak kendimi Aras'a bıraktım.Aras'ın dudakları dudaklarımdan kaydığında gözlerimi açtım.Ortada ne Aras ne de Anıl vardı.Koşarak mı gittiniz ne yaptınız?Buna fazla kafa yormamaya çalışarak yatağıma sırt üstü uzanarak elimi hafif şişmiş olan dudaklarıma değdirerek gülümsedim.İlk öpücük :)
***
Sabah büyük bir mutlulukla uyandım.Aheste aheste giyinerek yüzümdeki aptal sırıtış sürereken aşağıya indim.Bir kaç bir şey atıştırarak dışarı çıktım.Servis tam önümde duruyordu.Tam servise doğru yürüyordum ki servisin yanındaki beyaz bir araba korna çalmaya başladı.Sırıtışım büyürken servisin kapısını açarak gelmeyeceğimi söyledim ve beyaz arabaya bindim.Elbetteki arabanın sahibi Aras.
"Günaydın." dedi tatlı tatlı gülümseyerek.Uzanarak yanağından öptüm ve geri çekildim.
"Günaydın." dedim.Aras'ın gülümsemesi büyürken yola çıktık.yolda nerdeyse hiç konuşmadık.İlk iki ders müzikti.Yani coğrafyaydı fakat biz müzik yarışması nedeniyle izinliydik.Coğrafya göreceğime şarkı söyleyecektim.Ne muhteşem bir gün değil mi?!Okula vardığımızda Aras'ı kesmekten bahçeye bakamıyordum.Arabadan hiç konuşmadan indi.Ben tam kapıyı açmak için hamle yapacaktım ki kapı açıldı.Aras sırıtarak bana inmemi işaret etti.Aynı şekilde sırıtarak arabadan indim.Elini belime koydu ve müzik odasına doğru yürüdük.O kadar havalıydı ki...Elbette herzaman olduğu gibi bütün gözler popüler çocuk üzerindeydi ama aldırdığım söylenemezdi.Bize bakan gözler dün Aras'ın beni sevdiğini haykırışını da duymuştu.Bu yüzden dert etmiyordum.
Müzik odasına girdiğimizde Melissa'nın ve Emir'in bizi beklediğini gördüm.Emir'i görür görmez yüzüm düştü.Ben bu masumlukta bir çocukla nasıl oynayabilmiştim? İçim acıyordu.Kalbimin teklemeye başladığını hissediyordum.Derken öğretmen sınıfa girdi.Ayağa kalkma gereği duymadan oturuyorduk.
"Eveet...Bugün seslerinizi daha iyi inceleyebilmek için ufak bir eş değişikliği yapıyoruz.Emir,sen İlkim ile söyleyeceksin.Melissa,sen de Aras ile...İlk hangi çifti alıyoruz?" diye sordu.Gözlerim kıskançlıkla parıldarken Aras'a çevirdim.O da aynı şekilde bana bakıyordu.Kaşlarımın çatıldığını hissediyordum.Melissa ve Aras mı?Yapma lütfen!!!
Melissa hemen elini havaya kaldırdı.Işıldayan gözlerle hocaya bakıyordu.Dişlerimi sıkarak sayı saymaya başladım...1,2,3,4...Yok abi koyun da saysam sakinleşemeyeceğim ya! Az önace tekleyen kalbim şimdi kıskançlığın hrsıyla dört kat daha hızlı atıyordu.Öğretmen Melissa'ya bakarak kafasını salladı.Aras da hiçbir şey söylemeden Kalkarak baterinin başına geçti.Öğretmen kafasını sallayarak Aras'a baktı.
"HAyır canım,bugün sen de şarkı söylüyorsun." diyerek göz kırptı.Yok ya öğretmen katili olacağım.Bıraksana çocuk efendi gibi baterisini çalsın.Yook...İlla sinirlendirecek beni!
"BEn pek şarkı söyleyemem hocam." dedi Aras.Emir tıslarcasına güldü.Aras Emir'e kötü bir bakış atarak öğretmene geri döndü.Ne konuştular iki bakışmayla şimdi bunlar?
"Göreceğiz." diyerek mikrofonu Aras'ın önüne koydu öğretmen.Dişlerimi gıcırdatmadan edemedim.Ne yapayım abi seven kıskanır.Hem de rakibi tam bir sürtük olursa!
Melissa eğilerek Aras'ın kulağına bir şeyler fısıldadı.Aras da gülümseyerek kafasını salladı.Daha sonra Melissa kareokede bir şeylere tıkladı ve melodi çalmaya başladı.Melodi yavaş başlayarak hızlanıyordu.Melissa yavaş kısmını söyledi.Aras ise ufak ve havalı bir çığlıkla şarkıyı başlattı.Aras'a hayran kalmamak elde değşldi.Sesi okadar güzeldi ki...İnsanı büyülüyordu.Her eğilişi,mikrofonu tutuşu,mimikleri...Okadar harikaydı ki.Melissa ise yine sürtüklük peşindeydi.Durmadan Aras'ın eline dokunuyor,yaklaşıyor,eğiliyor,kalkıyordu.Hayır abi boru değil o mikrofon...Ona göre kullan yani.Gece kulübünde olsak neyse!ŞArkı bitince dayanamayıp parıldayan gözlerimi Aras'a çevirdim.O ise sadece gülümseyip omuz silkmekle yetindi.Gülümsemem devam ederken ben ve Emir sahneye çıktık.Gözüm bir an Melissa'ya kaydı.Baş parmağını yukarı kaldırdı daha sonra dil çıkararak aşağıa indirdi.Öocukça bir hareketti ama gerçekten beni hırlndırmıştı.Kendime en güvendiğim konu müziktir ve...Melissa'yı bu konuda ezip üzrinden acımadan geçebilirdim.Gülümseyerek tek kaşımı kaldırmaya çalıştım.Daha sonra Emir'e döndüm.
"Rock kampını izledin mi hiç?" diye sordum.Gülümseyerek başını salladı.
"Demi lavota ve Joe Jones'ın söylediği şarkıyı mı diyorsun?" diye sordu.Gülümsemem büyüdü.Bende onaylarcasına kafamı salladım.Emir kareokenin yanına giderek bir kaç düğmeye bastı.Tam melodi açılıyord ki eline vurarak durdumdum.
"Bize bateri ve gitar yeter.Bateri çalmayı biliyor musun?" diye sordum.
"Adım kadar iyi." dedi.Biraz ukalaca olsa da gülümsetti.Emir giderek baterinin koltuğuna oturdu.Bense boynuma elektro gitarı taktım.İşte ezim işlemi başlıyorr.Dinleyebilirsiniz :)
Gitarı yavaş yavaş çalmaya ve şarkıyı söylemeye başladım.Emir de bana katıldı.Çok uyumlu gidiyordu.Gözlerimi kapatarak kendimi bir anlığına ritme bıraktım.Emir tek söylemeye başladığında sesinin farkına vardım.Olağan üstüydü.Şarkının "You,and me" kısmının "you" kısmında elimi Emir'e doğru uzattım.O ise gülümseyerek "And me." diyerek elini bana uzattı.Kısa bir süre tuttuktan sonra bıraktım ve etrafımda dönerek şarkıyı söylemeye devam ettim.Şarkı bittikten sonra gözlerimi kapatarak nefes alışlarımı dengelemeye çalıştım.Emir ile bu kadar iyi bir takım olacağımız aklıma bile gelmemişti.Hoca gülücükler saçarak alkışladı.Aras ile kısa bir süre göz göze geldik.Bana bakıp ağzını açtı.Bir şey söyleyecekti fakat sonra vazgeçerek yerinden hızla kalkarak kapıya doğru ilerledi.Kapıyı hızla çarparak dışarı çıktı.Çıkan sesle öğretmen de ben de yerimizden zıpladık.Ben de Aras'ın arkasından koşarak sınıfı terkettim.Koridorlara nefes nefese kalmış bir şekilde kafamı sağa sola çevirerek baktım ama hiçbir yere yoktu.Ya Güneş'i ya da Anıl'ı bulmam gerekiyordu.Sağ tarafımda kalan koridora doğru koşarak köşeyi döndüm.Daha sonra Güneş'in sınıfının diğer tarafta olduğunu hatırlayınca son gaz arkamı döndüm ve biriyle çarpıştım.Bu günlerde de ne çok birileriyle çarpışıyorum.Geri çekilerek çarptığım kişinin yüzüne baktığımda bu kişinin Anıl olduğunu gördüm.
"Ah Anıl!Aras'ı bulmam gerek.YArdım eder misin lütfen." dedim.Yavaş konuşuyordum ama sesiden endişe akıyordu.
"Hayır yardım felan edemem." diye çıkıştı.
"Anlamadım?"
"Sana yardım felan edemen İlkim çünkü Aras'ı sürekli üzüyorsun.HAyal kırıklığına uğratıyor,kişiliğinin değişmesine neden oluyorsun.BEnce ayrılın gitsin.Ve onun peşine de düşmesen iyi olur." diyerek yanımdan geçti.Ben şokun etkisiyle bir kaç saniye kıpırdayamadım fakat hemen sonra Anıl'a doğru dönerek bağırdım:
"Neyden bahsediyorsun sen?Aras'ı bırakmayacağım anladın mı?Ev adresini söyle!" diye gürledim.Sesim boş koridorda yankılanırken Anıl beni hiç takmadan yoluna devam etti.Dudaklarımı kemire kemire müdürün odasına doğru yürüdüm.Anlaşılan farklı bir yoldan anlaşacaktık.Müdürün odasına girerek aklıma gelen ilk şeyi söyledim:
"Hocam Mustafa hoca Aras Altınel'in bilgilerini istiyor." dedim.Hayır ya ararsa?Hiçbir şey düşünebilecek durumda değilim ki...Sadece onu bulmak,kokusunu içime çekmek istiyorum.Hoca tek kaşını kaldırarak sordu.
"NEden istiyor ki?"
"Hocam çünkü...Bir aksilik olmuş bana bilgi verilmedi." dedim.Tam cep telofonunu çıkardı arayacakken atılarak konuşmaya başladım:
"Hocam acilmiş.Bekliyor." dedim.NEfesini dışarı üfleyerek mai bir dosy çıkararak elime verdi.Gülümseyerek kafamı salladım e dışarı çıktım.Dosyayı karıştırmaya başlaım.En altta ev adresi yazıyordu.Hemen fotoğrafını çekerek dosyayı kimseye çaktırmadan çöpe attım.Nasıl bir adrenalindir anlayamazsınız.Koşarak merdivenlerden indim ve okulun dışına çıktım.Sarı bir taksi bularak telefona kayıtlı olan adresi gösterdim.Öyle böyle değil baya baya istenbulun dışına çıktık gidiyoruz.NErede bu ev anlamadım ki?Dağın başı bir yer.NAsıç aklıma geldi bilmiyorum ama burada taksi filan olmadığına eminim.Taksicinin telefonunu alarak ücreti ödedim ve arabadan indim.Karşıda iki katlı,eski bir yapı vardı.Zaten sadece bir tane ev vardı bu çevrede.Evin arkasını ormanlık alan alıyordu.Ürkek adımlarla eve yaklaştım ve kapı zilini çaldım.Bu bölüm biraz içime sinmedi.Biraz geçiştirdim gibi oldu ama artık şu isme yakışır gerçeğin öğrenilmesi gerekiyordu.Gripten ölmek üzereyim+sınav haftam+abim laptopu elimden aldı...Yani net ile olan ilişkim kısa bir süreliğine kesik.Bu yüzden bölümler aksayabilir.Bunun için şimdiden özür dilerim.Bu arada Emir hayranları giderek artıyor :) Yakında Anılı da çok seveceğinize eminim...Peki size bir soru sormak istiyorum.Aras mı Emir mi? Adil bir oylama yapıyorum...Yolumu ona göre çizeceğim ;) Yorum ve vote bekliyorum.Hepinizi seviyorum :)