Bir Umudun Peşinde // Part 1

23.7K 1.2K 78
                                    

Bölüm 35

Bir Umudun Peşinde

“Hayır!” diye inledim.

“Hayır. Sakin ol! Geçecek. Geçek, n’olur sakin ol. Benim için sakin ol!”

Her kelimeyi çatlayan sesimle gözlerimden yaşlar akarken söylüyordum. Burnumu çekerek canlılığını kaybetmiş yeşil gözlerine baktım. Boğazımdaki yumru gittikçe daha da büyüyordu. Hıçkırarak ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

“Seni. Görmeden. Bitmesini. İstemiyordum.”

Dedi balgamlı öksürükleri arasından. Gözümden bir damla yaş yanaklarımdan süzülerek onun kirpiklerini ıslattı. Tek elimi kaldırarak yanağını okşadım.

“Öyle deme. Birazdan Aras gelecek, her şey düzelecek. Aras gelecek. Duydun mu beni Emir? Sakın pes etme. Aras gelecek!”

Neredeyse kendimi avutur gibiydim. Emir acı bir tebessümle baktı gözlerimin içine. Her bakışıyla neşeyi ve baharı getiren gözleri ölümün yaklaştığının habercisi gibiydi. O kadar soğuk ve cansız bakıyorlardı ki boğazımdaki yumru gittikçe daha da büyüyordu sanki. Yutkunarak bir kez daha burnumu çektim. Aras gelecekti. Birazdan burada olacaktı. O beni asla yanıltmazdı. Yanımda olacaktı. Her şey yoluna girecekti.

İKİ SAAT ÖNCE

Nasıl sakin olmamı bekliyorlardı ki? Emir vampirlik hakkında hiçbir şey bilmezken vampire dönüşmeye zorlanmıştı ve eminim ki acı çekiyordu. Ona yardım etmeliydim çünkü benim yüzümden bu haldeydi. Dişlerimi sıkarak aynaya baktım. Bulunduğum ruh halini düşünürsek mükemmel görünüyordum. Elimi yumruk haline getirerek hiç zorlanmadan aynayı param parça ettim. Mükemmel görünmeyi hak etmiyordum. Derin derin nefesler alarak odada turlamaya başladım. Cam parçaları yeni vampir derimi gıdıklıyordu. Daha sonra aniden aklıma gelen fikirle yüzüm aydınlandı. Dudağımı ısırarak odadan çıktım ve yan odam olan Güneş’in odasına girdim. Kapıyı çalma zahmetinde bile bulunmamıştım. Kaybedecek zamanım yoktu. Güneş, ahşap çalışma masasına oturmuş elindeki birkaç kâğıtla ilgileniyordu. Yanına giderek kafamda oluşturduğum düşünceleri kendimce tarttım. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım;

“Sana bir şey sormaya geldim Güneş. Emir için gerekli olanın Aras’ın kanı olduğunu söyledin ya ve ben de Elizabeth de onun kanıyla dönüştürüldük yani bizim kanımız bir işe yarar mı?”

“Aklından neler geçiyor senin?”

Aklımdan geçirdiğim planı tam olarak bilmese de beni iyi tanıyordu ve durup dururken böyle bir soru sormayacağımı da biliyordu. Koluna yapışarak dizlerimin üzerine çöktüm ve yavru köpek bakışları atmaya başladım.

“Emir’i kurtarmanın tek yolu bu Güneş. Eğer savaşırsak şansımızın olmadığını ikimiz de biliyoruz. Hem Emir’in sadece bir günü kaldı. Savaşsak bile zamanında yetişemeyiz. Ben önden gider ve beni de mahzene atmalarını sağlarım. Emir’e kanımı vererek bize biraz daha zaman kazandırırım?”

Kaşlarını çatarak konuşmamın bitmesini bekledi. Söylediğim plan şuana kadar konuşulanlar arasında en mantıklı olanıydı ve bunu o da biliyordu. Alnının kırıştığını görmek içimde ufak bir umudun kabarmaya başlamasına neden oldu.

“Bunu Aras’a sormadan y-“

Sözlerinin nereye gideceğini biliyordum ve bu yüzden daha fazla konuşmasına izin vermedim.

“Aras gitmemi istemeyecektir ama gitmek zorundayım Güneş, lütfen.”

Diye inledim. Derin bir nefes aldı ve sıkıntıyla geri üfledi. Kaşlarının aldığı hal kararsız olduğunu gösteriyordu. İki kaşımı havaya kaldırarak ayağa kalktım.

“Yardım edecek misin?”

O da benimle birlikte ayağa kalkarak  ellerimi kavradı ve hafifçe sıktı.

“Bak, senin kanının işe yarayıp yaramayacağından emin değiliz. Bir hiç uğruna oraya gitmemelisin.”

“Bir hiç uğruna değil ki, bir umudun peşinden gidiyorum.”

Geciken, kısa bir bölümdü. Bunun için ne kadar üzüldüğümü bilemezsiniz. Bu bölümler hakkında çok kararsızım ve biraz da tıkandım. Ama bundan sonra ki bölümlerin daha seri gelebileceğine inanıyorum. Anlayışınız ve destekleriniz için hepinize birden teşekkür ederim. Yorumlarınız çok merak ediyorum. Seviliyorsunuz :)

Sıra Arkadaşım Bir Vampir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin