12.BÖLÜM-Araf

5 0 0
                                    

Zifiri siyah. Ve kulakları sağır eden bir sessizlik. Boşluktayım. Savrulmaktayım. Araftayım.

Işıkları kim kapattı? Hayatın sesini kim kıstı? Oysa benim aydınlığa daha anlatacaklarım vardı.
Sahi ne anlatacaktım ben? Neydi söyleyeceklerim? Hem kimdim ben? Hangi zaman dilimine aittim?
Kendime ait bir anı bir Düş... Hayır hiç bir şey yok zihnimde ... Sanki herşey bir silgiyle silinmiş de izi kalmışçasına puslu. Var ama yok. Yok ama var.

Anımsamak varlığımı hissetmeye çalışmaktan çok daha zor. Boşluk karanlık sessizlik. Öylesine Anlamsız öylesine bilinmez.

Hatırlamaya çalıştıklarım Hatırlamak istemediklerim mi yoksa? Ben mi kurdum anılarıma bu ulaşılmaz Kalkan'ı? Neydi beni hatırlamaktan alı koyan bu sızı? Ince ama keskin. Kağıt kesiği ... Kağıt kesiği ... Kağıt kesiği ?!

****************
Her şey bir rüyaydı demek için çok erkenmiş meğer. Labirenti andıran bu yapının içinde koşarken anladım .
Kaçıyorum. Bir şeyden birşeylerden birilerinden. O kadar hızlı koşuyorum ki nefes Alıp verirken hava genzimi yakıyor. Kaçıyorum korkuyorum arkamdan gelen her neyse görmek duymak bilmek tutsak olmak istemiyorum. O kadar kaybetmişim ki kendimi kaçmaya çalışırken çıplak ayak olduğumu ayağıma batan camlarla fark ediyorum. Yıldırır mı beni acı? Hayır koşmaya devam ediyorum. Taki Çıkmaza girene kadar ....
Zorunda kalmak,zorunda kalmaya Bırakılmak. El mahkum ... Çaresiz .. Tek başına... Kimsesiz .. Evet artık kimsesiz !!!
*********************
Varlığımı yeni yeni hissetmeye başladığımda, Gözlerimi açmaya en ufak bir cesaretim dahi yoktu. Uyanmıştım. Tüm gördüklerimin yaşadıklarımın bir rüya olup olmadığını bilmiyordum. Ve şuan gerçek her neyse yüzleşmekten çok korkuyordum. Ses yok. Soluk yok. Bir kıpırtı yok. Nerdeyim herhangi bi fikrim yok.
Öylece ne kadar beklediğimi bilmiyorum. Kapı açıldı. Biri Olduğum yere doğru yaklaşmaya başladı. Adımları odada ki Sessizliğin ritmini bozuyordu. Elini alnıma koydu. Ateşimi ölçüyordu sanırım. Ah Meri Olmalı .. Ama bu el Meri'nin eli olamayacak kadar sert ....
Tepkisiz ve hareketsizim. Odaya giren biri daha. "Durumu ne?" Yabancı bir bayan sesi. " Bir değişiklik yok. Hala Ateş'i var. Fakat hala bir yaşam belirtisi göster miyor. Kendini kitlemiş Olmalı. " dedi yanı Başımda ki erkek sesi. Vücudum da ki sıcaklığı o söyleyince fark ettim. Ve birinin üstümde ki her neyse onu çekmesini diledim. Nedenini bilmiyordum fakat ben bunu yapmayacak kadar Güçsüz ve aciz hissediyordum kendimi. Incecik göz kapaklarım bile bana tonlarca ağrımış gibi geliyor."Sence ne zaman ayılır?"
"Bilmiyorum Bella , inan bilmeyi çok istiyorum ama bilmiyorum. Yaşadığı gördüğü Şeyler normal değil. Bu tarz vakalarda hastanın kendini kitlemesi olağan bir durum. Fakat kendine Geliş Süreci yalnızca çok bilinmezli bir denklem. " Sessizlik. Yaşadıklarım ... Gördüklerim ... Unutmaya çalıştığım her şey en ince ayrıntısına kadar zihnime çullanıyor dur durak bilmeksizin. Kendimi parçalamak Sesim kısılana kadar bağırmak çağırmak ağlamak istiyorum. Fakat o kadar bitkinim ki bedenimin bu sözlere verdiği tepki yalnızca gözlerimden  süzülen damlalar oluyor ...

****************
" Amelya. Amelya beni duyuyor musun? Duyuyorsun biliyorum. Sakin olmanı ve Yavaşça Gözlerini açmanı istiyorum. Hadi ama güzelim. Yapabilirsin.. Korkmana gerek yok. "
Gözlerimin Altın'da parmağı geziyordu. Yaşları siliyor Olmalı. Korkuyorum diyemedim. Zaten Boğaz'ım o kadar kurudu ki sesimin çıkıp çıkmayacağından emin bile değildim.
Derim bir nefes Alıp bıraktım. Gözlerimi açmaya çalıştım. Bir kaç kez kirpilerimi kırpıştırıdım. Neyse ki odadaki Işık loştu. Çabuk alıştım . Yutkundum. Sızının boğazımda mı yüreğimde mi OLDUĞUNU bilmiyordum ama canım yanıyordu. Doğrulmada çalıştım ama bitkindim. Zaten karşımdaki adamda buna müsaade etmedi. " Amelya dur yardım edeyim. Ah evet işte böyle. Adım Theo. Doktorum. Sana yardımcı olmak için burdayım. Biliyorum zamanı değil ama şuan nasıl OLDUĞUNU bilmem gerekiyor. Konuşabilecek misin? " gözlerimdeki yaşların arkası kesilmiyor peş peşe HIZLA. Sarsılarak ağlamaya başladım. Doktor Theo nun elini Sırtımda hissettiğimde omzuna yasladım. Ağladım Ağladım Ağladım . Zihnimdeki anları üstümdeki kanı temizlenmek istiyordum. Bende Ağladım.
********************
Ağlamaktan yorulduğumda konuşmaya derman buldum. Ne zamandır uyuduğumu bilmiyordum fakat açılmaya ihtiyacım vardı demek. Sesim titrese de sormayı başardım. " Onlar ... Meri... james .. Onlar nerede? Bayan Meri çok merak etmiştir beni. Uyandığımı söylediniz mi? Ah james oda çok kızacak bana ... Niye öyle bakıyorsunuz? Haber vermediniz mi ? Ben gideyim o zaman. Iyi olduğumu kendileri Görsün" kabul etmiyordum. Gerçek değildi. Doktor Theo Adının Bella olduğu kadına küçük bir bakış attıktan sonra Boğaz'ını temizledi.
" Amelya... Ne kadar süredir uyuduğunu biliyor musun? Tam 48 saattir... Bunun zamanı mı bilmiyorum ama kendini hazır hissediyorsan sana söylememiz gereken bazı Şeyler var"
Cevap vermedim. Odayı incelemeye başladım. Neredeydim? Sanırım bir hastane odası. Gözlerim acıyordu.
" Meri ve James onlar .... Onlar öldü Amelya ... " kulaklarımı kapattım. Duymak istemiyordum. Hatırlamak istemiyordum. " hayır. Hayır yalan söylüyorsun. Bu gerçek değil" dedim kalan son gücümle." Bunun gerçek OLDUĞUNU sende biliyorsun Amelya ... Biliyorum kabul etmek zor fakat bunu şuan yapmazsan bir daha asla kabullenmezsin. Kendi gözlerinle gördün. Biliyorsun ... Reddettin... Kendi kilitledin ... Şimdi bunu kabul etmelisin ... Yoksa tekrar aynı karanlığa çeker seni kabul etmediğin o  gerçekler"

KARANLIĞIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin