1.BÖLÜM-Yetimhane

28 0 0
                                    

"Sen ne yapıyorsun orda!"

Bu ses.Bu sesi ve sahibini ömrüm boyunca unutmayacağımı bilsemde defalarca unutmayı içimdeki nefreti silip atmayı denedim.İmkansız olduğunu bile bile.

Küçüktüm acizdim.Kalbim de bedenim kadar savunmasızdı hayata karşı.Ruhum o kadar yara almıştı ki birni sarmaya çalışsam diğeri kanıyordu...Masumiyet duygum kirleniyor içimdeki kin büyüyordu...

Cevap veremedim.Ne yapıyordum ki?Uykum kaçtığı için camdan bakıyordum.Ama Laura'nin sesi sanki beni hırsızlık başında yakalamışçasına öfkeliydi.Olduğum yere sinmek istedim.Perdenin ardında öylece kalmak istedim.Kolumu tuttu tüm hırsıyla çekti çıkardı beni saklandığım perdenin ardından.Tırnakları etime batıyordu.Öylesine sıkıyordu ki kolumu bu acının tarifi yoktu.

"Bu saatte kimseyi ayakta görmeyeceğim demedim mi?Birde seslenmeme rağmen dönüp bakmıyorsun.Bu nasıl bi küstahlık seni ufak fare!".Herkes uykudaydı fakat o aldırmadan bağırıyordu.Ne olduğunu anlamayan çocuklar gözlerini ova ova uykularının neyin böldüğünü anlamaya çalışıyorlardı.

O kadar korkuyordum ki bu kadından.Dilim tutulmuştu sanki.Konuşamıyordum.Cevap vermememe daha çok öfkelenerek elini havaya kaldırdı.Önce soğuk hava çarptı yüzüme sonra eli.Yanaklarımdan akan yaşın bir misafiri vardı.Dudaklarımdaki kan gözyaşlarıma eşlik ediyordu.

Kendimi hiç böylesine güçsüz kimsesiz kırılgan hissetmemiştim.Utanıyordum.Yerin dibine girmek istiyordum.Tenimden çok kalbim acıyordu.Çünkü herkes bana bakıyordu...

Sanırım insanlarla tüm ilişkimi 5 yaşında ilk tokatımı yedikten sonra kestim.İlk dedim çünkü son olmadı.Laura beni defalarca camdan dışarı gökyüzünden süzülen yağmuru izlerken yakaladı.

Ne o usandı beni hırpalamaktan ne ben vazgeçtim geceleri dışarıyı izlemekten.Son tokatımı yediğimde 15 yaşımdaydım.Arkamda ki güçten habersiz ilk baş kaldırımı o gün yapmıştım.

....

Yetimhanedeki yatağımda yerimde hiç değişmedi.Bundan memnundum.Kalabalığı sevmiyordum.Gündüzleri ders saatleri dışında insanların arasına girmiyordum.Evet ben o bahçenin bir köşesinde yalnız başına oturan çekingen kızdım.Yaşım ilerledikçe farkındalığım artıyor ve neden nasıl burda olduğumu sorgulamaya başlıyordum.Kendimi sorguladıkça dış dünyadan soyutlanıyordum.Erkek çocuklarının pet şişeyle oynadıkları futbol saçma geliyordu.Yada şu kızların köşede atladığı ip.Niye burdaydık?Bunu kendime ilk sorduğumda 5 yaşımdaydım.Büyüdükçe sorularım azalıyor yalnızlığım artıyordu.Ve yetimhanedeki diğer çocukları garipsiyordum.Varlıklarını sorgulamıyorlardı.Öylece top oynayabiliyorlar ip atlayabiliyorlardı.Tuhaftı işte.Aslında neyi sorgulayacaktık ki.Annesiz babasız kimsesizdik.Kimimizin yakınları toprağın en derinlerdeyken kimimizin kinin varlığımızdan haberi dahi yoktu.Fakat ne olursa olsun merak ediyordum.Kimdim?Kime benziyordum.Yakınlarım hayatta mıydı?Yada ölmüş?Neden burdaydım?ve neden geziler düzenlenip dışarı çıktığımızda anne babasının elini tutan parkta oyun oynayan normal çocuklar içimde bi yerlede hiç tatmadığım şevkat hissini sızım sızım sızlatıyordu ki?

Yalnızdım.Kimsesizdim.Kimseyle konuşmuyordum.Kimsede zahmet edip benimle muhattap olmuyordu zaten..Adım telefuz edildiğinde bakışlarım tuhaflaşıyordu.Çünkü kimse kolay kolay ismimi sarf etmiyordu.Derslikte bile tek otuyordum.Diğelerine göre ben kötü bir çocuktum.Laura böyle söylemişti.Daha doğrusu Laura diğerlerinin gözünü korkutmak adına birşey yapmıyor dahi olsam beni maşa gibi kullanıyor herkesin içnide azarlıyor hırpalıyordu.Bundan zevk aldığını gördüğümde 15 yaşımdaydım.Ruhum git gide asileşiyordu.Zaten ıssız biriydim.O benim üstüme geldikçe daha çok kararıyordu gözüm.

Gece herkes uykuya dalmıştı.Ancak aptallar bu kadar rahat uykuya dalabilirdi.Hiç bi gün rahatça uykuya daldığımı hatırlamıyorum.Diğerlerinin uykuya daldığına emin olduktan sonra,yerimden doğruldum.Dışarıda her zaman ki gibi yağmur yağıyordu.Perdenin altına girdim.Kollarımı pencerenin önündeki mermere koyarak başımı yasladım.Sanki yağan yağmur değildi de damla damla düşnüceler damlıyordu gökyüzünden zihnime.Aylardan Kasım.Mevsimlerden Sonbahar...Yapraklar yağan yağmurun oluşturduğu küçük su gölcüklerinin üzerine süzülerek düşüyordu.Şu gördüklerim yaşamımın bir parçası olamayacak kadar hoştu.Güzeldi.

Arkamda bi ses duydum.İşte başlıyorduk.

"Uslanmayacaksın değil mi?Koca kız oldun.Ama usanmayacaksın."

Her zaman ki gibi sesimi çıkarmadım.Hiç tepki dahi vermedim.Zamanla kalbimde ki korku yok olmuştu.Ben 5 yaşındaki Amelya değildim..Zaman alıştırıyordu acıya korkuya..

"Sana diyorum!Yüzünü dön bana cevap ver!" Yine bas bas bağırıyordu.Bazıları uykularındna uyanmış mahmur gözlerle bizi izlerken bazı artık alışıla gelmiş bir durum olduğundan umursamayıp uykuya devam ediyordu.

Koluma tırnakları geçirip sert bi şekilde çekti.Tenimde bıraktığı kim bilir kaçıncı tırnak iziydi.Gözlerine bakmıyordum o ise söylenmeye devam ediyordu.Ben cevap vermedikçe çıldırıyordu adeta.Yüzüme öyle bir tokat indirdi ki elimi yanaklarıma götürmemle sızıyı hissetmem bir oldu.

Şimdi ye kadar yapmadığım bir şeyi yaptım.Gözlerimde ölüm kadar ürkütücü bi bakış olduğunu hissedebiliyordum.Gözlerinde bana verdiği acının zevkini gördüm ilk ve son bakışımdı.Yataktan doğruldum.Ayağa kalktım.Bizi izleyenler uyuyanları kaldırıyordu.Başkaldırışım merak konusu olmuştu.Elim yanağımda Laura'nın üstüne gittim.Laura afallayarak bir adım çekildi.Aynı boydaydık.Ben büyüdükç o yaşlanıyordu.Kahverengi gözlerimde ki tehlikeyi mavi gözlerindeki pisliğe akıtmak istercesine sabitti bakışlarım.Gerçekten şaşırıyordu.sesim beni bile şaşırtacak derece de gür sert ve ürkütücü çıkmıştı.

"Eğer bana bir daha elini kaldırırsan yemin ediyorum sonun olurum."

Odanın kapısını nasıl açtığımı nasıl çıktığımı bilmiyordum.En son yetimhanenin en alt katındaki depoda soğuktan mı yoksa sinirden mi titrediğimi bilmez bi halde bacaklarımı karnıma çekmiş vaziyette oturuyordum.

biliyordum.artık hiç birşey eskisi gibi olmayacaktı.Asi ruhum bedenime hakim oluyordu.

KARANLIĞIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin