old aunts and married couples

287 34 13
                                    

apartman grubu

euno teyze: jeno iyi misin oğlum

gördüm motorunu da

minjun amca: niye ne olmuş ki

junseo yönetici: kaza yapmış herhalde

Cherry telefonu kilitleyip masaya geri koydu. Binadaki en genç insanlar kendisi ve Jeno'ydu. Geri kalan hep yaşlı amcalar ve teyzeler ya da evli çiftlerden oluşuyordu. Apartman Grubu gibi orijinal bir ad verdikleri grubu da yaşlıların fikriyle yöneticiye açtırmışlardı. Onlara göre bir şey olduğunda iletişimi kolaylaştırıyordu.

Cherry gibi Jeno'da gruba sadece görüldü atıyor olmalıydı. Ancak bugün ki mesajlar onun hakkında olunca Cherry'de merak etmemiş değildi. Kalemi masaya bırakıp arka balkona gitti. Balkonundan görünen garajda Jeno'nun motoru yoktu. Apartmandakiler nereden görmüştü bir fikri de yoktu.

Geri dönerek telefonunu tekrar eline alıp aynı gruptan, Jeno'dan gelen mesajları gördüğünde ikinci kez merakına yenik düşmüş ve gruba girmişti.

apartman grubu

hyunjoo hanım: iyi misin jeno

çok ses yapıp çocuklarımı falan uyandırsan da

kötü ol da istemeyiz yani

sarcastic bitxh: eksik olmayın hyunjoo hanım

hayallerinizi suya düşürmek istemezdim ama oldukça iyiyim

küçük bir kaza

euno teyze: geçmiş olsun oğlum dikkat et kendine

hyunjoo hanım: aynen aynen

siz: LWKSLNSLQNELQNL

ay pardon

hyunjoo hanım her zamanki gibi çok komik gülmeden duramadım

tabii tabii geçmiş olsun jenocum

dikkat etmek lazım di mi

sarcastic bitxh: aynen cherry

dikkat etmek lazım

junseo yönetici: hadi hadi

meşgul etmeyin grubu

Cherry telefonu gülerek tekrar masasına bıraktı. Kendini filmlerde sanarcasına her yere motoruyla gitmenin bir bedeli olacağı belliydi. Sandalyesinden kalkarken bileğindeki tokayla saçlarını topladı.

Akşam yemeği için bir şeyler yapması lazımdı ama başı öyle ağrıyordu ki ona bile üşeniyordu. Normalde asla öğünlerini atlayan biri değildi. Geç yatsa bile tam zamanında kalkar, kahvaltısını da aksatmazdı. O yüzden bir parça da olsa bir şeyler yemesi lazımdı.

Mutfağa gidip en azından sandviç yapmak adına bir şeyler çıkardı. Mimarlık öğrencisi olmak kadar zor bir şey olmadığını düşünüyordu. Domates doğrarken aklına dolan düşünceler sırasında birden Jeno'nun ne okuduğunu merak etti.

Gerçi okuyor muydu, bir üniversiteye gidiyor muydu, sınava mı hazırlanıyordu bilmiyordu. Bilmek zorunda da değildi. Birden aklına düşmüştü sadece.

Dışarıdan gelen yüksek sesle cama koştu. Milleti rahatsız etmekten asla rahatsızlık duymayan Jeno, aynı şekilde asla ders almayarak motoruyla sokağa giriş yapmıştı. Tek eli belinde tek eli perde de sokağa bakarken motoru inceledi. Gerçekten de büyük bir hasar olmasa da çizikleri ve kırılmış bazı bölümler yukarıdan bile gözüküyordu.

Grupta gülüp dalga geçtiği için küçük bir pişmanlık duymaya başlamıştı. Sinir olsa bile çocuk kaza yapmıştı, en azından doğru düzgün geçmiş olsun diyebilirdi. Dudaklarını birbirine bastırırken Jeno kaskını çıkarıp binaya girmişti bile.

Fazla fazla düşünen biri olarak bu konu Cherry'nin aklına gece takılacağı için bu sefer de kapıya koştu. Kapı deliğinden Jeno'yu beklerken alt katın ışığının yanmasıyla kapıyı açtı. Merdivenlerin başında görünen Jeno başını kaldırdığında Cherry'i görünce hiç beklemeden o gülümsemesini sunmuştu.

"Kimleri görüyorum?" Cherry yine ciddiye alınmayacağını fark etse de bunu zaten sadece kendi vicdanı için yapıyordu. Yoksa karşısındaki serseri dersini aldığı için mutluydu. Tek elini kapının kenarına yaslayıp ona baktı.

"İyi misin?" Jeno bu sefer doğru düzgün cevap vermeye karar vermiş olmalı ki yukarı çıkarken başını salladı.

İyice yukarı çıktığında yüzünde gözüken bazı yaralar durumun ciddiyetini gösterse de Cherry üstelemeyecekti. Yan komşusundan başka bir şey olmayan birinin olayına daha fazla burnunu sokmadan içeri dönmek istiyordu.

"İyi o zaman. Hadi iyi akşamlar." Jeno son basamakta durup yüzüne kapanan kapıya baktı. Bu kızla her konuşması hiç beklenmedik şekillerde bitiyordu ve bu Jeno'nun sinirini bozmaya başlamıştı.

Hem iyi olup olmadığını sormak için kapıya çıkıyor, hem de bu hafta ikinci kez olmak üzere yüzüne kapıyı kapatıyordu. Başını sallayarak anahtarını çıkardı. Bu harekete sinir olduğunu belli etmeliydi belki de.

when the party's over [lee jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin