'Cherry, çok iyi gidiyorsun. Bu sürece böyle devam etmen hepimizi umutlandırıyor.'Hastaneden çıktığından beri ağzı kulaklarında olan Cherry utanmasa zıplayarak yürüyecekti. Kendi kendine, utanmadan ve sokaktaki insanların bakışlarına aldırmadan güldü. Kafasına bağladığı bandanasını düzeltirken Sungchan'la buluşmak için anlaştığı yere doğru yürümeye devam etti.
Hastane süreci sandığı kadar sancılı geçmiyordu. Evi değiştireli, Sungchan her şeyi öğreneli ama en önemlisi Jeno'yla ayrılalı üç hafta oluyordu. Bu süreçte iyileşme sürecinde neler olacağını doktoruyla tartışmış, Sungchan'ın panik anını yatıştırmış ve tesadüfen Jaemin'in kız arkadaşıyla tanışmıştı.
Jeno aklına gelince gülümsemesi silindi. Onu bir aydır görmüyordu. Birlikte bir ay, sevgili olmadan öncesini de sayarlarsa iki ay geçirmiş olsalar bile Cherry ona bağlanmıştı. Alışmak, sevmek ve sonra bunların hepsinden vazgeçmek zordu.
İlaçlarını zamanında almaya çok dikkat ediyor, doktor ne diyorsa yapıyor ve haftada bir hastaneye gidiyordu. Her ne kadar iyi gittiğini düşünse de ameliyat olmadan asla iyileşemeyeceğini bilmek onu fazlasıyla korkutuyordu.
"Hey! Nereye gidiyorsun?"
Az daha yürüyüp geçecekken son anda Sungchan'ı görüp durdu. Onun tepkisine gülerken kollarını açıp sarılabilmek için parmak ucuna çıktı. Sungchan'ın sarılmaları, tümörü öğrendiğinden beri daha sıkılaşmıştı. Bu detay Cherry'i biraz üzüyordu.
"Naber? Yüzün baya gülüyor ama.."
Cherry hevesle başını salladı. Ameliyat tarihi aldığını şimdi söylemesine gerek yoktu. Sungchan'ın paniklemiş haliyle uğraşmak zordu.
"CHERRY!"
Yan taraftan gelen sesle ikisi de oraya döndü. Hyemin tek elini kaldırmış, bütün enerjisiyle sallıyordu. Cherry'de tamamen ona dönüp el salladı. Hızlı hızlı birbirlerine gelip gülüşerek sarıldıklarında Sungchan kaşlarını çatarak onları izliyordu.
Cherry kısaca ikisini tanıştırdı. Aralarında gariplik olup olmayacağını umursamadan ikisini de bulduğu bir kafeye sürükledi. Herkes siparişini vermişken Cherry güldüğü her an bir eksiklik hissediyordu içinde. Sanki sadece Jeno olsa yanında, bütün eksikliği tamamlanacak ve şu ankinden bin kat daha mutlu olacaktı.
Bir saat kadar oturup sohbet ettiler. Hyemin hastalığı da ayrılığı da bilmiyordu, Jaemin söylememiş olmalıydı. Hatta bir ara dörtlü buluşmanın iyi bir fikir olduğundan bile bahsetmişti ama Sungchan hemen Cherry'e bir göz atmış ve konuyu değiştirmişti.
Bu arada ikili de iyi anlaştığı için Cherry mutluydu. Arkadaş çevresini genişletmekte bir sorun yoktu ona göre. Bu çevrede Jeno'ya mı yer yoktu?
Aklından geçen düşünceden kafasını sallayarak kurtulmaya çalıştı. Cherry buluşmaya annesinden aldığı arabayla geldiği için ikisini de bırakmayı teklif etti. Beraber park ettiği yere doğru giderken Hyemin telefonda Jaemin'le konuşuyordu. Bir telefon kadar uzak olmak Cherry'i korkutsa da dışarıya yansıtmadı.
"Gerçekten motorla bu kadar ilgilenmeleri biraz canımı sıkıyor. Bir gün bir şey olacak diye korkuyorum."
Cherry kaşlarını çattı. Motor kazalarından kendini bildi bileli korkmuştu ve bir zamanlar Jeno'yla bunun tartışmasını çok yapmışlardı. Merakına yenik düşerek sormaya karar verdi.
"Neden ki? Noldu?"
"Gitmesi gerektiğiyle ilgili bir şeyler söyledi yalnızca. Kesin yine bir yere gidiyorlar da neyse.."
Cherry onu dinlerken arkadan gelen ambulans sesine kulak kesildi. Öndeki araçlarla beraber sağ şeride geçtiğinde içindeki kişinin zamanında hastaneye yetişmesini diledi. Böyle şeyler onun için artık biraz daha hassastı.
"Aklım kaldı. Geçiştirdiğine göre bir şey var. Tekrar arayacağım."
Hyemin Jaemin'i tekrar ararken Cherry ister istemez radyoda çok kısık sesle çalan şarkıyı tamamen kapattı. Bir gerginlik olduğunu arka koltuktaki Sungchan bile hissetmişti.
"Açmıyor."
"İşi vardır ya. Ne olabilir ki? Döner sonra sana."
Hyemin ona sadece kafa sallayıp yola odaklandı. Ambulans hala göz hizalarından çıkmamıştı ve sesi yoldaki herkese stres veriyordu. Bildirim sesiyle Hyemin telefonuna döndü.
Cherry görmese de mesajı okurken gözleri büyümüş, panikle elini ağzına kapatmıştı. Sungchan onun bu tepkisine kayıtsız kalamadan sordu.
"Ne oluyor? Ne demiş?"
Hyemin biraz daha cevap veremeyince Cherry birkaç saniyeliğine gözünü yoldan ayırıp ona baktı. Bu kadar şok olmasına neden olacak şeyi düşünürken ister istemez yavaşlamıştı. Arkadaki korna sesiyle kendine geldi.
"Hyemin,"
"Jeno kaza yapmış, bu anayolun sonundaki hastaneye gidiyorlarmış."
Cherry başından aşağı kaynar sular döküldüğünü hissetti. Elleri direksiyonu daha sıkı kavradı. Kendi kendine, inanamaz gibi başını iki yana salladı hızlıca. Gözünün önünden binlerce senaryo geçiyordu.
"Hayır,"
"Cherry Jeno ambulanstaymış, bizimkiler arabayla gidiyor. Ya şu ambulans onunsa? Başka hastane yok ileride."
"Hayır, hayır lütfen."
Sunghcan onun paniğini hissettiğinde ortadan uzandı. Hyemin'e sus işareti yaparak daha fazla bilgi vermemesini söyledi. Ambulansın içinde olması muhtemeldi ama kesin değildi.
"Cherry sağa dön, kestirme biliyorum. Hem kenara çek, ben kullanayım."
Cherry kafasını salladı olumsuz anlamda. Ambulansı gözden kaybetmeye niyeti yoktu. Dişlerini sıkmaktan çenesi bile ağrımıştı ama ağlamak her şeye çözüm olmuyordu, kendini tutmalıydı. Tek elini direksiyona vurup biraz daha hızlandı.
Ambulansla birlikte hastanenin önüne döndüklerinde aniden durmasıyla diğer ikisi savruldu. Cherry hızlıca arabadan inerken ambulanstan da birini indiriyorlardı. Sungchan ve Hyemin bile ambulansa koşsalarda indirilen kişi başka bir adamdı.
Cherry ellerini saçlarından geçirdi. Bu hastaneye getiriliyordu. Eninde sonunda gelecekti. Önceden verdiği sözler, yaptığı planlar, hiçbiri önemli değildi. Jeno'nun iyi olduğunu görmeden buradan ayrılmak istemiyordu.
beklemiyodunuz dimii🤪
hastaneden kurtulamadılar çocuklarım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
when the party's over [lee jeno]
Fanfiction"Yani Jeno, hiçbir zaman elden ayaktan düşmeyeceğim ve "Her şey güzel." dediğin anda, hiç istemeden buralardan gitmiş olacağım. Bu seni diğer seçenekten çok daha fazla üzecek çünkü fark etmeyeceksin. Ben arkamda enkaz bırakmak istemiyorum. Bunu başa...