"Oha, bu kadar hazırlık ne için?"Hyemin tek elini Jaemin'in omzuna koydu. İkisi de odadan çıkan Jeno'yu izliyorlardı. Ne Jaemin, ne de uzun zamandır Jaemin'le birlikte olan Hyemin onu böyle görmemişti daha önce.
Jeno resmen siyah takım elbise giymiş, kombinini tamamlarmış gibi eline de papatya buketi almıştı. Saçları her zamanki gibi duruyordu, yine dr özenliydi. Bir şeye hazırlandığı her halinden belliydi.
Jaemin ve Hyemin, Jaemin'in en uzun süreli ilişkisi olduğundan herkes onu tanıyordu, Jeno'nun evindelerdi çünkü onunla vakit geçirmeyi seviyorlardı. Son zamanlarda yalnız bırakmamaya da özen gösteriyorlardı.
Hyemin, Jaemin'in tüm arkadaşlarıyla tanışmıştı ama özellikle Jeno'yla çok daha fazla bir sohbeti vardı. Elbette Cherry sayesinde.
Cherry herkesin hayatına güzel izler bırakmıştı. Birden Jeno'nun hayatına girerek aslında Hyemin'in hatta Jaemin'in bile hayatına bir şeyler katmıştı. Herkese bir ders vermişti.
"Yıldönümü."
Jeno'nun cevabıyla Hyemin ve Jaemin birbirine baktılar. Hyemin sorusunun cevabını alarak çektiği sandalyeye oturdu. İkisi konuştukları konuyu konuşmaya devam ederlerken Jeno etrafta geziniyordu.
Her şeyin yolunda gitmesini istiyordu. Hiçbir şeyin ters gitmesine izin veremezdi, uzun zamandır buna dikkat ediyordu. Bir süre boyunca her şey o kadar ters gitmişti ki, artık kimsenin kötü hissetmesine izin veremiyordu. Onun kötü hissetmesine izin vermeyen birileri ise, ona göre vardı ama tartışılırdı.
Gömleğinin yakasını düzeltti. Cherry'nin yanına giderken özenli olmaya dikkat ediyordu, hala ilk gün ki heyecanını kaybetmemiş oluşuna gülümsedi. Çok kötü günler geçirmişti, hiç kimse yaşanan olaylara onun gözünden bakmamıştı ama kaç gece yatağının kenarında ağladığını kendisi biliyordu.
Takımının ceketini de ütüleyip koyduğu yerden alıp giydi. Aynanın karşısında kendisine son kez baktıktan sonra içindeki heyecanla gülümsedi. Yatağına bıraktığı çiçek buketini eline aldı. O yokken bile evde kalan Jaemin ve Hyemin'e de veda edip evden çıktı.
Onlara minnettardı, yalnız kalınca duvarlar üstüne geliyormuş gibi hissediyordu çünkü evde iki kişi olmaya çok alışmıştı. Onun için uzun sayılabilecek bir süre boyunca evde yalnız kalmak zorundaydı. Jaemin ve Hyemin'in varlığı kafasını dağıtıyordu.
Dışarı çıktıktan sonra kapının önündeki motoruna baktı. Cherry ilk zamanlarında motorundan sürekli şikayet ederdi. Ona bir gün zarar vermesinden korktuğunu hep dile getirirdi ve Jeno hep başka bir konu açıp gönlünü alarak konuyu unuttururdu. Şimdi istese, anında bırakırdı motoru. Düşünmezdi bile.
Bu düşünceyle apartmanın önündeki taksi butonuna bastı. Yanına motorla gidip tekrar sinirlendirmek istemezdi onu. Bugün her şey yerli yerinde olmalıydı. O sırada karşıdan gelen taksiyi görüp elini kaldırdı kendini belli etmek için.
Şoför yol boyu ne kadar şık göründüğünden bahsedip nereye gittiğini sormuştu. Sevgilisinin yanına gittiğini söylemek istemedi Jeno. Çünkü muhtemelen arabadan indikten sonra deli olduğunu düşünecekti. Bu yüzden önemli bir görüşmesi olduğunu söyledi. Elindeki çiçekleri açıklamak zorunda değildi.
İstediği yere vardığında adam zaten deli olduğunu düşünmeye başlamıştı. Kimse haftasonu takım elbise giyip önemli bir görüşme için buraya gelmezdi. Yine de ağzını açıp tekrar bir şey sormadığı için mutluydu Jeno. Adama parasını verip taksiden indi.
İner inmez derin bir nefes aldı. Böyle bir tarihin, sevgililik yıldönümlerine denk gelmesi tuhaf bir tesadüftü. Bugün Jeno için her açıdan önemli bir gündü. Telefonunu çıkarıp saate baktı. Bunu yapmaya hazır mıydı bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
when the party's over [lee jeno]
Fanfic"Yani Jeno, hiçbir zaman elden ayaktan düşmeyeceğim ve "Her şey güzel." dediğin anda, hiç istemeden buralardan gitmiş olacağım. Bu seni diğer seçenekten çok daha fazla üzecek çünkü fark etmeyeceksin. Ben arkamda enkaz bırakmak istemiyorum. Bunu başa...