helping him

274 34 6
                                    

Cherry içeri girmeden önce derin bir nefes aldı. Önünde iki eliyle tuttuğu çantasının sapını iyice sıkarken kendine kötü bir şey olmayacağıyla ilgili telkinler vermeye devam ediyordu. Oldu olası sağlıkla ilgili problemlerden kaçınmış ve kendine çok iyi bakmaya çalışmıştı. Şimdi bir hastanenin önünde, nöroloji bölümü randevusu için duruyor olmak onu çok korkutuyordu.

Son kez hastaneye göz atıp içeri adımladı. Danışmaya giderek bölümün yerini sorduğunda iki kat yukarıda olduğunu öğrenmişti.

Kapısında, önünde Jeno'yla 2 dakikalık cehennemi yaşayışından beri her an geri dönebilir korkusuyla yaşıyordu ve bu korkunun daha fazla hayatını kısıtlamasına izin veremezdi. Bir yandan da daha büyük şeylerin hayatını kısıtlayabileceği korkusunu yaşıyordu. Çok düşünmek hep kötüydü.

Kapının önünde yarım saat sırasını bekledikten sonra içeri girmiş ve sadece başka bir randevuyla karşılaşmıştı. Tabii, hiçbir şey dizilerdeki kadar kolay olmuyordu. Önce tomografi randevusu almasını, tomografiyi çektirdikten sonra tekrar gelmesini istemişlerdi.

Kısaca hiçbir şey için hastaneye kadar gelip o gerginliği çekmek moralini bozsa da en azından biraz daha ertelendiği için mutluydu. İyi bir haber alamayacağını hissediyordu.

Otobüse binip eve döndüğünde hastane olayları yüzünden bir ilk yapıp bugün ki ilk ve tek dersini de kaçırmıştı. Kahvaltı gibi önemli bir öğünü de atlamıştı ve düzenindeki bu bozulma hiç hoşuna gitmiyordu. Anahtarı kapının arkasına takıp çantasını kenara bırakarak içeri geçti.

Tek kolunu alnına yaslayarak koltuğa uzandığında olanlar hakkında düşündü. Geçen gün ev sahibinin gereksiz uyarısından sonra olanlar da canını sıkıyordu. Jeno gibi her şeyle dalga geçebilme potansiyeli olan, hayatı asla ciddiye almayan ve sadece kitaplarda olduğunu düşündüğü serseri kişilikte birinin önünde böyle bir şeyi yaşamış olması zamanı geriye almak istemesine sebep oluyordu.

Her insan gibi o anda normal tepki vermiş olsa da olay unutulunca Jeno'nun dalga geçmeye başlayacağına olan inancı bitmiyordu. Kaşlarını çatıp gözlerini kapattı. Sungchan'la da görüşemiyordu ve bir yandan proje işleri sıkıştırdığı için tamamen kapana sıkışmış hisssediyordu.

Bütün bunları düşünürken ilk defa başındaki ağrıdan başka şeyler de düşündüğü için rahat bir uykuya dalmış, akşam olana kadar uyanmamıştı. Ziline basılmasıyla gözlerini açtığında ise ilk işi saate bakmak olmuştu.

Ne kadar geç olduğunu görmesiyle şaşırsa da tekrar zilin çalmasıyla kapıya koştu. Aşağı kapıyı açıp beklerken yandaki aynadan saçını düzeltmeyi ihmal etmemişti. Tek eli kapı girişinde gelen kişiyi beklerken tam geçenki gibi merdivenlerin başında kolunu tutarak hızlıca yukarı çıkan Jeno'yu görmeyi beklemiyordu.

İyice yakınlaştığında üstündeki ve özellikle kolundaki kanları görmesi kolaylaşmıştı. Elini bastırdığı yerin hala kanadığını görünce gözleri büyümüş, eli istemsiz ağzına gitmişti. Onun tepkisini gören Jeno bir kendi kapısına bir ona bakıp gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.

"Yanlış basmışım, evde de kimse yok gerçi ama aceleden..." Jeno açıklamasını yaparken Cherry ev terlikleriyle koridora fırlayıp Jeno'nun diğer kolunu tutmuştu bile.

"Bu halin ne?" Başını kaldırıp gözlerine baktığında Jeno gözlerini kaçırmıştı.

"Bir şeyler oldu işte. Hastaneye gidersem çok.." Konuşurken sesini alçaltıp sustu çünkü Cherry koluna bastırdığı elini tutup çekmişti. Derin olmasa da yeterince büyük bir yara vardı ve arkadaşlarının olay yerindeyken beceriksizce yapmaya çalıştıkları şey her neyse işe yaramamışa benziyordu.

Cherry panik olmamaya çalışarak tamamen kana bulanmış beyaz kumaş parçasını tutup bir saat önce kapının önüne çıkardığı çöpe attı. Hala kanadığı ve Jeno'da elini çektiği için o an fazla da mantıklı düşünemeyerek önce kafasındaki bandanayı çıkardı. Jeno dikkatle onu izlerken iyi hissetmediği gerçeğinden kaçınmaya çalışıyordu. Cherry o sırada çıkardığı bandanayı aceleyle Jeno'nun koluna sardığında canının acıdığını hissedebiliyordu.

Jeno'nun canı gerçekten acıyordu ama bunu düşünmesini engelleyecek bir şeyler vardı. Bir hafta önce varlığını bile gördükçe hatırladığı bir kızla sürekli en zor durumlarda yakınlık kuruyorlardı ve bu bile ondan etkilendiği gerçeğini durdurmuyordu. Böyle olsun istemiyordu çünkü bunları düşünecek zaman değildi ama her seferinde onu çeken çok kuvvetli bir şeyler vardı. Tuhaf bir şekilde bunun olacağını biliyormuş gibiydi.

Az önce de hiç çekinmeden kanlı kumaş parçasına dokunmuş, üstüne kendi bandanasını bile feda etmişti. Sırf ona yardım edebilmek için. Bütün bunların bir anlam ifade etmemesi gerekiyordu çünkü kim olsa aynısını yapardı ama Jeno'ya böyle gelmiyordu. Ve bu kadar çabuk bir şekilde çekilip zaaf kazanmak onu sinirlendirmiyor değildi.

"Geri zekalı, yaran ciddi olmasa bile bu kadar uzun süre kanaması normal mi sence?" Cherry'nin sesiyle düşüncelerini bastırmış ve göz devirmişti.

"Hastaneye gitsem işler uzayacak dedim ama yanlışlıkla komşu kızının ziline basmak işleri daha da zorlaştırdı." Cherry'nin olumsuz anlamda başını salladığını görünce güldü.

Cherry ona hareket etmeden orada beklemesini söyleyerek hızlı adımlarla içeri girince başını eğip koluna baktı. Böyle şeyleri ilk defa yaşamıyordu. Motor sürmek tehlikeliydi ve bazen cesaret istiyordu. Yine de ilk defa birinden yaraları için ciddi azarlar değil şefkat görüyor olmak ona farklı hissettirmişti.

Cherry'nin sesini duymasıyla aniden kaldırdığı başı dönünce tek eliyle duvara tutundu. Kendini tutabilmesi mümkün değil gibi hissederken Cherry kapıyı kapatıp çıkmış ve onu o halde görmüştü. Beş dakika önce ki panik tekrar gözlerine yerleşirken ismini seslenişine karşılık vermemesi onu daha da korkuttu.

"Jeno-" Tam onu tutacakken kolları arasında yere yıkılmasıyla, kendisi de onunla yere düşmüştü. Şimdi o yerde otururken Jeno kolları arasındaydı. Mantıklı düşününce buraya kadar kanayan bir kolla gelmek delilikti ve bayılması normaldi ama Cherry'nin stres seviyesi o kadar yüksekteydi ki normal düşünemiyordu.

Komşuların sesini duyması için birilerine bağırırken stres kontrolünün sıfır olduğu anlardan birindeydi. Olaya bağlı olarak gözleri dolarken tek koluyla Jeno'yu sıkı sıkı sarmış, diğer eliyle koluna bastırıyordu. Yardıma koşan komşular gelene kadar da ona sarılmayı bırakmamıştı.

herkes cherry için endişelenirken pat diye jenoyu bayıltmışımdır 🧍🏻‍♀️
güncelleme: birinci bölüm hariç bölümlerin oy sayısı 2de kaldığı için bütün hevesim kaçtı :"") okuyan herkese teşekkür ederim ama bundan sonra bölümler çok çok dengesiz gelebilir. art arda hepsini de atabilirim ya da uzun süre atmayadabilirim.
okuduysanız teşekkür ederim♡

when the party's over [lee jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin