Bir süre sonra ayakta kalmak ikisini de yorduğundan koltuğa geçmelerinin üzerinden neredeyse bir saat geçmişti. Cherry, Jeno'nun yanında otururken başı omzundaydı ve uyuyordu. Jeno ise kollarını ona sarmış sıkı sıkı tutarken boşluğa bakıyordu.
Onun için, ilk defa birisi özel olmaya başlamıştı. İlk defa birini gördüğünde mutlu oluyor, günün sıkıntılarını unutuyordu. Belki daha çok derine düşmemişti ama artık kurtulabileceği bir seviyede de değildi.
Bir saat boyunca karanlıkta boşluğu izlemiş ve aklına bir sürü şey getirmişti. Bunun bir trajedi olmasını istemiyordu. Buna izin vermeyecekti çünkü illa bir yolu olmalıydı.
Cherry'i koltuğa yatırıp kenarda duran katlı örtüyü üstüne serdi. Kendisi de kalkıp ellerini saçlarından geçirirken bütün bunların bir kabus olmasını diliyordu. Bugünün tek güzel yanı en azından Cherry'nin hislerinin de aynı olduğunu öğrenmesiydi. Bu şekilde öğrenmemeyi dilerdi. Bu şekilde öğrenmektense hiç öğrenmemeyi dilerdi.
Gözü elinden düşen dosyaya takıldığında gidip yerden aldı. Her şeyi batıran şey buydu. Cherry kim bilir kaç kere bu dosyayı eline alıp tekrar tekrar sonuçlarını okumuştu. Kendini karşı koltuğun tam önüne, yere bırakıp yazılanları tekrar okudu. İki veya üç hafta önce onu hastanenin önünde ağlarken görmesi de şimdi mantıklı geliyordu.
Her günün stresinden sonra eve dönerken hevesli olmasının tek sebebi Cherry'i görme umuduydu. Onu sinirlendirirken de, onunla konuşurken de hatta sırf onu gördüğünde bile içinde bir şeyler değişiyordu. Zaten birbirlerinin farkına geç varmışlardı, gitmesine izin veremezdi.
Kolunu, kırdığı dizine uzatıp elinin boşlukta durmasına izin verdi ve karşı koltukta uyuyan Cherry'e baktı. Elinden bir şey gelmese bile, birlikye anıları olmadan yitip gitmesine izin vermeyecekti. Ona karşı tutumu da ona acırmış gibi asla değişmeyecekti. Sadece bir şeyleri daha da hızlandıracaktı artık. Her günün değerini bilerek hareket edecekti.
O fark etmeden akan gözyaşlarını elinin tersiyle silip ayağa kalktı. Cherry ve kendisi için en iyisini yapmaya çalışacaktı. İlerleyip Cherry'i kucağına aldı. Bu durumda eve dönüp tek başına uyumak, istediği son şey bile değildi. Bu yüzden Cherry'nin odasını bulup içeri girdi.
Cherry'i örtünün altına bırakırken kendisi de yanına uzanıp Cherry'nin bedenine sarıldı. Belki bütün bunlar için erkendi ama kaybedecek bir zamanı olmadığını birkaç saat önce çok sert bir şekilde öğrenmişti. Cherry kollarının arasında hareket edip kendisine döndüğünde başını hafifçe geri çekip ne yapacağını izledi.
Ona dönüp başını boynuna sakladığında Jeno gülümsedi. Kollarını ona sarıp çenesini başının üstüne koydu. Her şey güzel olmalıydı. Güzel olması için uğraşacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
when the party's over [lee jeno]
Fanfiction"Yani Jeno, hiçbir zaman elden ayaktan düşmeyeceğim ve "Her şey güzel." dediğin anda, hiç istemeden buralardan gitmiş olacağım. Bu seni diğer seçenekten çok daha fazla üzecek çünkü fark etmeyeceksin. Ben arkamda enkaz bırakmak istemiyorum. Bunu başa...