SIRADAN BİR SABAH
Sevgisiz bir güne daha merhaba...
Karnımın guruldama sesinin, kulaklarıma ulaşması ile göz kapaklarımı sıradan bir güne açtım. Bedenim açlık hissinden dolayı soğuttu. Ağzımda dün geceden kalan cesedin tadı vardı ve hala lezzetliydi. Dudaklarımda ki kanı tipik bir dil hareketiyle yaladım. Kan tadı gereğinden fazlaca acıkmama neden oluyordu.
Bir kaç kez kirpiklerimi kırpıştırıp duvarda ki saate baktım. Lanet bir güne daha merhaba demenin verdiği hüzün , bütün hücrelerimi esir aldı.
Bugünümün dünden farksız olması,ne kadar da utanç verici.
Ben ... Ben ... Ben bir yamyamım. Benim adım Perix.
Yapayalnızım.
Acizim.
Uzun zamandır kimseye kendimi tanıtma fırsatım olmadı. Bu yüzden adımı unutmak üzereyim. Kaç yaşında olduğumu bilmiyorum. Belki çok yaşlıyımdır belki de oldukça gencimdir. Görünüşüm beni yanıltmakta oldukça usta. Nasıl yamyam olduğumu merak etmiyor musunuz?
Hayal meyal hatırlıyorum. Yağmurlu bir gündü. Islak bir gündü. Tarihleri hatırlayamıyorum. Zihnim günde güne köreliyor. Bir ölü olduğum halde bu dünyada aldığım nefesin bile sayısı var.
Lux şehrine bir virüs yayılmıştı. Belki de bir hastalık. Bilmiyorum. Tek hatırladığım yaşlı bir bayanın beni kolumdan ısırdığıydı. Okuldan eve dönüyordum. Sanırım lise öğrencisiydim.
Yaşlı bayan etimin tadına baktığı ilk anda gözlerini kapayıp haz yaşamıştı. Hayatı enlerde yaşıyordu. Ardından kolumu ısırmaya devam etmişti. Yaşlı bayan vücudumdaki tüm eti yemeye niyetliydi fakat oradan kaçtım. Uzaklaştım. Tenha bir köşede bedenimi dinlendirdiğimde her şey için çok geçti. Kolumdaki ısırık kırmızı renkten siyaha dönmeye başlamıştı. Ardından tüm virüs vücuduma yayılıp beyin hücrelerime kadar ulaşmıştı. Acıyı hissetmiştim. Hem de tüm bedenimde. Şimdi ise o bayan gibi bir yamyamım.
Beyaz tenli, soluk yüzlü bir yamyam.
Yamyam ,bizim gibi yaratıkların en kibar adı. Son yediğim insanın son kelimesi
"Hayvan." Olmuştu.
Isırdığımız insanları yememiz gerekiyor ,yoksa benim gibi bir hayvana dönüşür. Acıkır ve etraftaki insanları yer. Nüfusumuz artarsa yemeğimiz azalır. Yemeğimiz azalırsa bu dünyafaki yaşantımız son bulur. O yüzden ısırdığımız tüm insanları yeriz. Geriye sadece kemikleri kalır. Kemiklerde toprağa karışır ve sır olur. Acımasızca insanları katlederiz . Yamyamlar olarak buna mecburuz.
Bize ölüme yakınken bile hakaret eden zihinsizler mevcut. Bize hakaret edenleri acı çektirerek öldürürüz. Önce derilerilerini kemirir sonrada gözlerini yuvalarından çıkarıp yeriz.
Lux şehrinde tek bir insan kalmadı. Hepsini yedik. Açlığa dayanamayıp kendi ailemi bile yedim. Kız kardeşim ve abim vardı. Kız kardeşimi kemirirken ,abim buna engel olmaya çalıştı. Ancak başaramadı. Abimi yemek büyük bir zevkti. Eti yumuşak ve tatlıydı. Kız kardeşim henüz çok küçüktü. Yalnızca on dört yaşındaydı. Onu yemeye ayaklarından başladım. Daha sonra tüm bacaklarını yedim. Tüm ailemi mideme indirip sindirdim. Artık yoklar. Annenizi canlı canlı yemek ne kadar da iğrenç değil mi? Peki ya babanızın kafasını koparıp kemirmek sizce nasıl bir duygu?
Kendimden tiksiniyorum. Babamın bir at çiftliği var, Harrison At Çiftliği, vaktimin büyük bir kısmını orada geçiriyorum. Tek başımayım. Artık hiç kimsem yok. Yaşama sevincim yok. Mutsuzum. Huzursuzum . Düzensiz ve sorumsuzum. Ne için yaşadığımı bilmiyorum. Amaçsızım...
Bu dünyada karnımı doyurmaktan başka bir gaye gözetemiyorum. Burada ki herkes yamyam. İnsan eti yemek için tasarlarmış yaratıklarız. Öldürmek hoşumuza gidiyor. Kan kokusu hoşumuza gidiyor...
Karnımızı doyurduğumuz sürece mutluyuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMYAM (Askıda)
Fantasy©Tüm hakları saklıdır... Yaşlı adamın birine ithafen... Perix, Lux şehrinde yaşayan ve insan etiyle beslenen bir yamyamdır. Hayatta kalmak için tüm ailesini yemiştir ve yapayalnız bir hayat sürmektedir.Tüm yiyeceği tükenir ve ölmemek için avlanmaya...