BÖLÜM 2

4.8K 346 39
                                    

AÇLIK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AÇLIK

Yatağımın üzerinde doğruldum. Odam fazlasıyla dağınıktı ve kan kokuyordu. Kitaplığım olduğundan daha çok kalabalık gözüküyordu. Kitapları severim, ölü olan dünyamda zaman geçirmek için en büyük uğraşım okumak ve avlanmak. Yastık kılıfım kanlar içinde. Mayhoş kan kokusunu soluyordum. Vücudum oldukça bitkindi. Akvaryumumda ki piranalarımın da yemeğe ihtiyacı vardı. Açlıktan akvaryuma sertçe çarpıp duruyorlardı.

TAK! TAK! TAK!

Birazcık insan etine ihtiyacımız var. Evet. Yemek.
" İnsan eti..."
Parmak boğumlarım tarifsiz bir enerjiyle doldu. Hayin bir sırıtış dudaklarımda can buldu.
İçimde kelebekler uçuşuyor.
Enfes bir tat.
Lux şehrindeki ufak ama kullanışlı olan evimin mutfağına ulaşmam fazla zamanımı almadı. Buzdolabını açtığımda içim kıpır kıpırdı. Göz bebeklerimin büyüdüğünü hissediyordum. Çok az yiyeceğimin kalmış olduğunu görmek bütün mutluluğumu yok etti.
Bir yamyamın buzdolabı cesetlerle dolu olmalıdır.
Eğer cesetler bitmek üzereyse bu ava çıkma vaktinin gelmiş olduğunu gösterir. Yakında ava çıkmalıyım ve insan öldürmeliyim. Nefes almanın tek yolu bu.

"İnsan öldürmek."
İnsan eti yemezsek bu dünyadaki ölü olan yaşantımız son bulur. Uyku vücudumuzu esir alır ve ölüm uykusuna yatarız. Bütün enerjimizi insan etinden alırız.
İnsan eti yoksa ölüme mahkumuz.
Buzdolabını kararsızca kurcalarken midem açlık hissine daha fazla dayanamayarak gürültü çıkarmaya devam ediyor.
Canım ne yemek istiyor? Bir bakalım.
Bir insan eli olabilir.
Leziz parmaklar ve çıtır tırnaklar...
Yada insan bağırsağı yemeliyim. Tadı oldukça keskin. Tıpkı baharat gibi. Ama benim favorim insan kalbi.
Evet. İnsan kalbi yemeliyim. Hem de kanlı olanından.
" İnsan kalbi ..." diye tısladım.

Bu cesedi gecen cumartesi eve getirdim ve parçalayıp dolaba yerleştirdim. Sınırın ötesinde ki çiftçi bir kadın akşam yemeğim olmuştu. Belki evliydi ve çocukları olabilirdi. Bilmiyordum. Şuan sadece ölü bir kadın vardı buzdolabımda. .
Avlanmak için şehrin diğer ucuna gidiyoruz. Orada insanlar var. Hala nefes alan insanlar var. Hayatta kalmak için mücadele ediyorlar. Yamyamlar ve insanlar arasında bir sınır çizgisi var. Sınır yüksek olan tel örgülerle kaplı. İnsanlar sınıra birçok asker yerleştirdi. Sınırı geçip onları öldürmememiz için önlem alıyorlar fakat bu önlem çoğu zaman işe yaramıyor. Karnımızı doyurmak için tüm engelleri aşabiliriz. Kurşunlar bizi durduramaz.

Kanlı ve sulu olan kalbi tavada kızartıp üzerine biraz tuz ve birazda baharat ekledim.

'' Cızzzz...'' Kanlı kalp ateşle buluştu ve artık pişkindi.

Ardından yedim. Bir kaç parça da akvaryumda ki piranalara verdim. Yamyamlar olarak evcil hayvanları severiz.

Pişmiş eti severim fakat çoğu zaman çiğ et yerim.
Bu tat bir harika ...
Daha önce hiç insan kalbi kızartıp yediniz mi?
Ah ... Bu saçma soru için affedin. Pardon, sizinde sıradan tipik bir insan olduğunuzu unutuyorum. Dedim ya ben unutkan biriyim. Unutkan ve yalnız biriyim. Vicdanım yok. Atan bir kalbim yok. Duygularımla hareket etmem. Eğer duygularıma itahat etseydim ailem yaşıyor olurdu.
Ayrıca ailem haricinde bir sevgilim olmadığı için oldukça şanslıyım. Çünkü eğer bir sevgilim olsaydı onu da yerdim. Hem de büyük bir zevkle...
Yiyeceğim tükenmek üzere. Bu yüzden en yakın arkadaşım Stawen'ın yanına gitmek için hazırlandım. Biz, en yakın dostlar olarak bütün avlarımıza birlikte çıkarız. Stawen, iri biri. Benden daha huysuz ve pişkin herifin teki. Onunla avlanmak hoşuma gidiyor. O,benim gibi iyi bir avcı. İyi bir yamyam.
Kapıyı açıp hızlıca evden çıktım. Bir kaç adımdan sonra ellerimdeki boşluğu fark ettim. Birşeyler unutmuştum. Ama ney? Kısa bir süre sonra aklım başıma geldi.

" Çuval." Diye fısıldadım. Öldürdüğümüz insanları cuvala koyup evimize getiririz. Ceset taşımak böylelikle daha kolay oluyor. Evime geri dönüp ilk çekmeceden geniş bir çuval aldım.
Piranalarıma "Hoşça kal." Dedim.
Tekrar dışarı çıktığımda Lux şehrinin ne kadarda ıssız ve ölü olduğunu fark ettim. Önceden evimizin etrafı yeşillikti ve çocuk cıvıltıları kulaklarımızı tırmalardı. Ağaçlarımız vardı. Kız kardeşime hamak kurmama yardımcı olan ağaçlarımız vardı. Dünyam renkliydi. Fakat şimdi...
Bunalımın sekinzinci evresindeyim.

Dünyam karanlık.
RENKSİZ.
Yeşil rengine elvada dedim. Artık çocuk cıyaklaması yok. Yaşama dair hiç bir belirti yok. Dünya yok oluyor ve bu mutsuz sonun tek sebebi biz yamyamların yüzünden.

YAMYAM (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin