PAROLA
Minik eller ve minik sevgi
Adelanın üzerimi örtmesi ile irkilerek uyandım.
"Günaydın, bay yamyam," dedi Adela.
"Derhal geri çekil! " derken kaba bir davranış sergilediğimin farkındaydım ancak karnım hala açtı ve gücüm tükeniyordu, ona yakın olmak demek onu öldürmek demekti.
Adela, ürkek bakışlar atarak uzaklaştı ve ayıcığına sarıldı, derin nefes aldığını göğüs kafesinin hareketliliğinden anlayabiliyordum. Üzerime örtmeye çalıştığı çarşafı sertçe kenara fırlattım. Çarşaf kurumuş kan lekeleriyle doluydu.
"Yamyamlar üşümez." Diye çemkirdim açıklama yapma gereksinimi duyarak. '' Bu yüzden sakın bir daha üzerimi örtme, anlaştık mı?'' diye sordum.
Adela , kararlılıkla üzerime doğru yürümeye başladı; adımları kendinden bile büyüktü.
"Yaklaşma!" Diye bağırdım. Adela beni umursamadı ve üzerime doğru yürümeye devam etti. Tüm bedenimi yerde sürükleyerek geri çekildim. O kadar güçsüzdüm ki kendimi taşımakta zorlanıyordum.
" Sana yaklaşma dedim,''
Elimi kaldırıp Adelaya dur emrini vermiştim ancak bu işe yaramıyordu.
Duvar kenarına sıkışmıştım, sırtım duvarla bütünleşmişti. Bu işte bir terslik vardı. Hiç bir yamyam , insancıktan kaçmazdı.
Adela beni umursamayarak diz çöktü ve elleriyle yüzümü okşadı. Elleri yüzümden kayıp, kaba parmaklarımla buluştu.
"Benden korkuyor musun ?" Diye sordu. Ardından ince parmaklarıyla baş parmağımı kavradı.
İstemsizce kıkırdadım. Ellerimi Adela'nın ellerinden uzaklaştırdım. Ancak uzun bir süre sonra yaşayan bir insanın eline dokunmak içimde kelebeklerin uçuşmasına neden olmuştu. Beklenmedik bir şekilde mutluydum. Uzun zaman sonra hem mutluydum hem de korkaktım.
"Senden korkmuyorum Adela! Seni yemekten korkuyorum." Dedim. Gözleri kör edercesine bakıyordu bu yüzden gözlerimi kapayarak Adela'yı görüş alanımdan def ettim. Bana o kadar yakındı ki kokusunu almamak için direniyordum.
"Beni yemeyeceğini biliyorum Perix ve ayrıca yüzün o kadar soğuk ki ; nasıl üşümediğini merak ediyorum doğrusu." Dedi Adela. Gözleri tıpkı elleri gibi meraklıydı. Minik parmakları yüzümü keşfediyordu, sakallarımın arasında izinsizce dolaşıyordu. Minik avuçlarını yüzüme yasladı. Avuçlarındaki terin kokusu burnuma ulaştığında nefsime yenilmemek için direniyorum.
"Beni neden öldürmedin. Beni kurtardın Perix."
" Ölmek mi istiyorsun?" Diye homurdandım. Adelayı neden öldürmediğimi bilmiyordum. Tek bildiğim şey hayatta kalmayı bir şekilde başarmışsa bunun tadını çıkarması gerektiğiydi. Belki de şimdilik nefes alması gerekiyordur.
Başını iki yana salladı.
"Sadece biraz yemek istiyorum."
" Yemek mi?"
"Evet, dünden beri hiçbir şey yemedim. Sen beni kemirerek öldürmesen bile açlıktan ölebilirim."
Elimle mutfağı işaret ederek
"Buzdolabı orada." Dedim.
"Ne istiyorsan git ve al."
Adela, çömeldiği pozisyonu terk edip ayağa kalktı ve mutfağıma doğru yönelip buz dolabını açtı. Cesetin kanı dolaptan sızdı ve Adela' nın çıplak ayaklarına ulaştı.
" Ne yememi tavsiye edersin? Böbrek mi yoksa bir bacak mı yemeliyim? Belki biraz dil yemeliyim. Bir insan kafası kemirmekte fena olmaz. Kararsızım. Bana yardımcı olmak ister misin?"
Gülümsedim. Uzun zamandır ilk kez bu denli içten gülüyordum. Adela yı ceset parçalarıyla dolu kişisel buz dolabıma yönlendirmek bir hataydı. O bir insandı. Ceset yiyemezdi. Adela, omzunun üzerinden sitem dolu bir bakış attı ve ardından "Öğğğğ!" Dedi .Buz dolabını kapattı.
"Nefesinin neden berbat koktuğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Şu yediklerine de bak!"
Tekrar gülümsedim ve nefesimin nasıl korktuğu test etmek için avucuma hohladım. Gerçekten iğrenç kokuyordum.
"Karnını nasıl doyurabiliriz?" Diye sordum.
"Biraz domates ve biraz yumurta fena olmazdı. Bir kaç dilim ekmek ve iki adet diş fırçası, ha birde macun. Diş macunu."
Göz bebeklerim tekrar büyüdü. Adela'nın saydığı yiyecekleri yamyam kasabasında bulmam neredeyse imkansızdı.
" Üzgünüm ama bu saydıkların burada mevcut değil. " Duvar kenarını terk edip, dün gece Adela'yı misafir ettiğim yatağıma oturdum. Adela' nın yüzü düşmüştü.
"Sanırım aç kalacağım." Dedi.
" Ah.." dedim. " Eğer gerçekten çok açsan insan etine bile hayır demezsin."
Adela , ayıcığını alıp az önce terk ettiğim duvar dibine çömeldi.
" Teşekkür ederim. " dedi nazikçe.
"Peki. Peki. Gidip yiyebileceğin bir şeyler bulayım. " dedim. Adela'nın bedeni daha fazla güçsüz düşmemeliydi. Ceset çuvalımı aldım, kapıya doğru yönelip dışarı çıktım ve fısıldadım.
" Kapıyı kilitle ve ben haricinde kimseye açma." Dedim.
Adela, ilginç ilginç bakarak
'' Bir parola bulsak daha iyi olur.'' dedi.
" Parola için bir fikrin var mı?"
" Evet." Dedi.
" Av ve avcıya ne dersin?"
Sol kaşımı kaldırarak Adela'yı süzdüm, sarı saçları yaramaz bir çocuk gibi söz dinlemeyerek gözlerine giriyordu.
"Bu parolada ki av sen olmalısın?"
"Sanırım... Ve avcıda sensin," dedi.
"Av ve avcı ..." diye tekrarladım.
"Anlaştık." Dedim.
" Bu ilk anlaşmamız mı? " dedi Adela.
Yutkundum, gözlerimi kaçırarak kanlı ve dağınık odama baktım.
"Sanırım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMYAM (Askıda)
Fantasy©Tüm hakları saklıdır... Yaşlı adamın birine ithafen... Perix, Lux şehrinde yaşayan ve insan etiyle beslenen bir yamyamdır. Hayatta kalmak için tüm ailesini yemiştir ve yapayalnız bir hayat sürmektedir.Tüm yiyeceği tükenir ve ölmemek için avlanmaya...