Baş Belaları

710 23 0
                                    

Multimedya: Buğra

Bahadır Mert denilen çocuğa ard arda yumruklarını indiriyordu. Berk ve Buğra'mı? Onlarınki belli olmuyor. Birtane Berk birtane Buğra vuruyordu. Son gördüğümde Çağatay Can' a okkalı bir tane yumruk vurmuştu. Emir'se adını bilmediğim çocuğun üstündeydi. Hiç müdahele eden yoktu ya koskoca okulda. Tam onları ayırmak için gidiyordum ki Selin kolumdan tuttu"sağ çıkamazsın ordan"

Bu dediği beni durdurmaya yetiyorda artıyordu bile.

Erkek kavgası yapılırken onları ayırmak isteyen genç kız yediği dayaktan dolayı oracıkta can verdi. Ne trajedi ama!
"N'oluyo orda? Ayırın şunları" diye bağırdı müdür yardımcısı. Ama hiçkimse parmağını dahi kıpırdatmayacak kadar iyi dinliyorlardı müdür yardımcısını. Müdür yardımcısı ve birkaç erkek öğretmende gelip aralarına girdi.

Etraftakilerinde aklı başına gelmiş olacak ki onlarda ayırmaya çalıştılar. En sonunda ayrıldıklarında etrafta uçuşan küfürlerin haddi hesabı yoktu. Kimsenin sülalesinde şey yapılmadık biri kalmamıştır herhalde. Buğra, Berk, Emir, Can, Çağatay, Mert, Bahadır ve adını bilmediğim çocuk önde müdür yardımcısı ve öğretmenler arkada okula girdiler. Ne büyük kavgaydı ama. Berk'in kaşı patlamış yüzünde de hafif morartılar vardı. Buğra'nın da dudağı patlamış hafif morartılarda vardı. Bu denli büyük bir kavgadan böyle küçük sıyrıklarla atlatmalarının nedeni birbirlerine karşılık verebiliyor olmalarıydı. Oysa bak Bahadır'a ağzını yüzünü kırmıştı Mert'in. Aslında Mert çokta çelimsiz değildi aslında ama Bahadır gibi bir ayıya denk gelince şu an ki bulunduğu durum çokta olağandı. Demek ki Bahadır bu yüzden Mert'in ona denk gelmesine bu kadar çok sevinmişti. Eşek Herif...

Biz sınıfa çıktığımızda Berk ve Buğra sınıftaydı. Çabuk bitmişti işleri herhalde müdürle. Korkak adımlarla gidip yerime oturdum. Berk'in kaşı hala kanıyordu. İstemsizce kaşına dokundum. Daha elimi değdirir değdirmez bileğimden tuttu. Yaptığım aptallığın farkına varıp elimi tekrar kucağıma koydum. Ama Berk'in iğneleyici sözlerinden kurtulduğumu kim söyledi?
"Ne yapıyosun sen" diye tısladı. Ne diyeceğimi şaşırmıştım doğrusu. Sahiden n'apıyordum ben? Savunmaya geçme amaçlı "şey... Ben sadece şey..."

O an Berk'in histerik bir kahkaha attığını duydum."Merak etme yakışıklılığımdan etkilenen tek kız sen değilsin" dedi sonra bana dönerek aynı anda beni süzerken "gerçi sende pek kıza benzemiyosun ama" dedi iğrenerek bakarak. Büyükçe bir yutkundum. Resmen bana erkek demişti. Cidden bu çocukla işim vardı.

İçeriye hocanın girmesiyle söylemek istediğim ama söyleyemediğim onlarca sözle oturdum kaldım. Berk ve insanlık zaten birbirinden çok farklı iki sözcüktü. Onu bir anlığınada olsa düşünmüştüm ve yarasına dokunmuştum. O kızdığı yetmiyormuş gibi kızlığıma laf edip benimle dalga geçmişti. Ah Berk ah cidden işimiz var senle.

Onunla aynı şehirde olmak bile bana can sıkıntısı veriyorken aynı okuldaydık aynı sınıftaydık onu da geçtim aynı sıradaydık. Tesadüfünde böylesi.

Berk yetmiyormuş gibi birde Buğra vardı başımda. Hangisi ile uğraşacağımı da şaşırıyordum doğrusu. Evlatlık olduğumu sürekli yüzüme vuran bir Buğra'yla mı yoksa daha kız olduğuma inanmayan bir Berk'le mi? Her halükarda işim çok zordu. Daha deminden büyük bir kavga ile karşılaşmıştım. Daha neler yapıyorlardır. Her an herşey olabilir bu okulda. Ne biraz sonra Berk'in beni boğup atmayacağına garanti verebilirim ne de Buğra'ya söylediğim o sözlerden sonra beni kesip bir çöp konteynırına bırakmayacağına garanti verebilirim. Ah Huzur sen neler düşünüyosun öyle. Cani mi bu insanlar? Kendini polisiye dizilerinde görmeyi bırak. Zaten bırakmazsan birazdan hocanın sana yapacaklarına kimse mani olamaz,olmaz.

SENSİZ YAPAMAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin