Beraber

612 29 19
                                        

Yerimde rahatsızca kıpırdanıp bu defa arka tarafımı döndüm. "Bir rahat dur ya. Deminden beri ordan oraya dönüyorsun ordan oraya. Ne acayip birşeysin sen" diye sitemle karışık uykulu sesi onu daha da çekilmez bir hale getiriyordu.

Hem zaten niye istemişti ki beraber uyumayı? Sanki meraklıyım sana.

Bu defa yönümü Berk'e çevirip göz teması kurdum. Belki bir ihtimal kurtulma şansım vardı. Kurtulma şansım bile ortalıkta ihtimal olarak gezinirken bu durumda ne yapacağımı cidden bilmiyordum. Ne kadar ısrar ettiysem yine ve herzaman ki gibi beni dinlememiş kendi bildiğini okumuştu.

"Berk" diye seslendim onu uyandırma çabasıyla. Tam olarak uyumamıştı belkide. Bunun için cevabı erken gelmişti.

"Hıh" diye mırıltıyla karışık bir cevap verdi.

"Ben gitsem ya?"

"Hayır!" diye anında cevap verdi aynı zamanda daha önceden kapalı tuttuğu gözlerini açarken.

"Ya ama bak sende rahatsızsın işte. Ben gideyim sen burda rahat rahat uyu"

"Verdiğin sözlere sadık kaldığını sanıyordum"

"Ne sözü?" dedim hemen. Cidden ben ona ne söz vermiştim ki? Hafızamın kuvvetli olduğunu düşünüyordum. En kenarda köşede kalmış şeyleri dahi hiç zorlanmadan hatırlar, gördüğüm birşeyi ezberlemek ya da aklımda tutmak için özel bir çaba harcamadan o şey zaten beynimde yer edinirdi. Ama Berk'e söz verdiğimi, verdiysem bile o sözün ne olduğunu bir türlü hatırlayamıyordum.

"İddiaya girdiğimizi unutmadın herhalde tabi iddiayı benim kazandığımıda?" diye sorarcasına baktı bana. Bende çabucak devam etmesini istediğim için konuşmanın zaman kaybı olacağından sadece onu onaylar bir biçimde kafamı salladım.

"Güzel. İstediğimiz birşeyi yaptıracaktık. Ve bende ikinci hakkımı kullanarak cidden rahat bir uyku çekmek istiyorum. Sende hemen uyuyorsun" dedi sesini son kelimelerine doğru kızgınlıktan çok daha farklı bir biçimde yükseltirken.

Oysa ki benim takıldığım tek şey bu cümlede 'ikinci hakkım' dediği yer olmuştu. Kazanın olduğu gün durmazsam hakkının üçe çıkacağını söylemişti. Bende buna rağmen durmamıştım. Buraya kadar tamam. Ama hangi ara ilk hakkını kullanmıştı ki? Daha bugün gelmiştim  eve. Tamam hastanede bir haftayı geçkin bir süre kalmıştım ama Berk bu süre zarfında bir kez bile uğramamıştı hastaneye. Düşünceli bir biçimde yatakta kaşlarımı çatmış bir şekilde duruyordum. Bu halimi Berk fark etmiş olacak ki "Hadi sor" dedi. Kafamı kaldırıp Berk'e baktım. "Neyi?" diye sordum. "Deminden beri uzaklara dalarak ne düşündüğünü ve bana sormak istediğin soruyu"

"İkinci hakkım demeni anlamadım. Daha birinciyi bile kullanmamışken ne çabuk ikinciye geçtin?"

"İstersen baştan başlayalım. Birinci hakkımdan" dedi bana sorarcasına bakarken.

"Yok canım. İstemem baştan başlamayı falan" dedim bende. Şu halde zor dururken birde baştan başlayıp çoğalan saçma sapan isteklerine daha fazla dayanamazdım.

Ben ne dersem diyeyim Berk'i asla vazgeçiremeyeceğim için, ihtimali ne kadar düşük olsa da uyumaya karar verdim. Yarın pazardı. En azından şimdi uyuyamasam da yarın rahat bir uyku çekerdim. Yani en azından öyle umuyordum.

"Özür dilemeyecek misin?" dedim aklıma gelen bir soruyla. Neden özür dileyecek, bende bilmiyordum. Ama birden aklıma gelmiş sormuştum. Belkide yaptıklarından ötürüydü bir özür beklemem.

SENSİZ YAPAMAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin