Tüm bölüm Hande ve Barlas'tan oluşuyor, bu yüzden okumasının da bir o kadar zevkli olacağını düşünüyorum, hem de olaylara yavaş yavaş giriş yapıyoruz, inşallah tıkır tıkır ve büyüyerek ilerleriz.Umarım beğenirsiniz. 🤎
-_-_-_-_-_-_-
Çok küçüktüm bazı sorunlarımdan kaçarak kurtulabileceğimi sanarken, kaçtığım şeyin benim için aslında bir sorun olabileceğini anladığımda. Ya da tam olarak anlayamadığımda...
Gecenin bazılarına boğucu gelen karanlığında soğuk suyun dokunmadığı zerrem kalmamış gibiydi. Aptal gibi sırıtıyordum suyun altında, sanki bedenim suyla temas ettiği an tüm korkum ve endişem duman olup uçmuştu. Yüzeye çıkmak için gücüm vardı ve yapmam gereken de buydu zaten. Ama istemiyordum, bu büyüleyici ve uyuşturucu soğuklukla baş başa kalmak istiyordum. Bedenim ve uzuvlarım tüm iradesini yitirmişçesine süzülüyordu boşlukta, buna izin veren bendim. Kontrolü elime alabilirdim ama sorun da buydu. Yapmıyordum.
Ama bunu benim yerime yapmaya karar veren biri vardı.
Saniyeler sonra bedenime dolanan güçlü kolla hızla yukarı çekildim. Kendimi bıraktığım zaman biraz dibe inmiş olmalıydım. Bedenimin üzerindeki gücü hissettiğimde kendime geldim, bunu yapana içten içe minnet duydum. O bunu yapmasaydı ben hala iradesini kaybetmiş bir aptal gibi dibe batmaya devam edecektim ve kim bilir, belki de çıkamayacaktım.
Bedenimin üst tarafının suyla teması kesildiğinde astım krizine girmişcesine öksürmeye başladım. Beni battığım yerden çıkarmakla kalmamış belimden yukarısını su yüzünde bırakmıştı.
Muhtemelen daha rahat nefes alıp sakinleşmem içindi. Bi ara gözlerimi açamayacak gibi oldum, daha sonra yavaş yavaş araladım ve dibimdeki titreyen koyu harelerle karşılaştım. Sık nefesler alıp veriyordum ve onun da benden aşağı kalır yanı yoktu. Göğüslerimiz hızla inip kalkarken nefeslerimiz birbirimizin tenini dövüyordu.Az önce suyun içinde beni büyüleyen şeyin soğukluk olduğunu düşünürken, onunla gözlerimiz buluştuğunda sanki beni efsunlayan şeyin onun kara irislerinden kopup gelen ve göğüs kafesime sıçrayan görünmez kıvılcımlardan başkası olmadığını anlıyordum. Az önce soğukla uyuşan bedenim şimdi ondan geldiğine inanmak istemediğim bir ateşle kavruluyordu. Ve ne yazık ki içinde bulunduğumuz devasa fanus bunu engelleyemiyordu.
Gözlerim tekrar kapanır gibi olduğunda beni hafifçe sarsarak birkaç kez ismimi tekrarladı. Aslında kollarının arasından çıkıp iyi olduğumu söylemek istiyordum ama bunu yapacak gücü kendimde bulamıyordum. Kontrolü sağlamaya çalışıp gözümü araladım ve birkaç kez kırpıştırdım. Kaşları endişeyle yukarı kalkmıştı ve onların hemen üstünde anlına yapışan tutamlardan sızan damlalar, zaten ıslak olan teninden yol alıp; göz kapaklarına dudaklarına ve boynuna süzülüyordu. Onu incelediğimin bilincine vardığımda onun farketmemesi adına ihtiyacım olmasa da birkaç kere öksürdüm ve kollarından ayrılmak için güçsüz bir hareketle geri çektim kendimi. Yani çekmeye çalıştım, beni bırakmaya niyetli gibi değildi. Zaten beni bırakırsa muhtemelen tekrar bedenim kendini koyverecekti. Bir anda enerjim çekilmişti. Yine de kendimi çekmeye çalıştığımda, bana 'salak mısın biraz' der gibi bakıyordu.
"Amma kurtlusun ha, bir dur kızım , daha gözünü açamıyorsun."
Dediği mantıklı geldiği için bi süre ona tutunarak kendime geldim. Gücümü topladığımda gözümü açmamla birlikte kendimi geri çektim. Gözlerimi suratına çevirdiğimde az önceki kadar olmasa da telaşlı bakışlarla bakıyordu. Beni bir süre inceledikten sonra iyi olduğuma emin olmuş olacak ki gözlerini yumup derin derin nefes alırken sağ elini saçlarına geçirdi. Ben ona bakarken bir anda bana döndü ve bağırmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ AĞARANA DEK
General FictionYavaş yavaş tüm renklerin birbirine girdiğine şahit olmak.... Çocukluğu yarım bırakılmış, sıkıştırılmış hayatlar... Birbirinden habersiz diğer yarısını arayan iki acemi ruh... Birbirlerinin yaralarını sarabilecekler mi? Hayatlarını acısıyla ,tatlıs...