9.Bölüm

32 2 1
                                    

----Frisk----
Sans beni anneme bıraktıktan sonra annemle biraz konuştular.O gittikten sonra annem yanıma geldi.
Toriel:Bu gün bir randevun var demek...
Dedi sinsi sinsi gülümseyerek.
Frisk:R-randevu mu?Sana öyle mi dedi?
Annem ben değişik bir varlıkmışım gibi bakıyordu.
Toriel:Evet Sans seni akşam davet etmiş.
Sans ile bir randevum mu var?Sans bana aslında romantik bir akşam yemeği için mi sordu!?Bu yüzden gergindi!Bu bir şaka olmalı.Sans ve şakaları...Peki buna niye gülemiyorum?
Frisk:Anneğeee ne yapacağım?
Annem endişelenmiş gibi elimi tuttu.
Toriel:Yavrum yoksa Sans seni zorladı mı?
Kafamı hayır şeklinde salladım.O beni asla zorlamazdı.
Toriel:O halde niye bu yüz ifadesini takınıyorsun.
Frisk:Bilmiyorum.Sadece ne yapacağımı bilmiyorum.Ben Sans'ı seviyorum anne.Onun yaptıkları herkesten çok canımı yakabilir.
Annem bana şefkatle baktı.
Toriel:Frisk.Kırılmaktan korkarsan daha çok kırılırsın.Üzüntü olmazsa sevginin değeri bilinmez yavrum.Merak etme Sans sorumluluk sahibi bir gençtir.Ve sevdiklerime bir şey olmasına asla izin vermez.
Bunu en iyi ben bildiğim için kafa salladım.Doğru diyordu...Sans sevdikleri birazcık daha mutlu olsun diye bir katile iyi davranmıştı.Her şeyi bilmesine rağmen sustu.Ve bu yaptıklarından kendisini suçlu tuttu.Eskiyi düşündükçe daha çok geriliyorum Sans'ın benden hoşlanıyor olması ihtimali yavaş yavaş bitiyordu.Kesinlikle dalga geçiyor olmalıydı.
Frisk:O sadece benle dalga geçiyor.
Toriel sen ne dersen o olsun şeklinde kafasını salladı.Ardından gidip Chara ve Metatton 'ı aradı.Onlar gelince onlara sarıldım.Onlarda bana mutlulukla sarıldılar.
Metatton:Tatlım seni hemen baştan aşağıya süslememiz lazım.
Kafamı iki yana salladım eğer abartırsam Sans ondan hoşlandığımı anlayacak.
Chara:Kapa çeneni ve hemen içeriye geç sana bir kaç elbise getirdim.
Ben Chara'ya uzaylı görmüş gibi bakarken onu asla sinirlendirmemem gerektiğini anladım.İçeriye geçtim üzerime siyah kısa bir elbise geçirdiler önüm açıktı ve her yerden frikik vermeme sebep oluyordu.
Chara:Bu elbise seni çok büyük gösterdi Frisk.
Metatton da olmamış gibi kafasına sallayarak beyaz bir elbise giydirdi elbise çok abartılıydı ve çok fırfırlıydı.
Metatton:Hayır hayır asla.
Dedi ve kıyafetlerin arasında bebek mavisi diz üstü kolları uzun ve tüllü bir elbise çıkardı.İşte o anda elbiseye aşık oldum. Metatton elbiseyi bana tuttu ve işte bu diye bağırdı.Chara da onu onaylarcasına ellerini çırptı ve elbiseyi bana verip giyinmemi beklediler.
Chara:Düşündümden bile daha güzel oldu.
Metatton:Tatlım Sans seni görünce küçük dilini yutacak.
Sans'ın küçük dili var mıydı bilmem ama gerçekten çok güzel olmuştum.Chara Metatton vakit kaybetmeyecek bir şekilde biri saçımı biri makyajımı yapmak üzere yerleştiler.Chara özellikle az yaptı makyajımı çünkü o doğal yüzümü seviyordu.Kısa saçlarımı hafif kabartan ve şekil veren Metatton da halinden memnundu.Gülümsedim.En başta böyle olsaydım kimse acı çekmezdi.Bu vicdan denilen o şey o kadar ağır ki...Bir kaç dakika önce kapı çaldı.Elbise denerken saatler geçmiş çoktan karanlık olmuştu.
-----Sans-----
Papyrus,Undyne ve Alphys'ı bir araya getirdikten sonra onlara durumumu açıkladım.
Sans:Şimdi ben ne b*k yiyeceğim!?
Undyne:Sakin ol serseri seni o kadar iyi hazırlayacağım ki Frisk çok şaşırıcak.
Ne olduğunu bilmiyorum ama onların dışında bu konuda bana başka kimse yardım edemezdi.
Papyrus:Ben muhteşem Papyrus sana muhteşem bir takım elbise getireceğim.
Sans:Ne takım elbise mi? Neden değiştiriyorum.Böyle iyi.
Herkes bana ciddi misin dercesine baktı.Şort forever aga.Ama onlar beni dinlemeyip zorla giydirdiler.İşleri bitince elime çiçek verdiler.Kendimi türk dizilerindeki kız isteme sahnesinde hissettim.Toriel'in evine ışınlandım.Kapıyı tıklatıp tıklatmamakta kararsız kaldım ve içimdeki son cesaretle kapıya vurdum.Kapıyı birisi açtı ama gözlerim kamaşıyordu bu ışık nereden geliyor lan!?
Frisk:Sans?
Sadece elimdeki çiçeği güneşe uzatabildim.Ağzım açık kalmıştı.Frisk kesinle güzel bir insandı ama bu kadarını ben bile düşünememiştim.
Frisk:Teşekkür ederim Sans çok kibarsın.
Diyip göz kırptı.Felç olmuş şekilde gülümsedim.
Sans:Hazırsan gidelim mi?
Dedim kolumu kaldırarak.O ise hemen koluma girdi.Owww yeee...
Frisk:Evet lütfen.
Gülümsedi.Güneşe bakmak böyle mi hissettiriyor.Gözlerim acıyor.Gülümsemesine ketçap bandığımının insanı.Kestirme yolu kullandık ve bir restoranın önüne geldik. Alphys'ın yaptığı araştırmalara göre burası yemekleri en güzel olan restoranttı. İçeri girdik ve Frisk'in sandalyesini çekip oturmasını işaret ettim.Oturunca sandalyesini öne çektim.Frisk bana kızarık yanaklarıyla kocaman gülümsüyordu.
Sans:Frisk kalp krizi geçirmemi mi istiyorsun?
Frisk bana anlamamış gibi baktı.Sonra utanıp kafasını çevirdi.O gerçekten her haliyle çok tatlıydı.Biraz espri biraz yemek işimiz bitince hesabı ödeyip çıktık.Öylece yürüyorduk.Onunlayken yürümek bile zevkli oluyordu.Bu gecenin bitmesine izin vermek istemiyorum.Onunla çok eğleniyorum ya itiraf ettiğimde bana eskisi gibi davranmazsa?Birazcık adam ol Sans Frisk bu beni üzücek hiç bir şey yapmaz ki...Ama yinede korkutucu ister istemez benden uzaklaşıcak...Ama yakınlaşabilirde...
Sans:Hay s*keyim.
Frisk:Efendim?
Sesli söylediğimi farkedip kafamı kaşıdım.Hay...
Sans:Frisk yankı çiçeklerinin oraya gitmek ister misin?
Frisk kafa salladı.
-----Frisk-----
Yankı çiçeklerinin oraya geldik.Kalp krizi geçirmek üzereydim.Sans'ın benimle dalga geçtiğini biliyordum ama yinede her hareketinde utançtan kıpkırmızı oluyordum.Umarım bunu hiç farketmezsin Sans.
Sans:Frisk bunca zamandır birbirimize çok kötü şeyler yaptık.Sen benim ailemi öldürdün...
Kafamı aşağıya eğdim intikam mıydı yani bunlar.Göz yaşı damlaları teker teker yüzümden yere düşüyordu.Bir el kafamı kaldırdı.Sans bana gülümsüyordu.
Sans:Ben ise sevgiye muhtaç bir kızı umurumda olmadan her seferinde cezalandırdım.Neden diye sormadım ve izleyici kaldım.Senin kadar bende hatalıydım.İstismarı bende senin kadar iyi biliyorum.Ama benim bir kardeşim vardı.Onun sevgisi sayesinde ayakta kalabildim. Senin ise kimsen yoktu.Seni zaten affettim o yüzden lütfen ağlama sen artık bir katil değilsin.Sen bizim biricik Frisk'imizsin.Bu yüzden artık mahkemende kendini yargılamana gerek yok her şeyi unut demiyorum ama biz çoktan ileriye bakıyoruz.Sende bizimle beraber ufuğa bakmalısın arkada bıraktıklarımız çok karanlık.Ama ışığımız çoktan parlamaya başladı bile...
Söyledikleri beni daha çok ağlatıyordu.Hayatım da hiç bu kadar ağlamamıştım.Ellerimle elbisemin uçlarını tutuyordum.Boğazımda kocaman bir yumru vardı ve yutkunamıyordum.
Frisk:Sans...Her şey için teşekkür ederim.Lütfen beni bırakma.
Sans çenemde ki elini bırakıp beni kendine çekti.
Sans:Hiç bir yere bıraktığım yok.Şimdi senden yankı çiçeklerini dinlemeni istiyorum ben seni yolun sonunda bekliyor olacağım.Dedi ve ışınlandı.Şimdi ne oluyordu?

Benim CanavarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin