4. BÖLÜM

792 77 16
                                    

Wei Wuxian'ın gidişinin üzerinden neredeyse yirmi yıla yakın bir süre geçmişti. Aslında Lan Wangji her günü tek tek saymıştı ve tam on yedi yıldı. A-Yuan'ı evlat edindikten sonraki beş yıl Xian-Ge'sını, Lan Wangji'yle beraber en sevdiği insanı herkese - özellikle de Lan Wangji'ye - sorup durmuştu. Lan Wangji herkese talimat vermişti. A-Yuan olanları kavrayabilecek yaşa  gelene kadar kimse ona hiç bir şey söylemeyecekti. A-Yuan 10-12 yaşlarına geldiğinde çok zeki, Gusu'ya hakim Lan ailesinin tüm kurallarına mükemmel şekilde uyan ve davranış tarzı olarak babasına - Lan Wangji'ye - oldukça benzeyen harika bir çocuk olmuştu. Lan Wangji artık bildiği herşeyi ona anlatması gerektiğini düşünüyordu.

Öyle de yaptı. Her olayın olduğu yere  A-Yuan'ı tek tek götürerek çocuğa Wei Wuxian'ın başından geçenleri anlatmıştı. Ayrıca Bitmeyen Gece'ye gittiklerinde A-Yuan'a kendi kökenini ve aslında hangi soydan olduğunu da anlatmıştı. Eğer A-Yuan herşeyi öğrendikten sonra yine de Lan Wangji'yle kalmak isterse, Lan Wangji'nin içi bir nebze olsun rahatlayacaktı.

Nitekim öyle de olmuştu. A-Yuan herşeyi öğrendikten sonra biraz şok olsa da sonunda herşeyi kabul etmiş, Lan Sizhui olmaya devam etmeye karar vermişti.  O günden sonra Lan Wangji ve A-Yuan her ayın yirminci günü Soğuk Mağara'ya gidip birlikte Sorgu'yu çalıyorlardı. İkisi birlikte daha güçlüydü ne de olsa. Ama ikisinin gücünün karşısında bile sadece binde bir sıklıkla cevap geliyordu. Sadece iki kelime vardı:" Lan Zhan."

Lan Wangji on yedi yıl boyunca sadece dört kez bu cevabı almıştı. Ama tamamen cevapsız kalmaktansa bu daha iyiydi. En azından ruhun hala dünyada olduğundan kesinlikle emindi.

En son teller kendiliğinden o iki kelime için titrediğinden beri aylar geçmişti. Ayın yirmisi yine gelmişti ve bu gün baba-oğul bir olup annenin ruhunu arama günüydü. Lan Wangji ve A-Yuan sabah erkenden Soğuk Mağara'ya gittiler. A-Yuan bir an Lan Wangji'nin yüzüne baktığında belli belirsiz, buruk bir tebessüm gördüğünü sandı. Sonra kayboldu. Hazırlanıp birlikte Sorgu'yu çaldılar. Genelde olduğu gibi yine cevap yoktu.

Lan Wangji A-Yuan'ın mağaradan ayrılmasını sağladı. Sonra oturup bir süre sessizlikle başbaşa kaldı. Yıllardır binlerce kez gördüğü o sahne yine gözünde canlandı. Onu kurtaramadığı o anı tekrar gördüğünde içinden kendine lanet etti. Tek bir adam... Korumak istediği tek bir adam vardı ve onu koruyamamıştı. Bunun cezası Lan Wangji için en ağır olanıydı. Kimseye göstermeden yüreğinde taş gibi taşımak zorunda olduğu bir pişmanlık.

Lan Wangji sonunda düşüncelerinden sıyrılıp kendine geldiğinde Wei Wuxian'a biraz daha yakın hissetmek amacıyla Wangxian'ı çalmaya başladı. Kusursuzca melodiye eşlik eden bir flüt sesi ise beklediği son şey bile değildi. O anki şaşkınlığını açıklayabilecek bir kelime henüz bulunamamıştı.

BULDUM SENİ/我找到你 /网线Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin