Lan Wangji Wei Wuxian'ın karşısında huzursuzca oturuyordu. O izi kendisi mi yapmıştı acaba? İzi gördüğü andan itibaren bunu hatırlamak için beynini zorluyordu ama önceki geceyle ilgili hatırladığı son şey karşısında şarap içen Wei Wuxian'dı. Sonrası bulanık bile değildi. Tamamen silikti. Sonunda Wei Wuxian derin bir nefes alıp konuşmaya başladığında gözlerini onun yüzüne sabitledi. Wei Wuxian, " Lan Zhan,evet. Bu izi gerçekten sen yaptın. Tam olarak ne yaptığını anlatmamı ister misin?"
Lan Wangji evet cevabını aldığında yine olduğu yere gömülmek istedi ama tabi ki bilinci açıkken yüzü en ufak bir açık bile vermiyordu. Sadece kulaklarının yumuşak uçları kızarmaya başlamıştı o kadar. Sessizce Wei Wuxian'a baktı ve başıyla yavaşça onayladı. Onay aldığında Wei Wuxian tekrar konuşmaya başladı." Dün gece elimdeki şarap şişesini alıp içtin. Sonra sızdın. Uyandığında sarhoştun. Beni tutup yatağa sürükledin ve seninle Gusu'ya dönüp dönmeyeceğimi sordun. Beni amcana vermeyi gerçekten isteyip istemediğini sordum ve beni ona vermeyeceğini, gerekirse hayatın pahasına beni korumaya yemin ettiğini söyledin. Sonra hediyemin Gusu'da olduğunu ve oraya gelmezsem alamayacağımı söyledin. Ve sonra eğer seninle gelirsem güvenliğim için seninle evlenmem gerektiğini söyledin. O an ben şok geçirmek üzereydim. Tek kelime bile edemedim. Sen birden beni yatağa devirdin ve alın bandınla ellerimi bağladın. Sonra beni öptün ve eğer cevap vermezsem öpmeye devam edeceğine dair beni tehdit ettin. Ama sen tehdit etmeden de ben zaten seninle evlenmeyi kabul edecektim. Sadece ben cevabı verene kadar sen beni ondan fazla kez öptün ve bazıları bu şekilde iz olarak kaldı. İzi görmeseydin sana herşeyin olduğu gibi anlatmazdım belki ama şimdi herşeyi anlattım. Sabah kalktığında neden göğsünde yattığıma gelirsek, gece sarhoştun ama yüzün aynen şimdiki gibi bembeyazdı. Neden hiç kızarmadığını sordum. Kendin yatağa uzandın ve beni kalbinin üstüne yatırdın. Yüzünün belli etmeyeceğini, kalbini dinlememi söyledin. Ben kalbini dinlemeye başladım. Belimden sıkıca kavradığın için sonra geri kalkamadım. Daha sonra da uyuyakalmışım. Şimdi her şeyi biliyorsun. Kararım dahil."
Lan Wangji'nin kalp krizi geçirmesine bir dakika ya vardı ya yoktu. Daha önce kimsenin karşısında böyle utanmamıştı. Ama aynı zamanda mutluydu çünkü sevdiği adam onun aşkını kabul etmiş hatta onunla evlenmeye bile razıydı. Bir dakika... Gerçekten razı mıydı? Her şeyi açıkça konuşurken bunu da sormalıydı. Bilinci açıkken, her şeyi hatırlayabilecekken... "Wei Ying..."dedi Lan Wangji çekingen bir sesle. "Benimle evlenmeye gerçekten razı mısın?" Wei Wuxian yüzünde tatlı bir tebessümle evet anlamında başını salladı. Lan Wangji şu an mutluluktan delirebilirdi. Ama onun yerine yüzünü tekrar kontrol altında tutmak için ufak bir savaş verdikten sonra Wei Wuxian'a, " Teşekkür ederim. Gerçekten. Bunun benim için anlamı ve önemi çok büyük. Seni daima mutlu edeceğime söz veriyorum. "
Wei Wuxian başını iki yana salladı. "Söz vermene gerek yok Lan Zhan. Beni her zaman mutlu edeceğini biliyorum."
...
Wei Wuxian'ın evlenmeyi kabul etmesinin üzerinden üç gün geçmişti. Gusu'ya henüz dönmemişlerdi. Eğer evlenmeden giderlerse Wei Wuxian tüm sektler için savunmasız ama çok çekici bir av olurdu. Risk alamayacakları için Yiling'de evlilik hazırlıklarıyla uğraşıyorlardı. Önceki gün Lan Yuan'dan bir mesaj gelmişti ve lan Wangji'nin nerede olduğunu sormuştu. Lan Wangji ona bir kaç güne geri döneceğini, bir sürprizi olduğunu haber vermişti. Başka hiç bir şey söylememişti. Bazı şeyler sürpriz olursa çok daha kolay kabul edilirdi. Daha doğrusu reddetmeye kimsenin fırsatı olmazdı.
Dört günün sonunda artık herşeyi hazırdı. Tapınağa gittiler ve evlilik yeminlerini ettiler. Lan Wangji Wei Wuxian'dan habersiz bir çift gümüş yüzük yaptırmıştı. Bunu istediği gibi yapabilecek birini bulmak hiç kolay olmamıştı ama Wei Ying her zorluğa denk bir hazineydi sonuçta. Onun için her şeye razıydı.
Evlendikleri günün akşamında bu kez Lan Wangji Gusu'ya bir haber yolladı ve ertesi sabah Gusu'ya döneceğini bildirdi. Haberi de yolladıktan sonra handaki odalarına tekrar döndü ve sevgili kocasını yine İmparator Gülücüğü'yle baş başa buldu. Sadece bu kez içmek konusunda kararsız duruyordu. Yani üçüncü şişeyi... İki şişe çoktan bitmişti ve Wei Wuxian'ın yüzünün hafif kızarmasına sebep olmuştu. Sarhoş olmadığı belliydi ki Wei Ying zaten sarhoş olmak istemiyordu. Lan Wangji içinse Wei Wuxian'ın tahrik edici derecede çekici olması için sarhoş olmasına gerek yoktu.
Lan Wangji kocasına doğru yürüdü ve geçip karşısına oturdu. Onun yüzünü tam anlamıyla görebilmek için hafifçe boğazını temizledi ve Wei Wuxian bakışlarını şişeden kaldırıp Lan Wangji'ye odakladı. Lan Wangji onun yüzünü tamamen görebildiğinde sertçe yutkunmaktan kendini alıkoyamadı. Bilinci hala açık olan Wei Wuxian bu küçük tepkiyi tam zamanlı olarak yakaladı ve ardından dudaklarını yalayıp alt dudağının kenarını hafifçe ısırdı. Lan Wangji'nin değişen bakışlarını izlemek çok zevkliydi ve onu biraz daha tahrik etmekten kime zarar gelirdi ki. Onlar artık evliydi, hem belli etmese bile Wei Wuxian da ufaktan tahrik olmaya başlamıştı. Wei Wuxian'a göre ilk birliktelikleri düğün gecesinde olmayacaksa ne zaman olacaktı?
(Arkadaşlar diğer bölüm smut yazmak istiyorum. Ama biraz korkuyorum çünkü hakikaten acemiyim. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Hepinize her türlü desteğiniz için teşekkür ediyorum. Sonraki bölümde görüşmek üzere.)