Yemeğe sessizce başladılar ancak o şekilde devam etmek Wei Ying için oldukça zordu. Her ne kadar tamamen doğal olamasa da mümkün olduğunca doğal bir şekilde Lan Wangji'yle bir şeyler konuşmak istiyordu. Yemeğini yerken biraz düşündü. Sonunda aklına gelen soruyu sordu," Lan Zhan, yıllardır yoktum. Ben yokken neler yaptın?"
Lan Wangji altın sarısı gözlerini ona çevirdi. Eskiden cevap vermek aklından bile geçmezdi belki ama şimdi konuşmak için dudaklarını araladı. Boğazını temizledi ve " Ben..." dedi ama yine cümlesi yarım kaldı. Tekrar " Ben..." dedi. ' Ben hep seni aradım.' demek istedi. Yapamadı. Aşkını bile itiraf etmişti ama içindeki tuhaf bir his ona bunu söylememesini söylüyordu. İçindeki hisse kulak verdi ve cümlesini " Ben sana bir hediye hazırladım." şeklinde tamamladı. Bu aslında doğru sayılabilirdi.
Wei Wuxian 'hediye' kelimesini duyduğunda kalbi bir anlığına afalladı. Hatta bu afallama hafifçe yüzüne de yansıdı ama Lan Wangji yine utanmakla meşgul olduğu için fark etmedi. Wei Wuxian düşünüyordu. Acaba Lan Wangji ona on yedi yıl boyunca ne gibi bir hediye hazırlamış olabilirdi. Yemeğin sonuna kadar tek kelime etmeden bunu düşündü ama bulamadı. Yemekten sonra oldukları handan oda tutmaya karar verdiler. Lan Wangji konuştu, " Kaç oda tutmamı istersin?"
Wei Wuxian yine afallamıştı. Daha önce defalarca beraber kalmışlardı. Şimdi neden soruyordu ki? Üstelik beraber kalmaları onun işine gelmez miydi? Bu düşüncelerle
" Bir oda yeterli." dedi.İçten içe birden yükselen heyecanını bastırmaya çabalamak Lan Wangji için bir an duraksamaya neden oldu. Tabi ki böylesi işine gelirdi. Hem Wei Ying'in etrafında daha çok zaman geçirir hem de onun güvenliğinden emin olurdu. Ayrıca konuşması gereken diğer konuyu da konuşabilirdi onunla.
Eğer Wei Ying Gusu'ya dönmeyi kabul ederse Lan Wangji'nin efsun eşi olmalıydı. Ya da en azından öyle davranmalıydı.
Lan Wangji onun birinci seçeneği kabul etmesini şimdi her şeyden çok isterdi ama yine de onu zorlamazdı. Asla.
Sonunda tuttukları odaya çıktılar. Wei Wuxian banyo yapmak istiyordu. Bunu Lan Wangji'ye söylediğinde, Lan Wangji için sadece Wei Ying'i banyodan yeni çıkmış halde yarı çıplak olarak bir anlığına hayal etmek bile utanmak için yeterliydi. Kulakları ve boynu açık kan rengini aldığında bu kez fark edilmemiş olmak için dualar ediyordu. Ama çok geçti. Wei Wuxian onun kızardığını açıkça görmüştü. Gülümsememek için kendini zar zor tutuyordu. Ya da belki Lan Wangji'nin kolundan tutup onu da banyoya sürüklememek için. Ona " Lan Zhan, rahat ol. Beni hiç mi çıplak görmedin? Üstelik zaten banyoda giyiniyorum. Beni görmezsin o halde." dedi.
Lan Wangji aklından geçenlerin bu kadar net bir şekilde sevdiğine ulaşmış olmasından dolayı utancından oracıkta yerin yedi kat dibine gömülmek istiyordu. Ama onun yerine derin bir nefes aldı ve odadan çıktı. Wei Wuxian ise banyo yapmaya gitti.
Wei Wuxian banyodan çıkıp, hâlâ ıslak olan saçlarından küçük küçük su damlaları damlarken odanın sohbet etmek için dizayn edilmiş kısmına yöneldi. Oraya ulaştığında Lan Wangji'nin önünde iki şişe İmparator Gülücüğü'yle oturup bakıştığını gördü. Yüzündeki sırıtışa engel olamadı ama hiç ses çıkarmadan Lan Wangji'ye yaklaşmayı başardı.
Geçip Lan Wangji'nin karşısına oturdu. Onun şaraptan içmeye niyeti olmadığını düşündüğü için şişelerden birini açıp direkt ağzına götürdü. Birkaç yudum alıp şişeyi ağzından uzaklaştırdığında Lan Wangji'nin şişeyi elinden alıp içmesini kesinlikle beklemiyordu. Lan Wangji şaraptan bir kaç yudum aldı ve şişeyi sertçe masaya koydu. Aslında ' masaya koydu' dan çok ' şişeyi masaya çarptı demek daha uygun olurdu. Şişe neredeyse kırılacaktı. Ama şişe kırılmadan Lan Wangji sızdı. Wei Wuxian onun uyandığında sarhoş olacağını bildiği için kalktı ve etrafta onun çarpabileceği her şeyi ortadan kaldırdı. Kapıyı sıkıca kilitledi ve tekrar onun karşısına oturdu. Kalan şarabı da içip beklemeye başladı.
Aşağı yukarı yarım saat kadar sonra Lan Wangji'nin gözleri titreyerek yavaşça açıldı. Zihni bulanıktı ama gözlerinin son derece net algıladığı ilk görüntüde gözleri takılı kaldı. Bu çelik grisi gözler, bu keskin yüz hatları, bu ince ve kırmızımsı dudaklar...
Sevdiği adamın yüzünün her bir noktasına dikkatle baktı. Her bir noktaya tekrar hayran oldu. Sonra birden içindeki dürtüye teslim olmaya karar verdi ve ayağa kalktı. Wei Wuxian ise onun ne yaptığını henüz anlayamadığı için sadece onu dikkatle izlemekle yetiniyordu.
Lan Wangji birden Wei Ying'in kolunu tutup onu da ayağa kaldırdı. Sonra yatakların olduğu kısma sürüklemeye başladı.
