0.7

1K 105 65
                                    

"Wooyoung?"

Wooyoung sevgilisinin bedenine bakarken San ona sesleniyordu. Bedenine dokunamama acısından Wooyoung'un tüm kemikleri ağrıyordu. Titreyen ellerini San'ın koluna koyup yutkundu.

"Küçüktü... Ryujin hepimizden küçüktü. Neden yapıyorlar bunu? Neden hep benim sevdiklerim?"

"Tamam sakin ol. Olayların seninle bağlantısı olduğunu düşünüyoruz. Bitireceğiz yakında."

"Hepsi öldü zaten, daha neyi bitirebilirsiniz? Neden ilk başta başlamadınız ki onu aramaya?"

"İlk başından beri onun peşinde olduğumuzu bilmen gerekiyor. Elimden geleni yapacağım tamam mı?"

Dolu gözleriyle San'a bakıp yutkundu, cidden canı yanıyor gibiydi. Şaşırtıcı değildi aslında, her şeyini kaybetmişti sonuçta. Etrafında kimse kalmamıştı, hepsi bir ay içerisinde yok olmuştu. Bu San'ın da canını yakıyordu.

"Gitsem sorun olur mu?"

"Hayır tabii ki, daha sonra seni çağıracağız ama unutma tamam mı?"

Başıyla onaylayıp ordan ayrıldığında koridorda yankılanan hıçkırık sesleri oldukça kolay bir şekilde duyuluyordu. San göğsünde hissettiği küçük sızıyla kaşlarını çatıp yatakta uzanan cansız bedene baktı. Yine her seferinde olduğu gibi öldürülmüştü, tek bir sorun vardı. Ryujin'in bacağında da bir kurşun izi vardı. Bu ilkti, Seonghwa'nın vurulduğu yerden vurmuştu bacağını. Katilin onlara vermek istediği bir mesaj olabilirdi diye düşündü San. Katil sandığından çok daha yakınlarındaydı, bu kadar yakınında olan bir katili fark edemediği ve günler geçtikçe başka kurbanlar çıktığı için kendine kızdı. Bir suçu olmadığını biliyordu ama ortada kızacağı başka biri yoktu. Çareyi kendinde kızmakta buluyordu.

San Wooyoung gittikten sonra çok çaresiz olduğunu fark etti, bu davayı bir türlü çözemiyordu ve bu ona değil başkalarına zarar veriyordu. Ama bu işte yalnızdı, Seonghwa'nın aklı son günlerde başka bir yerdeydi ve asla işe odaklanamıyordu. muhtemelen aklı her zaman Hongjoong'daydı. Merkezdeki diğer kişilerin ise bu davayı çözecek kadar gelişmiş olduğunu düşünmüyordu. İşi tek başına halletmeye çalışıyor ve bunda oldukça çuvallıyordu.

Aklındaki düşüncelerden kurtulup elindeki dosyayı tekrar inceledi. İlk defa bacağından vurulan bir kurbanın gelmesi aklını daha fazla karıştırıyordu.

"Şerif."

Yanına elindeki kanıt torbasıyla gelen adli tabip görevlisine baktı. Torbanın içinde tamamen kanka çevrilmiş bir kağıt vardı.

"Ne buldunuz?"

"Kurbanın bacağında açılan kurşun deliğine bir kağıt parçası sıkıştırılmıştı. Kağıdın üstündeki kanın kurumasını ve kurbanın ölüm saatini karşılaştırırsak kağıt kurban ölmeden önce bacağına konulmuş gibi duruyor. Tabii kesin bir şey söyleyemem, laboratuvara gitmem lazım. Belki içinde bize yardımcı olacak bir şeyler vardır."

San'a gülümseyip yanından ayrıldı ve San'ı tekrar düşünceleriyle baş başa bıraktı. Kağıdı kurban onlara anlatmak için mi onun fark edemeyeceği bir yere bırakmıştı yoksa bunu yapan onları şaşırtmak isteyen katil miydi onu düşünüyordu. Bu iş cidden çıkmaz yola giriyordu.

Telefonunu çıkarıp rehberinden bir numara çevirdi ve odadan çıkıp telefonun açılmasını bekledi.

"San?"

"Buraya gelme imkanın var mı? Bir dosya var ve çıkmaza girdim. Beraber çözebiliriz diye düşünüyorum."

"Sana da merhaba, son olanlardan sonra beni arayıp söylediğin ilk şey bu mu?"

Who? // woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin