Sahile giderken Wooyoung uzun yola dayanamayıp uyuyakalmıştı. Arada bir uykusundan sıçrayarak uyanıyor sonra tekrar aynı huzurla uyuyordu, ölümlerin onda bir etki bıraktığı belliydi. Denize geldiklerinde San arabayı durdurup Wooyoung'a döndü.
"Wooyoung, uyan hadi. Geldik."
Mırıldanarak yerinde kıpırdanınca San elini omzuna atmaya çalıştı. Ani bir refleksle kolunu tutunca şaşkınlıkla Wooyoung'a baktı.
"Uyandım tamam."
Arabadan inip deniz havasını alınca gülümseyip San'ı bekledi. Hala havada kalan eline şaşkınlıkla bakan San, Wooyoung'un onu beklediğini fark edip arabadan çıktı ve ona gülümseyip denize baktı.
Tekrar Wooyoung'a baktığında yanında durarak kazağının kollarını katladığını fark etti.
"Yarışalım mı?"
"Ne?"
"Sona kalan yemek ısmarlar." dedikten sonra San'ın olayı kavramasına izin vermeden denize doğru koşmaya başladı. Birkaç saniye geciktikten sonra San da arkasından koşup ona yetişeye çalıştı. Yetişemeyince Wooyoung denizin yanından ona gülerek bakınca burnunun kırışması ve gözlerinin kapanması San'ın hoşuna gitti ve gülümsemesine sebep oldu. Su Wooyoung'un çıplak bacaklarına çarparken küçük bir çocuk gibi suların arasında eğleniyordu. Biraz öteden de San onu izleyerek gülümsüyordu.
Wooyoung biraz eğlendikten sonra şerifin yanına gidip gülümsedi.
"Beni öylece durmak için mi denize çağırdın?"
"Çok eğleniyordun Wooyoung, eğlenceni bozmak istemedim."
"Denizi severim, uzun zamandır gelmemiştim. Teşekkür ederim şerif."
"Buraya gelirken şerif değilim demiştim."
Wooyoung pardon dercesine elini kaldırıp tekrar ona baktı.
"Teşekkür ederim, hyung." cümlesini düzeltince gülümseyip tekrar denize baktı.
"Ayakkabılarını çıkar."
"Ne?"
Wooyoung oflayıp kaşlarını çattı.
"Sen hayatında kimseyi denize getirmedin mi ya?"
"Hayır."
"Sevgilini de mi?"
"Hayır hiçbir zaman sevgilimi veya arkadaşlarımı denize getirmedim."
"Hiç film de izlemedin o zaman?"
"Vaktim var mı sence?"
"Of iyi, ayakkabılarını çıkar deniz kenarında çıplak ayak yürümemiz gerekiyor. Bu klişeyi bozamayız."
"Öyle bir klişe mi varmış?"
"Sorgulamasana artık! Hadi."
Kendi ayakkabılarını çıkarıp San'ı bekleyince sinirlenen Wooyoung'a daha fazla katlanamayıp o da ayakkabılarını çıkardı. Sonunda dercesine elini San'a uzattı ve tutmasını bekledi. Wooyoung'un elini tutup bu klişede ona yön vermesine izin verdi. Beraber denizin kenarında Wooyoung'un istediği gibi yürüdükten sonra heyecanla San'a döndü.
"Şerif! Bir fikrim var."
"Ne fikri?"
"Hem davayı daha hızlı çözmene yardımcı olacak hem de daha iyi arkadaş olmamızı sağlayacak bir fikir."
Gülüp kollarını göğsünde bağdaştırdı ve heyecanlı Wooyoung'a baktı.
"Arkadaş olmak mı istiyorsun?"
![](https://img.wattpad.com/cover/244372657-288-k728204.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who? // woosan
Teen FictionChoi San Gwangju'nun ünlü bir polisiydi. Jung Wooyoung ise okuldan sonra eğlenmeyi seven bir gençti. Yolları nasıl çakışmış olabilirdi ki?