1.7

869 101 52
                                    

---

"Wooyoung! Hadisene artık!" Wooyoung, Yeosang'ın onu bu kadar aceleye getirmesinden sıkılıp oflayarak odasından çıktı.

"Birkaç dakika daha beklesen hiçbir şey olmazdı Yeosang, alt tarafı bi partiye gidiyoruz. Ayrıca sadece bizimkiler var zaten biraz sakin ol."

"Yunho'yu göreceğimin farkındasın değil mi?"

"Yunho'nun Mingi'ye aşık olduğunun farkındasın değil mi?"

"Kötü bir arkadaşsın Jung Wooyoung."

"Tamam ya şaka yapıyorum. Elimden geleni yaparım senin için tamam mı? Yunho'yla konuşurum bi şekilde."

"Hayır! Saçmalama, sakın yapma öyle bir şey."

"Platonik olarak mı yaşamaya devam edeceksin? Her neyse karışmıyorum ben, senin hayatın sonuçta."

Beraber evden çıktıktan sonra arkadaşlarıyla kendi aralarında verecekleri partiye gitmek için taksiye bindiler. Yaptıkları plan sadece oturup bir şeyler içmek ve muhtemelen oyun oynamaktı. 

"Hey Wooyoung," taksiciden utandığı için sessiz konuşuyordu çünkü bu Yeosang'dı işte. Herkesten utanıyordu.

"Hm?"

"Sen en iyi arkadaşsın." İkisi de gülümseyince Wooyoung Yeosang'ın yanağını öpüp başını salladı. İyi bir ilişkileri vardı, Wooyoung'a en az Jongho kadar yakındı, bu ona iyi hissettiriyordu.

Parti olan yere geldiklerinde önce Yeosang'ın çıkmasına izin verip ondan sonra çıktı ve Yunho'yu aradı. Onların gelip gelmediğini öğrenmek istemişti ama Yunho telefonu meşgule atıp cevap vermemişti. Belki daha gelmemişlerdir diye düşünüp garipsemedi ve bu sefer Mingi'yi aradı. O da aynısını yapıp cevap vermeyince önünde oldukları parti mekanının kapısından içeri baktı. Tabii ki ordalardı, ikisinin de telefonu elindeydi yani duymama gibi bir ihtimalleri yoktu. Bilerek cevap vermemişlerdi.

"Yeosang."

"Efendim?"

"Yunho'yu arar mısın?" Yeosang hemen telefonunu çıkarıp Yunho'yu aradığında ikinci çalışında açmıştı telefonu. Açmama sebebi arayan kişinin Wooyoung olmasıydı, sebebini bilmiyordu ama öyleydi, Wooyoung'u daha uzun süredir tanımasına rağmen onun telefonunu açmayıp Yeosang'ın telefonunu açması onu biraz kırmıştı.

"Biz geldik, siz nerdesiniz?" Yeosang'ın sesiyle kendisine gelince buruk bir gülümsemeyle içeri girdi ve Yeosang'ı bekledi.

"Woo!" Jongho'nun onu görmesiyle beraber hızla gelip sarılması onu gülümsetmişti.

"Jongho, seni özledim biliyorsun değil mi? Okula sadece sınavlar için gelmeyi bırakmalısın."

Gözlerini devirip Wooyoung'a baktı.

"Her gün başka bir hocayı dövmemi falan mı istiyorsun? Biraz daha iyi olana kadar gelemeyeceğimi biliyorsun. Azıcık daha özleyeceksin yani beni."

"Lütfen biraz erken gelmeye çalış, onların yanında asla iyi hissetmediğimi biliyorsun, az önce telefonumu açmadılar çok kötü hissettim."

"Cidden mi? Neden öyle yapsınlar ki?"

"Çünkü beni sevmiyorlar Jongho, anlamıyor musun? Bana sadece sen istiyorsun diye katlanıyorlar."

"O zaman biraz daha katlanacaklar çünkü seni bırakmak gibi bir niyetim yok."

İkisi de gülerek diğerlerinin yanına gidince Yunho sahte bir gülüşle Wooyoung'a sarılıp onu çok özlediğini söylemişti. 

"Telefonu açamadım üzgünüm, tam açacakken elim çarptı. Ben seni arayamadan Yeosang aradı zaten."

Who? // woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin