30

2.3K 220 40
                                    

osamu adını fısıldayıp kendisini düşünceleri arasından sıyırmadan önce, atsumu uzun bir süredir aklına uğramamış fikirlerle savaşıyordu.

bazen kendisini hayal ederdi, bir daha asla hiçbir şeyden zevk alamayacağını ve vazgeçmekten başka çaresi kalmayana kadar kendi hayatını mahvedeceğini düşünürdü. yolun sonuna geldiğinde daha ilerisini zorlamanın bir anlamı yoktu.

atsumu'yu korkutan yaşamaktan vazgeçmek değildi, onu korkutan ailesinin nasıl hissedeceğiydi. yıllar boyunca kardeşinin hatrına bu düşünceleri kovmuştu, bir süredir ise kovacak gücü kendinde bulamıyordu.

birisinin sevgisini sürekli hissettiğinizde ona alışırsınız ve artık sıradan gelmeye başlar. osamu'yla olan ilişkisini en iyi bu özetleyebilirdi.

kendisi... yok olmaya karar verirse osamu'nun mahvolacağını biliyordu ama bu artık düşüncelerine engel olmuyordu.

kendisini evlerinin tavan arasında hayal ettiğinde 'acaba samu ne derdi?' diye düşünmeden edemedi.

peki annesi ne derdi? babası- umursar mıydı? arkadaşları? shoyo-kun? omi-

sakusa ne derdi?

bu soruyla bir anlığına nefes alamadı.

hem soru birisi karnına bıçak saplamış gibi hissettirdiği için, hem de sakusa'nın bu tepkiye sebep olan tek kişi olmasına şaşırmıştı.

sakusa ne zamandır öncelikler listesindeydi?

"tsumu? beni duyuyor musun?"

başı istemsizce sesin yönüne döndü, gözlerinin ise ne gördüğünü anlayabilmeleri biraz daha zaman alacaktı.

osamu'nun mavi kazağına bakıyordu. "bir şey yok. dalmışım."

"emin misin?" gözlerini kaldırıp kardeşinin bakışıyla buluşturduğunda az önce hissettiği bıçak geri döndü. içi suçluluk duygusuyla doldu.

osamu kendisine böyle bakarken atsumu onu terk etmeyi nasıl düşünebilmişti?

"evet. cidden."

"yurda dönebiliriz. ihtiyacın olursa diye bahane listesi hazırladım..."

atsumu sırıttı. "ne zamandır böyle düşüncelisin?"

"...listenin başında ishal olman var. bununla açılışı yapabilirim-"

"doğru ya, şerefsizsin sen-"

"siz ikiniz ne fısıldaşıyorsunuz orada?" bokuto ufak tartışmayı böldü.

osamu ardından uzun bir sessizliğe sebep olan bir yanıt verdi. "tsumu ishal olmuş."

"hayır!" osamu'yu ittirdi, belki gereğinden daha sert. sandalye geriye düşerken osamu son saniyede kendini yere attı, atsumu'nun yakasını kaptı. yerde yuvarlanmaya başladılar.

onları keyifle izleyen masa, bunu en son iki sene önce görmüşlerdi. atsumu kendini soyutlamadan önce ikizler sürekli kavgaya tutuşur, sık sık da azar yerlerdi.

"gofretimi- senin... yediğini- biliyorum!" osamu boşluğa tekme savururken bağırdı. her zaman böyle olurdu, kavga kolayca konudan sapar, alakasız yönlere giderdi.

"üç hafta bekletirsen öyle olur!"

"özel bir gün için saklıyordum onu!"

atsumu dil çıkardı, oldukça olgun bir davranıştı. karşılığında yanağına bir yumruk yedi.

"güneş gözlüklerimi çaldın! kaç yen onlar, haberin var mı?!"

atsumu düşünmeden konuştu. "sen de çakmağımı sakladın!"

öncelikler √ sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin