Medya kıyafeti
Ertesi sabah uyandığımda ne akame ne ces uyanıktı. Saate baktım. Sabah 5. Aman ne iyi. Ama dışarda da kimse yoktur. Üzerime sarı bir kapşonlu ve siyah bir tayt giydim ve koşuya çıktım. 1 saat kadar koştuktan sonra aklıma mühür işi geldi. Şu zihinden konuşma işini bir denedim.
"Hey orien orda mısın?"
"Ne oldu sabahın bu saatinde?"
"Hazır kimse yokken şu mühürü yapsak diyorum."
"Derdin şimdi anlaşıldı. Ama şunu bil ki biraz acılı olacak. Sık dişini."
"Ne yapıcaksın da acılı olacak?"
"Her canlının kendine has mühürleme yöntemi vardır. Kurtlar ve aslanların ki benzer, pati izlerinin üzerine pençe atarlar, atlar toynak basar, şahinler ve kartallar ne yapar bilmiyorum. Tilkiler nadir canlılardır ve ısırırlar. Biz ejderhalar ve ankalar ise alev püskürtürüz. İncecik, kalem gibi alev bileğinde gezer ve mühürü ateşle çizer. Tek fark bizim alevlerimiz mavidir onlarınki kırmızı. Bu da mühürün renginde farklılık yaratır. Onların mühürü diğerleri gibi beyazdır, bizimki ise siyah. Neyse yoruldum ya ilk olarak beni ejderha halimde çağırman lazım."
Onun yanımda olduğunu düşündüm ve yanımda belirdi. Eskisinden biraz daha büyüktü. Hemen mühür yapmadık. Biraz kafasını okşadım. Dip not: ejderhalar sevilmeyi sever. Daha sonra ormanın yanına gittim ve bir ağaca sırtımı yasladım. Yanıma geldi ve kolumu işaret etti. Sağ kolumu sıyırdım ve bileğimi açtım. Derin bir nefes aldı ve ağzından geri verdiğinde incecik bir mavi alev çıktı. İp gibiydi ve tenimde deydiği yerleri yakıyordu. Çığlık atmamak için yerdeki kurumuş yaprakları sıkıyordum ama acı çok fazlaydı. Bir ara dayanamadım ve küçük bir çığlık attım. Bana özür diler gibi baktı. Ama ben seni yerim ki. Şuan o kadar tatlıydı ki acımı unutmuş onu okşamak istiyordum. Ama sonra acı azalmaya başladı. Git gide azaldı ve sonunda bitti. Bileğime bakınca orienin anlattığından farklı olduğunu gördüm. Yin/yang şeklindeydi ve bir taraftaki siyah bir taraftaki beyazdı. Orien de en az benim kadar şaşkın görünüyordu.
"Sence bu normal mi? Hani siyah olacaktı?"
"Bende tam anlamadım ama anladığım bir şey var. Bağlı olduğun tek hayvan ben değilim.
"Ne! Diğeri ne peki?"
"Diğeri bir tilki. Ama çok nadir. Hatta benim gibi dünyada tek diyebilirim."
"Ne özelliği var ki?"
"Çünkü o 9 kuyruklu bir tilki. Hatırlarsan alissa denen o kızda 2 kuyruklu vardı. Tilkiler kendilerini kuyruk sayısına bakarak överler. Mesela 4 kuyruklu bir tilki 1 kuyrukludan üstündür. Ama en güçlüleri daima 9 kuyruklu olandır. Dövmenin beyaz kısmı ondan kaynaklanıyor. O da mühüre kendi gücünü aktarınca beyaz kısım tahminen kırmızıya dönecek."
"Tamam geç şimdi bunları. Kızlara her seyi anlatmalı mıyım? Geçmişi, güçlerimi, seni, tilkiyi, ailemi. Yoksa güçlenmelerini mi beklemeliyim?"
"Bence şimdi anlat. Ben olsam ne için güçlendiğimi bilmek isterdim."
"O zaman şimdi odaya dönüyorum ve derslerden sonra konuşmak istediğimi söylüyorum. Ama bu mühürü nasıl saklayacağım?"
"Sende bir kitap olması lazım. O kitabın içinde bir büyü yazılı. Eğer o büyüyü okursan önüne mavi bir kitap gelecek. O benim ailemin büyü kitabı. Bir sürü iksir tarifi ve sihirli eşya büyüsü var. Oardan bileğini saracak bir tane yaparsan gizlemiş olursun. Bir de son olarak senin silahların özeller yani onları dövme olarak vücudunda tutabilirsin. Böylece hem çalınamazlar, hem yer kaplamazlar, hem sürekli yanında olurlar hem de silah geçirmeyen bir yere girerken dövme oldukları için algılanmazlar."
"Tamam anladım. Bir de şu gözlerimin renk değiştirmesini açıklar mısın?"
"İlk defa uzay gücünü kullandığında parladığını söylemiştin. Ateşini kullandığında parlıyor mu bilmiyorsun. Ben söyliyeyim hayır parlamıyor. Bunun nedeni kolye. O kolye 17 yaşına girene kadar yani sen reşit olana kadar güçlerini sınırlayacak. Ki bence bu iyi bir çözüm. Sana zarar verebilecek bir gücün var. Kısaca normalde sen her güç kullandığında parlaması lazımdı. Ha bide bir ara kırmızı olduğunu söylemiştin. Evet o alevini kullandığın içindi. Neyse sana bugün için spoiler vereyem. Element kontrolü dersinde yan elementlerinize bakılacak. Seninkisi zehir. Vücudundan zehir, zehirli gaz ve zehir içeren herhangi bir şey üretebilirsin, katı olmamak kaydıyla. Benim sayemde kan bükebilirsin ve ruh kontrol edebilirsin. Evet şimdi yallah okuluna. Yakında tilkinle tanışacaksın. Kış kış. Daha duş alacaksın. Arkadaşlarını uayndıracaksın, üzerini değiştireceksin ohoooo hadi naş naş. Bak ben sayarken yoruldum hadi lan gitsene hala bekliyo."
Ona güldüm ve okula doğru yürümeye başladım. Okulun etrafında bir koruma kalkanı vardı ve bu canavarların okula girmesini önlüyordu. Ama canavarlar bir yolunu bulucaklar gibi bir his var içimde. Umarım içimdeki his bu sefer yanılır çünkü daha önce yanılmadı. Odaya varınca deree 45 dakika kaldığını gördüm. Kızlara seslendim ve duşa girdim. Çıktığımda kıyafetlerim bıraktığım yerde değildi. Her yere baktım ama bulamadım. Yedek koyduğum şeyleri giyip odaya girdim ama kızlar da odada değildi. Saate baktım. Bir dakika saat olmuş 8.45! Ben cidden 1 saat duşta durdum mu? Kızlardan birinin kıyafetlerini giydim ve bugün için lazım olan kitapları çantama koyup koşarak sınıfa gittim. Kapıyı çaldım ama ses gelmedi. İçeri girdiğimde kimse yoktu. Allah allah dedim ve bahçeye çıktım. Lütfen bu rüya olsun, lütfen bu rüya olsun, lütfen! Neredeyse herkes okulun bahçesinde canavarlarla savaşıyordu. Ces yaralıydı ve akame onu korumakla uğraştığı için dövüşemiyordu. Canavarların başında dayım vardı. Ah seni lanet herif. O gün keşke merhamet etmeseydim. Kafası bana döndü.
H:vay vay vaay. Kızımız sonunda buraya gelmiş. Hadi kurtar onları. Ama dur daha güçlerini kontrol etmeyi bilmiyorsun değil mi? Hahahahahaha. Ya bizimle gelirsin ya da burada gördüğün herkes ölür. Seçimini yap.
Ak:bizi boşver. Sakın onlarla gitme!
C:seni alınca bizi bırakmayacaklar öldürecekler!
Ae:maria gitme onlara lütfen.
Lu:hadi kanka be. Gitme ellere.
Ai:sen zeki bir kızsın. Cidden seni alınca bizi bırakacaklarını mı düşünüyorsun?
Al:yalvarırım git onlara. Bizim canımız seninkinden daha kıymetli. Hem senin neyini istiyorlar ki. Altı üstü bir ateş bükücüsün.
H:ah güçlerini sakladın mı? Eminim sophia istemiştir bunu senden. Peki bağlı olduğun hayvan nerde? Yada dünyada eşi benzeri olmayan silahların. Arkadaşlarını kullanmaya silahsız mı geldin. Cidden aptalsın.
Ai:ne güçlerinden bahsediyorsun? Onun sadece ateş gücü var!
H:hepiniz yanılıyorsunuz. Onun sadece ateş gücü yok. O kraliçe katherinanın torunu, prenses arianın kızı, prenses maria tense.
-maria
Ak:maria uyan hadi. Daha ikinci gündeyiz ve aynı sahneyi tekrar yaşıyoruz.
Ohh be hepsi rüyaymış. Rüyamda şey görmüştüm, şeeyy...... hatırlamıyorum. Çok önemli gibi ama olmuyor ne kadar çabalarsam çabalayayım hatırlamıyorum. Ben rüyamda ne gördüm?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element Kraliçesi
FantasiBu hesapta yazıp yayınlayacağım ilk hikaye olacak. Yazım yanlışları görürsem düzeltirim yoksa bırakırım. İlk bölümü yayınladıktan sonra her gün yeni bölüm atmaya çalışacağım.