Zehirli Düşünceler

425 39 7
                                    

Bizler aslında içinde bulunduğumuz bedende sıkışmış ruhlarız. Özgürlüğümüze kilit vuran yalnızca bedenimizdir. Biz ruhuz ve damarların içindeki kanda hareket ederiz. Bazen öfkeli, bazen coşkulu. Bazı ruhlar da yaşadığı bedeni zehirler. Düşüncelerde dolaşan ruhlar karanlığı ifade ederler. Karanlık beynimizi doldurur ve biz gerçek anlamda olumlu hisleri unuturuz. Düşünceler aklımızdaki havuzda yüzerler. Katran dolu bu havuzun içinden temiz düşünceler bulamayız. Cinayet bir bakıma ruhları hürriyete kavuşturmaktır. Benim asla kavuşamayacağım şekilde...

...

Lily'nin işkencelerini hissedemez olmuştum. Gözümün önünde yüzler görüyordum. Kaybettiğimi bildiğim insanlara ait yüzler. Dokunamıyordum ancak varolduklarını biliyordum. Oysaki bu kız beni öldürürken korkudan ağlayan kızdı. Neden birden gözü dönmüştü? Ruhumu delecek türden işkencelerin ardından son hatırladığım alnıma dayanmış bir silah namlusuydu. Sağır edici bir gürültü ve karanlık...

...

Her zamanki yerde uyanmıştım ama bir farklılık var gibiydi. Vakit kaybetmeden aşağı kata indim. Olabildiğince siyah giyindim ancak tenim soluktu. Hayalet gibi göründüğüme emindim. St. John sokağının sonundaki kafeye yürüdüm. Soğuk yağmur ve şiddetli rüzgar bana eşlik ediyordu. Kapıyı açarken etrafa yayılan zil sesi herkesin bana bakmasına neden olmuştu. Ve herkesin aynı anda kalkıp dükkandan koşarak kaçmasına. İnsanlar çok sıkıcı. Her ne kadar öyle olsam da ben bir psikopatmışım gibi davranmamalılar.

Jimmy'i aradığım yerde bulmuştum. Benden bir şey isteyeceğini belirterek beni buraya davet etmişti. Jimmy her akşam aynı yolda yürürken tanıştığım bir adamdı. Beyaz tenliydi ve çilliydi. Gözleri simsiyahtı ancak saçları turuncuydu. Kısa boylu tıknaz bir çocuk gibi görünüyordu.

Hızlı adımlarla yanına doğru yürürken kuşkulu bakışlarının ne imâ ettiğini merak ediyordum.

"Umarım bu havada buraya kadar gelmemi istemenin mantıklı bir sebebi vardır Jimmy."

"Elbette var. Senden birini öldürmeni isteyeceğim."

"Söylemek ne kadar basit öyle değil mi?"

"Ronan Springfield. 39 yaşında ve muhasebeci. Zayıf, maddiyata önem veren, korkak ve bekar bir adam. Senin için zor olmayacaktır. Pazar günleri hariç hergün işe saat 7.30 da gidiyor. 19.00'da evine dönüyor. Pazar günleri mezarlığa gidip babasını ziyaret ediyor. Ve  saldırgan bir köpeği var. Başarırsan karşılığını alırsın Fayette."

"Benim için eğlenceli olacak Jimmy. Şimdi adresini yaz ve beni daha fazla meşgul etme."

...

Bir ıslık sesi dökülürken dudaklarından, yürüyordu sakince. Azrail bir bedene mi hükmediyordu? Neden ve kim için yapıyordu tüm bunları? Soğuk rüzgar, yüzüne bıçak darbeleri gibi inerken kendisine bahsedilen evin önüne gelmişti. Kırmızı boyaları dökülmüş duvarları ve paslı tellerle çevrili bahçesiyle bu ev oldukça eskiydi. Zihnindeki zehir parmaklarına yayılıyordu ve birazdan o görünmez zehir başka bir bedene akacaktı. O beden bu zehre katlanamazdı, çürüyecekti. Yavaşça ahşap kapıyı iterken zararsız görünmeye çalışıyordu. Kapının açık olması şaşırtıcıydı çünkü geleceğini haber vermemişti bu kez.

"Ronan, saklandığın delikten çıkmazsan kafanı koparıp farelere yediririm. Duyabildiğini biliyorum. Canının yanmasını ben de istemem. Çık dışarı derhal."

"Lütfen acı bana. Hiçbir suçum yoktu."

Sesin geldiği odaya koştu ve çığlık sesleri soğuk evi doldurdu.

...

Ronan küçük bir kız gibi çığlık atıyordu ve sırf bu kadar korkak olduğu için kolunu kendisine yedirmeyi planlıyordum. Henüz hiçbir şey yapmamıştım ancak o bağırıyor, ağlıyor ve zıplıyordu.

"Evet Ronan, elimde iki tane kart var birini seçmek zorundasın."

Korkakça titreyen elini sağ elimdeki karta uzatmıştı.

"Kafana kaynar su döküp derini yüzeceğim. Bunu seçtin."

Yeniden hıçkırarak ağlamaya başlarken zar zor konuşuyordu.

"Peki diğer kartta ne vardı?"

"Kollarını matkapla delip seni canlıyken gömmek vardı."

"Ama bu haksızlık!"

"Hayat kimsenin haklarını gözetmiyor sevgili dostum. Ama sadece şaka yapıyordum. Tanımadığım ve bizzat öldürmek istemediğim birine eziyet etmem. Birinin isteği üzerine buradayım."

"Öyleyse beni bıra...."

Ah zavallı. Son cümlesini bitiremeden son nefesini bitirmişti. Kafasından tek kurşunla vurmuştum ve bu kez işkence edemeyecek kadar yorgundum. Çünkü hâlâ Lily beynime çivi çakıyormuş gibi hissediyordum.

Ronan'ın evinin bulunduğu sokağı terkediyordum ve tüyler ürpertici sessizlik bana eşlik ediyordu. Artık hevesim kalmamıştı. Ölmek istiyordum çünkü yaşadığım hayatın laneti beni her geçen gün kahrediyordu. Ölmek istiyordum çünkü ruhum bedenime sığmıyordu. Ölmek istiyordum çünkü içimdeki ruh artık beni de zehirliyordu...

...

Yeni bir hayata adım attığım ilk günün sabahı oldukça sıradandı. Artık kimseyi öldürmek yoktu. Sadece ölmeyi bekleyecektim. Her fani gibi ölüm telaşıyla bekleyecektim yarını. Yaşlı insanlar böyle yapmaz mıydı? Biraz önce kahvaltımı bitirmiştim ve iş aramak için evden çıkmıştım. Kırtasiyeler, eczaneler, marketler hatta manavlar... Gezmediğim yer kalmamıştı ancak aldığım tepki hep aynıydı. Korkudan titreyen dükkan sahipleri ve kekeleyerek söyledikleri sözler:

"Biz eleman bulduk hanımefendi."

'Dutch Kasabı için eleman aranıyor.' yazısı içimdeki umut kıvılcımlarını alevlendirmişti. Kasaplık tam bana göre bir meslekti. Ahşap kapıyı büyük bir gıcırtıyla açarken bir anda burnuma gelen çiğ et ve kan kokusu yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Bu ben miydim gerçekten? İş arayan ve kan kokusundan rahatsız olan?
Değişiyordum. Ancak önemli olan düşüncelerimin değişmesiydi.

"İyi günler bayım. Aradığınız eleman bu işe yatkın bir bayan olsa sorun olur mu?"

"Ah, tabiki sorun olmaz. Buyrun gelin lütfen."

"Ben Fayette...Fayette Hutchison."

Adamın yüzünün bir anda beyazladığını görmüştüm ve bu içimdeki öfkeyi tetikliyordu. Benden korkmamalıydı. Ona zarar vermek istemiyordum ki!

"Lütfen korkmayın, değişmeye çalışıyorum. Yeni bir hayat için bir şansa ihtiyacım var."

"Herkes bir şansı hakeder Fayette. Yeni işini tebrik ediyorum."

Yüzündeki korku yerini içten bir gülümsemeye bırakmıştı. Bu adam farklıydı ve bana umut dolu bir gelecek vaadediyordu. Her ne kadar birkaç sene sonra ölecek olsam da...

ÖlümsüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin