Şeker Baba ( Camren G!P )

24.Bölüm

bu bölümler KbraDemirel468 için gelsin.

KEYİFLİ OKUMALAR.

Keana'nın bakış açısı:

"Camila'nın Lauren hahaha ile yalnız olduğunu bilmek nasıl hissettiriyor?"

"Kapa çeneni! Bana gülmek yerine aptalca bir plan bulmama yardım et. Ve senin lanet olası partin hiç yardımcı olmadı."

"Vay, benim suçum değil! Yakışıklı Prensiniz çok zekiydi, arkadaşlarımdan birini de incitmiş."

"Aptal azgın çocuklar. Hoşçakalın." Her neyse, umarım aptal hafta sonlarının tadını çıkarıyorlardır çünkü uzun sürmeyecek.

Camila'nın Bakış Açısı:

Duştan çıktığımda Lauren'in pencerenin önünde durduğunu gördüm, okyanusa ve gökyüzüne bakıyordu, düşüncelerine o kadar dalmıştı ki arkasında olduğumu fark etmemişti. Beni Jeju'ya götürdüğü için ona teşekkür etmek istedim, bugün güzel ve rahatlatıcı bir gündü. Aklıma bir fikir geldiğinde hala düzgün bir şekilde özür dileme şansım olmadı. Arkadan kollarımı beline doladım ve kulağına fısıldadım.

"Beni mi bekliyordun baba? Hadi yatalım..." Lauren yavaşça bana döndü ve giydiğim kıyafeti fark edince gözleri karardı. Gerçekten de uçuk pembe ipek bir pijama elbisesi seçmiştim ve annemin bu elbiseyi neden aldığını biliyorum. Hiçbir şey söylemedi, boynuma doğru inerken ve omzumda dururken parmağını yüzümde gezdirdi, elbisenin ince askısını düşürmek için yavaşça okşadı, diğer taraf aynısını yaptı. Pijama elbise vücudumdan kaydı ve yere düştü, şimdi onun önünde çırılçıplaktım, sanki her şeyi geri hatırlamak ister gibi vücudumun tüm detaylarına baktı. Sahneyi ağır çekimde yaşadığım hissine kapıldım, yavaşça yaklaştı ve iki elini göğsüme koydu, tüm yüzeyi okşadı ve hala yavaş bir tempoda. Beni belimden kendine doğru çekti ve gözlerime baktı. Gözleri şehvet doluydu, içlerindeki tutkuyu gördüm. Bana bakışı beni heyecanlandırmıştı. O an beni sadece gözleriyle yutabilirdi.

"Ay ışığında daha da güzel görünüyorsun." saçımı bir tarafa koydu, eğildi ve üzerine tatlı öpücükler kondurdu. Beni hiç böyle öpmedi, sanki hazinesine dokunuyormuş gibi saf ve samimiydiler. Bu yanma hissini tenimde hissetmek için başımı geriye atıp gözlerimi kapattım. Sanki dans ediyormuşuz gibi beni yatağa yönlendirdi. Vücudundaki tüm bezleri çıkardı. Penisini zaten düz olan boxerından çıkardı, temiz havanın onu okşadığını hissedince hafifçe inledi. Onu çıplak görerek orgazm olabilirdim. Çok iyi şekillendirilmiş vücudu, Apollo heykelinin yanındaki bir sanat müzesine gidebilir. Ben yatakta vücudunu hayranlıkla izliyordum, yanıma oturup komodinin üzerindeki su bardağına parmaklarını daldırdığında bir buz küpü çıkardı. Küpü boynuma doladı, göğüslerime kadar takip etti ve sert meme uçlarıma daireler çizdi. Bu gece ay ışığı göründü, pencereden içeri giren ışık vücudumda ıslak izler bırakan buz küpünü aydınlattı. Her şey yavaş gidiyordu, nefesimiz bile yavaştı, erotikti. Buz küpü karnıma doğru indi ve şimdi mahrem bölgemden birkaç santim uzaktaydı. Soğuğu hissedince vücudumun kasları gerildi. Buzu çıkardığında inlemeye başladım, bu hissi şimdiden özledim. Ağzına koydu ve daha önce yalamak için dikkatliydi ve gözlerini üzerimde tutuyordu. Eğildi ve kulağıma fısıldadı. "Buz küpünün tatlı bir tadı var." Muhtemelen nefes alamayacağım için, vücudunun ağırlığını üzerime koymadan bana yaslandı. Uzun şaftı yüzümün önünde duruyordu, lanet aleti. Bir şey söylemesine gerek yoktu, benden ne istediğini tam olarak biliyordum.

Alt bedeniyle yüzleşebilmek için biraz doğruldum. Parmaklarımla karın kaslarının hatlarına dokundum ve ona şehvetli öpücükler vermek için eğildim. Lauren yatağın başını tuttu ve dilimin seksi karın kaslarını izlediğini hissedince inledi. Dilim nihayet penise geldi, masaj yaptım ve avucumun içinde sert ve keskin olan horozunu okşadım. Ağzıma atarken hiç vakit kaybetmedim, dudaklarım penisinin ucuna değdi, sıcak ve hoştu. Dilim her şeyi çevrelediğinde daha da sertleşti, vücudunun tüm kaslarını kastı, kollarında damarlar belirdi ve bunun hayatımda gördüğüm en seksi şey olduğunu söyleyebilirim. İki elimi belinin iki yanına koydum, penisini boğazımın derinliklerine itti ve çekip tekrar geri itti. Gelip bir süre ağzıma girdi ki gelip başını geriye attı. Ağzıma boşalmıştı, tohumunun tadı hem tatlı hem de erkeksiydi.