Instagram: thegullbahar
Wattpad: Hanzade14533Yazım veya mantık hatası varsa lütfen uyarınız...
Saygılar, sevgiler...
________
Panayıra bir hafta kalmıştı...
Herkes de bir heyecan, bir telaş vardı. Sürekli bir şeyler yetiştirilmeye çalışılıyordu.
Zehra ve Nurbanu çeşmeden su getirmekle görevliydiler bu gün. Dört seferdir gidip gelmekten yorulmuşlar, bir taşın üstünde dinleniyorlardı. Ancak Nurbanu dalgın duruyor, sanki bir şeyler düşünüyordu. Birlikte büyüdüğü Zehra'dan ise bu hiç kaçmazdı.
"Senin aklında bir şeyler dönüyor ama kardeşim." Dedi düşünceli düşünceli. Nurbanu da zaten bunu bekliyor olmalıydı.
"Diyorum ki şu beyaz atı panayırda at yarışının kazanına ödül olarak mı koysak."
"Ağamın atının tayını mı?" dedi Zehra hayretle.
"He, Gülbahar çok beğendi ya yarışı kazanır atı almak için. Hem kafası dağılır."
"Sen iyi misin Nurbanu? Ağam gözü gibi bakar ona... Gülbahar kazansa neyse de başkası kazansa ele mi gitsin cancağızım at."
"Ya kardeşim, dört senedir ağan kazanmıyor mu zaten, bu sene de o kazanır muhakkak ama biz Gülbahara bir şans vermiş olacağız işte. Hırs yaparsa kazanır. Biz de ağanın havalarından kurtuluruz." Dedi Nurbanu.
Ağabeyine laf söylenmesi hoşuna gitmemişti. Nurbanu'ya ters ters baktı. Ama Nurbanu haklıydı. Her kazandığında havalara giriyordu. Zehra kardeşiydi tamamda Nurbanu neden çekmek zorundaydı bu havaları?
"Babamları ikna etmek sana düşer." Dedi Zehra.
"Tamam, merak etme. Amcam da her sene Ömer ağaya bedava at vermekten usanmıştı zaten. Biraz da onun atları ödül olarak koyulsun dimi?" dedi Nurbanu gülümseyerek.
İçinde ki düşünceleri paylaşmanın rahatlığıyla bir nefes bıraktı Nurbanu. "Oh be! Mantıksız bulacaksın diye o kadar korktum ki." Dedi.
Zehra başını sallayarak onay verirken "Atta hemen alıştı Gülbahara. Benim atım bana alışana kadar kaç çifte yedim."
"Şans meselesi işte."
__________
Ertesi gün Nurbanu babalarıyla konuşup işi hallettikten sonra görev dağıtım yerine gitti. Panayır, düğün, bayram gibi günlerde bütün köy imece olarak çalışırdı. Bu onlar için çok büyük kolaylıktı. Birlikte yapar, birlikte yerlerdi. İlk işi Zehra ve Gülbaharı bulmak olmuştu. Yanlarına vardığında.
"Ne işi aldınız?" diye sordu.
"Yemek yapanlara yardım edeceğiz. Sen?"
"Daha almadım. Bende yanınıza geleyim bari tek ne yapacağım."
"Geç kalmamışındır inşallah. Çoğu iş bitti neredeyse."
"Tamam bekleyin." Diyerek ayrıldı yanlarından. O gittikten sonra Zehra "Gülbahar hatun seni at yarışlarına yazdıralım mı?" dedi.
"Ciddi misin?" dedi Gülbahar. Dalga geçtiğini düşünüyor olmalıydı.
"He ya, ciddiyim. Kazanırsın bence."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülbahar Hatun
Historical Fiction- ARA VERİLDİ- Gülbahar hatun; Osmanlı'nın en görkemli zamanlarını yaşadığı bir dönemde, İstanbul'un sayılı tüccarlarından Ahmet efendinin biricik öksüz kızıdır. Babasının hassas gayretleri ve kendi merakı sebebi ile yaşıtlarından çok daha f...